"Gerizekalı." diye mırıldanmıştı Osamu yüzündeki sırıtışı silemezken. Atsumu'nun dediği şey komiğine gitmişti aslında ama o an tabii ki kafasına vurması gerekiyordu.
"Güzelmiş." diyerek odayı inceleyen sevgilisine bakıp onaylar bir mırıltı çıkardı. Cidden hoşuna gitmişti bu hediye.
"Duş alacağım."
"Tek başına mı?" Gülümsemesine karşı Suna da gülümseyerek başını iki yana sallamış, kapıyı açıp gelmesini söyleyen bir bakış atmıştı çocuğa.
"Siktir, aşırı aşığım sana." diye mırıldanırken peşinden gidip içeri girdiği an üstündekilerden kurtularak çocuğun dudaklarına yapıştı.
"Mmh, yavaş." Uykulu sesi kulaklarını doldururken daha da isteklenmişti çünkü böyle konuşmasını fazlasıyla seviyordu. Suna da sık sık yapardı bunu hoşuna gittiğini bildiği için.
Küvetin yarısına kadar dolan suya girip oturdu Suna. Osamu da ondan hemen sonra aynı şeyi yapmıştı ama onun oturduğu yer Suna'nınkinden biraz daha farklıydı.
Öpüşmelerinden dolayı çıkan boğuk inlemeleri içeride yankılanırken elini Osamu'nun kalçasına götürüp tek parmağıyla deliğine baskı yapmıştı Suna. Çocuk bunun yüzünden kendini ona bastırdığında bu sefer içine itmişti parmağını.
"Suyun altında bile hissedebiliyorum ne kadar ıslandığını." Kulağına fısıldadığı şeylerle biraz utandığı için başını çocuğun omzuna koyup kendini gizledi Osamu. Suna bu hareketine gülerken bir parmağını daha sokmuştu içine.
"Ahh! Sadece parmaklarınla bile- Tanrım!"
Onu içinde hissetmek istiyordu, o yüzden yerinde doğrularak Suna'nın penisini arkasına yerleştirdi. Bir saniye sonra kendini bastırdığındaysa ikisi de aynı anda seslice inlemişti.
"Osamu-" Cümlesine devam etmesini engelleyen şey sevgilisinin dudaklarıydı ve bundan hiç şikayetçi değildi şu an. Gerçi, hiçbir zaman da olmayacaktı.
"Yatakta sıra bende." dedikten hemen sonra kalçasını hareket ettirdiği için Suna başını geriye atmıştı hafifçe.
Osamu hareket etmeye devam ederken Suna gözlerini çocuğun yüzüne dikti. Kızarmış yanakları ve hafif açık ağzıyla öyle çekiciydi ki..
Geldiğinden dolayı gevşemiş vücudunu sevgilisinin üstüne bırakırken Suna elini sırtına koyup omzundan öpmüştü. Şimdi durmak istemiyordu ama önce yıkanmaları gerekiyordu.
Yine yapmak için sabırsız olduklarından dolayı hızla yıkanıp çıkmışlardı. Suna kendini yatağa bırakırken Osamu da üstüne eğilip dudaklarını birleştirmişti yine.
Elleriyle göğüs ucunu sıkınca inleyerek kendini yatağa bastırdı Suna. Göğüs uçları onun hassas noktasıydı ve Osamu onlara dokunup iyi hissetmesini sağlamayı seviyordu.
Bu sefer dudaklarıydı göğüsünde olan. Suna'nın kesik nefesleri kulağının doldururken dahasını da duymak istediği için daha da aşağı inip çocuğun bacaklarını kaldırdı bir anda.
"Osamu hayı- AH!" Çocuğun dilini hissetmesiyle lafını bitirememiş, bağırır gibi inlemişti huylandığından dolayı. Osamu ise onu umursamayarak devam ederken eliyle yüzünü kapattı. Bunu yapması onu utandırıyordu, ama aynı zamanda çok güzel hissettirdiği için itiraz edemiyordu.
