20. Bölüm

915 104 334
                                    

Bölümleri karışıklık olmaması adına sürekli olarak Yoongi'nin ağzından yazma kararı aldım. İyi okumalar^^💜

~~~

Hayatta ki en büyük başarım, hala hayatta olmak.

~~~

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~~~

"Taehyung geldi."

Hoseok elinde birkaç poşetle kapıdan adımını atar atmaz söylediğim iki kelime onu anlık olarak yerine çivilemişti. Asıl sorun şu ki, onu sabah evinden uğurlarken gülüşmeler ve öpücükler hakimdi. Fakat şuan, bugün yaşadığım olayın da etkisiyle fazlasıyla gergindim, kapının hemen karşısında kalan duvara yaslanmış, yerde otururken kollarım dizlerimi sarmıştı ve bunu daha fazla belli edemezdim.

Gözlerim onunkilerle buluşurken, poşetleri yere atarak yanıma koştu. Arkasından gelen iki beden daha görmüştüm ama şuan ilgilendiğim tek beden Hoseok'a ait olandı. Önüme diz çökerek oturduğunda ellerini omuzlarımda hissettim.

"İçeriye girdi mi? Ne oldu, Yoon? Sen iyi misin?"

Anlatacak fazla bir şey olmamıştı ve o an kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki kafamı sallamakta bile zorlanmıştım. Endişeyle yanıma gelen diğer bir kişiye yani Jimin'e yönlenecekken tuttuğu omuzlarımdan beni tutarak kendine çekmesi, ağlama isteği yaratmıştı.

Akşama kadar sadece Hoseok yok diye doğru düzgün yemek yememiş, fazlasıyla bitkin olmama rağmen kafamı yastığa koyup uyuyamamıştım bile. İhtiyacım olan her şey oydu resmen. Ona duyduğum bu açlık beni korkutuyordu.

Ama bir an içinde göz yaşlarına boğulmamın sebebi, onunla ilgili olan bu duygu karmaşası değildi. Sebebi aslında Taehyung geldiği an hissettiğim bütün o pişmanlık, tedirginlik, korku dolu saniyelerdi. Böyle bir şeyi ancak Hoseok yanımdayken dışarı yansıtabilirdim.

"Yoongi Hyung, lütfen sakin olmaya çalış."

Buğulu gözlerimi etrafta gezdirirken peşinden sinirle gelen Jungkook'u da görmüştüm.

"Şu şerefsizi bir elime geçirirsem sonu hiç iyi olmayacak Hoseok Hyung, arkasındaki mafya bozuntularının hiç biri umrumda değil."

Jimin'in ona attığı ters bakış, yükselttiği sesin yavaşça tekrar alçalmasına neden oldu.

"Saçmalamayı keser misin, lütfen?"

Bütün bu konuşma süresi boyunca omzum üzerine kafasını bırakmış, sessizce kokumu içine çeken Hoseok'a dikkat kesildim tekrar. Ağlamayı kesmem gerekiyordu, Jimin ve Jungkook buradayken bunu yapamazdım.

"Hoseok..." fısıltı halinde çıkan sesimi sadece onun duyduğuna emindim çünkü Jimin ve Jungkook çoktan Taehyung hakkında konuşmaya dalmıştılar.

"Şşş, sadece sakin ol. Artık yanındayım."

Geri çekilerek bakmaya doyamadığım gülümsemesini sundu bana. Elleri yukarıya yavaşça çıktı ve yüzümü elleri içine alarak yanaklarımdaki yaşları nazikçe sildi. Her dokunuşu o kadar iyi geliyordu ki bana, ruhumdaki yaraları bir bir iyileştiriyordu.

save me//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin