"Kendimden nefret ediyorum."
Gözündeki gözlükleri çıkardıktan hemen sonra bana yaklaşarak ıslak dudaklarıma birkaç minik öpücük bıraktı. Gözyaşlarımın üzerine dudaklarını bastırdı tek tek. Onun bana bu derece fazla olan ilgisiydi sanırım beni daha...
Aşkını istiyorum, bana gel Yavaş hisset bu rüyada Bir öpücükle dokun bana Bunun aşk olduğunu söyle bana, bunun gerçek olduğunu söyle.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~~~
Hep beraber bir yaz tatili, onca olaydan sonra daha güzelini hayal edemezdim.
Sadece bu seferliğine Taehyung'un yoğun ısrarları sonucu bütün maddi kısmı da onun karşılamasıyla birlikte kendimizi bir çırpıda İsviçre'de bulmamız rüya gibi gelirken, uçağın benim bünyemde bıraktığı yan etki hiçbir zaman değişmiyordu.
Kendimi otele varır varmaz direkt olarak yatağa bıraktım, saat henüz sabahın erken saatlerini gösteriyordu ve gün bizim için henüz başlamamıştı o yüzden biraz dinlenmemin sorun olmayacağını düşünerek gözlerimi kısa bir süre için kapattım. Hava felaket sıcaktı ama otelin klima sistemi güzeldi, terlediğimi hissetmiyordum.
Taehyung, mutlu hissediyor olmalıydı ve bu aklıma geldiğinde gülümsüyordum. O kadar zaman sonra onu evlatlık veren gerçek ailesiyle karşılaşmak ilk başta onun psikolojisini yeteri kadar çökertmişti ama sonra, kendini hala bir aileye sahip olabildiği için şanslı hissetti. Bu mükemmel bir his olmalıydı çünkü onu uzun zamandır bugünkü gibi mutlu gördüğümü bile hatırlamıyordum. Bunun ufak bir kaynağı da Kim Seokjin olduğu oldukça barizdi.
Sevgilimin yanağımdaki öpücüğünü hissettiğimde kendini benim gibi yanıma bıraktı yavaşça, bu olduğunda yatağın üzerinde ona doğru kayarak kafamı göğsüne yasladım ve kendimi kısa süreli bir uykuya teslim ettim.
~~~
"Şerefe!"
Önümüzde, benim hariç hepsinin işe dönmesi gerekli olduğu için yaklaşık bir hafta gibi bir süre zarfı vardı ve bunun ilk gecesini, otele yakın deniz kenarı bir restoranda sohbet edip içki içerek harcamaya karar vermişlerdi. Bana kalsa kendimi denize atmak için ölüp bittiğim söylenebilirdi ama saat gece yarısına yaklaşıyordu ve akşama kadar uyuduğum için bu fırsatı ne yazık ki kaçırmıştım.
Kadehleri tokuştururken, herkesin suratında olan o hafif sersem gülümseme kendini koruyordu. İsviçre, tam anlamıyla mükemmel bir yerdi. Bir çok tatil köyü vardı ve sahilleri şimdiye kadar gördüğüm çoğu yerden daha temizdi.
"Hey, bu tatilin masrafı ne kadar tuttu?"
Jimin kaşlarını çatarak soruyu Taehyung'a yönelttiğinde gülümsemeden edemedim. Hemen yanımda duran Hoseok durup durup benim yeteri kadar doyduğumdan emin olmak için ağzıma balık tıkıştırıp duruyordu.
Bu nedenle dolu ağzımla konuşurken dudaklarım ön tarafa büzüştü istemsiz olarak.
"Bu soruyu sormak için birazcık geç kaldık bence."
