Gün boyu çocuğa hiç yazmamıştı Atsumu. O yazmayınca Sakusa da yazmamıştı tabii. Yazmasını isterdi ama yazmayacağını bildiği için de çok takmamıştı kafaya.
Bugünü atlatsa bile yarın ne yapacaktı sanki? Karşı karşıya gelmeyecekler miydi? Kaçacak hâli yoktu ya.
Yaptıkları an aklına geldiğinde sırıtmaya başlamasına rağmen 'kes sesini' demesini tekrar duyar gibi olduğu zaman hemen asılıyordu suratı. Doğrusu, kullanılmış hissediyordu biraz.
Yorganı üstünden attığında alttakinin kalktığını görüp oflamıştı. Sadece düşündüğünde bile bu duruma geliyor olması hoşuna gitmiyordu çünkü çok iradesiz hissettiren bir şeydi.
Gelmeyeceğini bildiği bir bildirimi bekliyordu şu an. Kendini çoktan kaptırdığının farkında değildi, ama yakında anlardı zaten.
"Hayır Atsumu, yazmayacaksın." diye kızdı kendine telefona uzanacak gibi olduğunda. Cidden bunu yapmak istemiyordu çünkü bir yandan da merak ediyordu acaba o yazmadığında Sakusa merak edip de yazar mıydı diye? Ya da sırf kendisi konuşmak istediği için..
Yemeğe gitmediği için Osamu ve Suna yalnız yiyordu. Doğrusu kardeşi uzun süredir böyle sessizleşmediği için biraz endişelenmişti Osamu.
"Suna, ne olduğunu biliyor musun?"
"Neye?"
"Tsumu'ya. Bayağıdır depresif bir ergen gibi davranmıyordu."
"Yoktur bir şeyi ya."
"Sakusa'yla alakalı bir şey olmasın?"
"Olsa söylerdi." diye mırıldanıp ağzına önündeki köfteden bir parça attı. Osamu'ya yalan söylemeyi sevmiyordu ama Atsumu bunu onlarla paylaşmak istememişken ve kendisi yanlışlıkla öğrenmişken Osamu'ya da söylemesi çocuğa saygısızlık olurdu.
"Belli olmuyor ki sağı solu."
"Biraz bekleyelim, kendisi söyler bir şey olduysa."
"Tamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
model || SakuAtsu
Fanfiction"Bize mankenlik yapacak kişi, Sakusa Kiyoomi. Çalışmamız bitene kadar bizimle olacak." İçerik uyarısı!!: Smut ve küfür içerir