Ne zaman elini saçlarına götürdüğünün farkında bile değilken bir de başına bastırmıştı çocuğun. Bu hareketten sonra Osamu hızla geri çekilirken şok olmuş şekilde eline baktı Suna.
"Özür dilerim! Öyle yapmak iste-" Susmasını sağlayan yine çocuğun dudakları olurken iki saniyelik öpücükten sonra "özür dileme." diye mırıldanıp penisini Suna'nın altına yerleştirmişti.
Eli çocuğun elinin üstündeyken kendini içine itip yüzüne baktı. Böylece hem yüzünü görmüş hem de elini tutmuş olmuştu.
Osamu çocuğun kalçasını kaldırıp kendini tamamen içine almasını sağladığında Suna canının acıdığına dair bir ses çıkardığı için endişeyle bakmıştı ona. Aslında hep böyle olurdu ama yine de endişelenmekten alıkoyamıyordu kendini.
"Çok mu acıdı? Özür dilerim-"
"Ha-hayır devam et."
İlk başta acıtsa da hayatında yaşayabileceği en büyük zevki alıyordu o böyle yaptığında. Çocuğun kendi zayıf noktalarını bilmesi garip bir şekilde hoşuna gidiyordu.
Küvette yaptığı gibi kendini çocuğun üstüne bırakırken ikisinin de kesik nefesleri birbirlerinin vücuduna çarpıyordu ve sadece bu bile tekrardan yapmaları için bir işaret gibiydi. Seneler olmasına rağmen her yaptıklarında böyle oluyordu, birbirlerine bir türlü doyamıyorlardı.
"Ne dersin, bir daha yapalım mı?" derken ellerini çocuğun iki yanına koyup biraz kalkmıştı üstünden. Suna sorduğu şeye gülümseyip "yapalım." diye yanıtladı sorusunu. Bu gidişle sabaha kadar bile yapabilirlerdi..
.
Telefonuna gelen bildirimler yüzünden gözlerini aralayıp yanında yatan çocuğa baktı Suna. Uyurken fazla tatlıydı ve bunu biraz daha görmek istiyordu. O yüzden telefonu boşvererek yerinden kımıldamadı ve sessizce çocuğu izlemeye başladı.
Ama yaklaşık 10 dakika sonra izlendiğinden dolayı irkilerek uyanmıştı Osamu. İrkildiği an Suna elini kolunun üstüne koyup "buradayım." diye mırıldandı. Birkaç saniye sonra Osamu nerede olduğunu anlayıp gülümsemişti. "Günaydın."
"Günaydın." Dudaklarına ufak bir öpücük kondurup geri çekildi. Şimdi bakabilirdi mesajlara.
Suna
Uyuyor musun
Lan öğlene kadar uyanıp çıkmanız lazım
Uyandım şimdi
Tamam çıkarız öğleden önce
"Ne yapıyorsun?" diyen sevgilisine baktı telefonu geri bırakırken. "Atsumu yazmış da."
"Ne yazmış?"
"Öğlen çıkmamız gerekiyormuş."
"Tamam. Tekrar duş alıp çıkalım o zaman." dediğinde Suna istemsizce gülümsedi. "Bu sefer ayrı ayrı alalım, birlikte girince dayanamıyoruz ve ben bunun için fazla yorgunum."
"Ama...neyse tamam ben de çok yorgunum." dedikten sonra uzanıp sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurup mırıldandı. "Bu evli olarak ilk günümüz."
"Pek bir şey değişmedi sanki." Gülmesi üzerine Osamu başını sallayarak onaylamıştı dediği şeyi. Zaten çok uzun süredir böylelerdi, şimdi evlendiklerine dair bir belgeye sahip olmaları hayatlarında gözle görülür bir değişikliğe neden olmamıştı ama yine de evli olduklarını söyleyebilmeleri güzel olacaktı belki de.
Herkesin isteği olsun diye iki türlü de yaptım..
beğendiniz mi ehehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
model || SakuAtsu
Fanfiction"Bize mankenlik yapacak kişi, Sakusa Kiyoomi. Çalışmamız bitene kadar bizimle olacak." İçerik uyarısı!!: Smut ve küfür içerir