42

1.7K 164 134
                                    

Atsumu'nun arkasını dönmesini fırsat bilerek sessizce yataktan çıkıp sigara paketi, çakmak ve telefonunu alarak odadan çıktı. Yaklaşık yarım saat önce uyanmış ama Atsumu hâlâ üzerinde olduğu için kalkamamıştı.

Salona gitmeyi bile beklemeden sigarasını dudaklarına koyup yaktı ve ilerlemeye devam etti. Ablasını koltukta görünce sigarayı dudaklarında tutarak "selam." diye mırıldanmıştı.

"Kiyoomi, uyanmışsın."

"Uyuduğumu nereden biliyorsun?" derken kızın çaprazındaki koltuğa yerleşti.

"Kapını çaldım, ses gelmeyince de içeri girdim. Atsumu-chan'ın burada olduğunu bilsem girmezdim tabii."

"Umarım bir şey görmemişsindir."

Kız hafifçe gülümseyip "merak etme, görmedim." deyince başını sallayıp ağzındaki dumanı havaya üfledi.

"İçme şunu artık."

"Bunu demekten sıkılmadın mı?"

"Sıkıldım. O yüzden bırak."

"Hayır."

"Erken ölürsün."

"Fark etmez." dediğinde kız bacağına yastık fırlattığı için kaşlarını çattı. "Medeni olsana biraz."

"O değilde, Atsumu-chan hâlâ uyuyor mu?"

"Hm hm."

"Uyandırsana."

"Ne kadar vicdansızsın. Bırak uyusun, yoruldu." Cümlesi bittiğinde bunu dememiş olması gerektiğinin farkında olduğu için dudağını dişlemişti.

"Çok yormasana o zaman. Yazık çocuğa."

"Bunu konuşmayalım."

"Haklısın. Kardeşimin hayatının o kısımlarını bilmesem de olur." deyip gülerken ayaklanmıştı Keiko. "Meyve suyu alacağım, sen de istiyor musun?"

"Kahve istiyorum."

"Emredersin."

Kız mutfağa ilerlerken kulağına gelen bildirim sesiyle telefonu eline aldı.

Atsumu seninle mi

Evet burada

Şimdi uyuyor, uyanmazsa burada kalır

Tamam

Keiko meyve suyunu alıp koltuğa geri yerleştiğinde Sakusa mutfağa ilerledi kahvesini hazırlamak için. Kız kettle'a su koymuştu sadece ve gerisini ona bırakmıştı.

O mutfakta beklerken Atsumu onun yokluğunu fark edip gözlerini açmış ve kalkmıştı. Keiko'nun evde olduğu aklına bile gelmediği için altına hiçbir şey giymeden çıktı odadan.

Keiko Atsumu'nun o hâlde içeri girdiğini gördüğünde içtiği meyve suyu boğazına kaçtığı için öksürmeye başlamıştı. Onu öksürmesi sayesinde fark eden çocuk da "siktir! Özür dilerim!" diyerek mutfağa koşmuştu. Sakusa'nın orada olduğunu düşünerek.

"Atsumu?"

"Off nasıl bir salağım ben?! Odaya niye gitmediysem!" Sakusa'yı umursamayıp kendi kendine mırıldanması çocuğu güldürünce kaşlarını çattı. "Ne var?"

"Hiiç. Çok tatlı görünüyorsun da."

"Az önce ablana rezil oldum farkında mısın?"

"Boşver, o umursamaz böyle şeyleri."

"Böyle şeyler derken? Önceki sevgililerinde de mi böyle şeyler oldu?" Kıskançlıkla sorduğu şeyden sonra Sakusa ona yaklaşıp "öyle bir şey demedim." diye mırıldandı ve burnunu burnuna sürttü.

"Bir klişe yapıp beni tezgaha oturtacak mısın?"

"Oturtmalı mıyım?" diye flörtöz şekilde sorduğunda Atsumu başını salladı hemen.

Çocuğun kendisini bir anda kaldırıp tezgaha oturtması üzerine bacakları soğuk mermere değdiği için "soğuk." demişti dişlerinin arasından.

"Bir şey olmaz." Çocuğun bacakları iki yana ayrılırken arasına girip yüzüne yaklaştı yine. Bir saniye geçmeden de dudaklarını birleştirmişti yumuşakça.

Dudakları uyum içinde hareket ederken ilk öpüşmelerini hatırladı Atsumu. O zaman böyle yumuşak değildi, hiçbir his yoktu öpüşünde ama şimdi farklıydı. Farklı olduğunu hissediyordu.

Sakusa dilini devreye sokacakken Atsumu başını geri çekip "Keiko-san gelirse yakalanırız." diye fısıldamıştı ama Sakusa umursamadığını belli eden şekilde omuz silkip tekrar yapıştı dudaklarına.

Tişörtü zaten üste çıkmış olduğundan dolayı biraz daha kaldırıp ellerini çocuğun beline koymuştu Sakusa. İnsanlara dokunmayı sevmese de Atsumu farklıydı, ona dokunmak çok hoşuna gidiyordu. Hatta vücudunu keşfedebileceği kadar keşfetmek istiyordu.

Çocuğun göğüs ucunu iki parmağıyla sıkıştırınca Atsumu inlemesini içinde tutamamış, boğuk bir ses çıkarmıştı ağzı Sakusa'nın dudakları tarafından örtülü olduğundan dolayı.

"Bugün yaptığımız yetmemiş galiba." derken kollarını çocuğun omuzlarının üzerinden uzatıp başını boynuna doğru koydu.

"Yetmedi, ama merak etme tekrar yapmayı düşünmüyorum." Atsumu'nun canının acıdığını bildiği için demişti bunu.

"Çok düşüncelisin." diye fısıldayınca nefesi tenine çarptığı için sertçe yutkundu Sakusa. "Hm hm. Şimdi git de giyin."

"Tamam." Çocuğun boynuna bir öpücük kondurduktan sonra geri çekilmesini bekleyip çekildiği anda da tezgahtan inmişti. Keiko-san'a görünmemek için koşması gerekiyordu şimdi.

model || SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin