36. Bölüm

522 62 192
                                    

Seni kimse benim gibi sevemez
Hiç yalan söylemedim, hiç aldatmadım.
Yerine kimseyi koymadım,
Sana yer ve zaman verdim.

Akşam olup da bu yorucu berbat gün nihayet sonlandığında Jimin kendi evine gitmesi ve yalnız kalması gerektiğini söyleyerek benden kaçar şekilde uzaklaşmış, yemek teklifimi de her zamanki kibar ifadesiyle reddetmesi üzerine yine geç geleceğini düş...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Akşam olup da bu yorucu berbat gün nihayet sonlandığında Jimin kendi evine gitmesi ve yalnız kalması gerektiğini söyleyerek benden kaçar şekilde uzaklaşmış, yemek teklifimi de her zamanki kibar ifadesiyle reddetmesi üzerine yine geç geleceğini düşünmeme rağmen Hoseok için bir şeyler hazırlamaya başlamıştım.

Mutfakta zaman geçirmek düşüncelerimi yatıştırmama yardımcı oluyordu bir nevi. Henüz kendimi çok fazla geliştirdiğim söylenemezdi fakat daha önce Hoseok yaparken defalarca kez onu izlemiştim.

Ayrıca bugün diğer günlerden farklı bir şekilde erken gelmişti. Hatta anahtarını evde unuttuğu için zile bastığında başka biri olabileceğini bile düşünmüştüm ama kapıyı yavaşça araladığımda yorgun tebessümüyle tam karşımda duruyordu. Uzun zamandır fazla muhabbetimiz bile olmadığı için normal olanı garipsemekte haklıydım galiba.

"Hoşgeldin."

Kapıyı kapatır kapatmaz bana sarılıp, kokumu içine çekerek boynumdan öpmesi huylanmama neden olduğu için gülmüştüm istemsiz olarak. Bencil davrandığımın bilincindeydim fakat ona gerçekten bu süreçte, normalde olduğundan daha fazla ihtiyacım vardı.

"Hoşbuldum. Yemek mi yiyordun yoksa?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Senin için hazırladım."

Bunu söylediğimde hafifçe tebessüm eden suratı düşünceli bir tavırla asılsa da üzerinde durmayarak beni salona çekiştirip koltuğa, yanına oturmamı sağladı. Dizlerimi bükerek kendime çekip ona doğru yönelttim yönümü, söyleyecek bir şeyi var gibi görünüyordu.

"Nasıl geçti gününüz?"

Elimi tutup birbirine geçirmesi hoşuma gitmişti. Gözlerim, konuşurken sürekli oraya kayıyordu.

"Fena değil. Jimin son günlerde olduğundan daha iyi gibi görünüyordu. Senin?"

"Gelirken uğradım yanına, gülümseyerek kovdu beni."

Elini tutarak yanağıma kadar çektiğimde herhangi bir itiraz etmedi, kedi gibi yaslayıp sürtmüştüm kafamı sıcacık eline ve o da baş parmağıyla yanağıma dokunduğunda tam o an orada öylece uyumak gelmişti içimden. Gözlerim benden izinsiz olarak yavaşça kapandı.

"Çocuklarla da konuştum bugün."

"Hm, öyle mi?"

"Evet, duyduğuma göre yeme sorunların yeniden başlamış."

İrileşen bakışlarımla aniden yüzümü kaldırıp tepkisine baktığımda bunu sakince söylemesi aslında iyi bir şeydi. Hem ruhen hem fiziken yeterince yorucu bir zamandan geçiyorken bir de kendi sorunlarımla onu bunaltmak istemediğim için duymamasını tercih etmiştim fakat Seokjin bu konuda bana katılmıyordu sanırım.

save me//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin