38

1.8K 176 126
                                    

"Abla, kahvaltı hazır."

"Tamam, geliyorum beş dakikaya."

"Offf, çok ağrıyor!" diye homurdanarak yanından geçen çocuğa bakıp güldü istemsizce. Bunu göze almış olmalıydı içerken.

"O kadar içersen tabi ağrır. Mızmızlanma şimdi."

"Beni suçlayamazsın, hele ki böyle acı çekerken." Dudaklarını büzüp kızar gibi bakmıştı sevgilisine. Sakusa da "suçlamıyorum." deyip kollarının arasına aldı çocuğu bir anda.

"Bak bu iyi geldi."

"Ah, günaydın Atsumu-chan." Kızın sesini duyunca başını çocuğun göğsünden ayırıp zorla gülümseyerek "günaydın." demişti.

"Uykunu alamamışsın sanırım."

"Başım çok ağrıyor. Senin ağrımıyor mu?"

"Çok değil. İlaç aldın mı?"

"Hı hı."

"Hadi yürüyün, ekmekler soğuyacak."

Mutfaktan gelen nefis kokulara mutlu mutlu ilerleyip masaya yerleşmişlerdi. Her ne kadar yemeyeceğini söylese de önündeki yiyecekleri masada bırakamazdı Atsumu. Yemeklere saygı duyuyordu, güzel olanlar karnında yaşamalıydı o yüzden.

"Atsumu, kahvaltıdan sonra seni eve bırakayım mı?"

"İyi olur. Gideyim de Samu'ya ağlayayım bana baksın diye."

"Sadece başın ağrıyor, abartma."

"Olsun."

"Samu kim?"

"Aslında Osamu. Atsumu'nun ikizi."

"Aa ikizin mi var cidden? Hiç söylemedin."

"İkizim falan da görsen hiç sevmezsin." Kız anlamamışcasına bakarken Sakusa araya girip "seversin, gayet iyi biri." demişti.

"Dışarıya iyi."

"Yine çocukluk yapıyorsun."

"Tamam be."

Kahvaltılarına devam ederken aklına gelen şeyle bir anda ofladığı için iki çocuğun bakışları da Keiko'ya dönmüştü.

"Ne oldu da ofladın öyle?"

"Gelecek haftasonu annemler geliyor ya."

"Ne? Ben daha sonra sanıyordum."

"Zaten normalde daha sonraydı, erkene çektiler."

"Benim niye haberim yok?"

"Söylemeyi unutmuşumdur."

"Sağ ol ya." Göz ucuyla sevgilisine baktığında Atsumu anlamıştı ne demek istediğini. ''Bu evde sevişebileceğimiz son hafta' bakışı atmıştı.

"Ne oldu niye bakışıyorsunuz?"

"Hiiç."

"Bu arada Atsumu-chan, dün yaptığın şeyi beğendim." Eğlendiğini belli eder şekilde kıkırdarken Atsumu kaşlarını çatıp "ne yaptım ki?" diye sormuştu. Sakusa ise düşündüğü şey olmadığını umarak derin bir nefes aldı.

"Hatırlamıyor musun?"

"Pek sayılmaz."

"Kiyoomi'nin kucağına çıkmıştın seninle dans etmediği için." dedi hafif bir kıkırdama eşliğinde.

"Hassiktir cidden mi?"

"Evet, yaptın cidden."

"Sonra ne oldu?" Kız tekrardan gülüp önüne gelen saçı kulağının arkasına attı. "Kiyoomi bir anda eve gitmemiz gerektiğini söyledi."

Ağzının açık kaldığını fark etmemiş hâlde Sakusa'ya bakıp tek kaşını kaldırmıştı sorar gibi. Çocuk ağzındaki lokmayı yutup geriye yaslandı. "Yolda uyuyakaldın."

Bir şey demeden bakışlarını ikisinden de kaçırıp önündekileri yemeye devam etmiş, yaklaşık beş dakika sonra da "sen de bitirdiğinde kalkalım mı?" diye sormuştu sevgilisine. Utandığı için hemen gitmeyi istiyordu şu an.

"Şimdi kalkalım, doydum."

"Tamam. Keiko-san, sonra görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz canım. Annemler gelmeden önce birkaç kez daha gel."

"Tabii gelirim."

Kaçar gibi davranarak kapıya ilerlediğinde Sakusa da peşinden gitmişti gülerek. Şimdi diğer şeyleri de anlatıp daha çok utanmasını sağlayacaktı.

Arabayı çalıştırmadan önce oturan sevgilisine dönüp "seni yatırmıştım ama geri uyandın." diyerek dikkatini çekti.

"Ne?"

"Seni yatırıp duşa girmiştim. Sonra bir baktım, yanımdasın." Atsumu gözlerini kocaman açıp "EE?" diye sormuştu telaşla. Kendini çok utandıracak bir şey yapmamış olmayı diliyordu.

"İçeri girip üstüme atladın bildiğin." dediği an Atsumu elini alnına vurup bir şeyler homurdanmıştı.

"Devamını anlatayım mı?"

"Anlat, dinleyeyim rezilliğimi."

"Önümde eğildin, ama bir şey yapamadık çünkü miden bulandı ve kustun."

"Siktir, keşke anlattırmasaydım." derken başını Sakusa'nın aksi yöne çevirmişti. "Utandım. Keiko-san'ın gördüğü şeyden de utandım."

"Yaparken hiç utanmıyordun ama." diyerek gülen çocuğun koluna vurup "sussana be!" diye kızmıştı.

"Ama bir şey diyeyim mi, çok tatlıydın. Ve seksi."

"Sapık."

"Benden yararlanmaya çalışan sensin ama sapık olan benim öyle mi?"

"Sarhoştum. O yüzden yaptıklarım kabul edilebilir."

"Bu bir bahane değil."

"Bana ne."

"Hey, trip atma bana."

"Atmıyorum." derken kollarını bağlaması lafını boşa çıkarıyordu. Sakusa gülümseyerek çocuğa doğru eğildi ve yanağından öptü hızlıca.

"Gidelim o zaman."

model || SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin