1. Bölüm

3.7K 205 380
                                    


Min Yoongi;

Gözlerimi sıçrayarak açmam ve yataktan ter içindeki vücudumu fırlatarak kalkmam eş zamanlı oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi sıçrayarak açmam ve yataktan ter içindeki vücudumu fırlatarak kalkmam eş zamanlı oldu. Yine aynı şey tekrarlanıyordu, lanet olsun. Bundan nefret ediyordum.

Boğazımda atıyormuş hissi veren kalbimi ve hızla kalkıp inen göğüs kafesimi umursamadan bacaklarımı yataktan aşağı atıp ayağa kalktım. Bu eve taşınalı daha bir gün bile olmamasına rağmen ilk geceden bu şekilde uyanacağımı tahmin etmiş olmalıydım. Tek başınaydım fakat yine de asla uyuyamazdım.

Kolilere çarpmadan koridordan geçip kapıya doğru adımlarken, anlık olarak durup etrafıma baktım. Evin içindeki sessizlik o kadar gürültülüydü ki kulaklarımı parçalıyordu sanki. Çığlık atmak ya da ağlamak isteyeceğim kadar çok etkiliyordu beni bu ses.
Bunun yerine boğazımın düğümlenmesine izin verdim ve derin bir nefes alarak ön bahçeye açılan kapıyı açıp dışarı çıktım.

Tenime çarpan soğuk hava titrememe neden oldu ama aynı zamanda iyi hissettiriyordu. Hemen kapı önünde duran terlikleri ayağıma geçirip birkaç adım daha attım.

Taşındığım ev, şehrin fazla kalabalık olmayan kırsal kesimindeydi. Caddeden nadiren araba geçiyordu ve her iki tarafımda bulunan tek katlı evlerde de henüz kimseyi görmemiştim. Eğer komşum yoksa bu, beni mutsuz etmezdi çünkü onlarla pek iyi geçindiğim söylenemezdi.

Çekirge ve rüzgar sesi kulağımı doldururken birkaç defa daha derin nefesler aldım. Bu beni rahatlatıyor ve içimde oluşan saçma kaygı hissini bir nebzede olsa azaltıyordu. Eşofmanımın fermuarını kapattım ve önümdeki üç basamaktan ilkine oturdum.

Buraya geldiğim, kapıdan girdiğim ilk andan itibaren, bu evin benim sonum olabileceğini düşünüyordum. Benim için, yapılabilecek daha fazla bir şey yoktu. Kendimi çoktan trajik bir ölüm senaryosuna hazırlamıştım.

Korktuğum şey bunlar değildi. Genel olarak bakıldığı zaman, böyle güzel görünen bir evde, tek başıma ve kimsesiz olarak hayata gözlerimi yummak, belki cesedimin bile kim olduğunu bilmediğim birileri tarafından uzun zaman sonra bulunacak olması... Bu ihtimaller beni endişelendirmiyordu, hatta eğer ruhumun huzura kavuşacağını bilsem bu süreci hızlandırmak için elimden gelen her şeyi yapardım.

Beni korkutan tek şey, yaşayamadan ölecek olmamdı.

Yirmi yedi yaşındaydım ve hala yapmak isteyip yapamadığım o kadar çok şey vardı ki... Dünyanın en güzel filmini hala izleyememiştim mesela, en güzel şarkıyı hala dinlememiştim. Hiç, tam olarak doyabileceğim kadar yemek yiyememiştim, hiç lunaparka gitmemiştim, hiç yüksek bir tepeye çıkıp avazım çıktığı kadar bağırmamıştım, bir kere bile bir insana aşık olmamıştım.

Gerçekten yaşamak isterdim.

Boğazımda hala inatla bekleyen yumruya daha fazla karşı koymadım. Birkaç sıcak damla yanağımla buluşurken, en azından dünyaya bırakabileceğim güzel anılarım olması gerektiğini düşündüm.

save me//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin