21. Bölüm

820 103 252
                                    

Sanki uzun zamandır tanışıyormuşum gibi konuşuyorum seninle. "Böyle olur" dedi Robert Jorden, "İnsanlar birbirini anladıklarında böyle olur."

~~~

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~

"İyi misin?"

Hoseok'un üzerimde gezen meraklı gözlerine bakmadan kafamı olumsuz anlamda salladım. Düğün açık alanda ve fazla kalabalık olmayan bir kır düğünüydü ve arabadan indiğimiz an babamla, aynı zamanda evleneceği kadınla göz göze gelmem mümkündü.

Buraya kadar gelmişken geri dönmeye niyetli değildim. Sadece şuan kafama dolan bir ton düşünceye karşı çıkmaya çalışıyordum.

Öz babamdan nefret etmem bir yana, annemin ölümüne sebep olduktan sonra şimdi bu şekilde başka bir kadınla evlenmesi fikri midemi bulandırıyordu. Onunla eninde sonunda bir gün yüzleşmem gerekecekti. Hem belki bu beni rahatlatırdı. Ona olan tüm negatif hislerimi boşaltırsam, içimde ona dair bir şey kalmazdı belki de.

Hoseok uzanıp uzun kemikli parmaklarıyla elimi kavrayana kadar kafamdan benzer düşünceler geçmeye devam etti.

Buna yeteri kadar cesaretim olup olmadığından emin değildim.

"Yoon, istersen geri dönebiliriz. Kendini zorlamanı istemiyorum."

Kafamı ona doğru çevirdiğimde bana bakan endişe dolu gözlerle karşılaşmıştım. Ne kadar güçsüz olursam olayım, o yanımda olduğu sürece her şeye dayabileceğimi hissediyordum. O artık sadece beynimde değildi, tüm benliğime karışmıştı.

Buna güvenerek buraya gelmiştim.

"Sen yanımdasın, zorlanırsam sana yaslanırım."

Geniş gülümsemesini tekrar gözler önüne sererken aklıma, o an gelen bir soru takılmıştı. Aslında bir sorudan daha fazlası. Hoseok'un geçmişi.

Cidden bunu şu zamana kadar ona hiç sormadığım için kendimi tam anlamıyla bencil gibi hissetmiştim.

"Hoseok, şimdiye kadar hep beni konuştuk değil mi? Benim ailemi, benim geçmişimi, benim çocukluğumu, hep ben vardım. Seni hiç dinlemedim."

Hala gülümsemesini korurken gözlerine çöken hüznü benden başka kimse anlamazdı sanırım.

"Galiba biz, mutsuz ailelerin çocuklarıyız. Ama iki adım ötede baban evleniyor, ayrıca beni dinlemek için önünde koca bir ömür olacak."

Koca bir ömür, sadece Hoseok ve ben.

Kollarımı ona uzatarak sürücü koltuğundan kendime doğru çektim onu. Bundan başka hiçbir gayem yoktu sanırım artık. Sadece onunla olmak istiyordum. Anksiyete hastası biri olarak bunu söylemek benim için çok zordu ama başka hiçbir şey umrumda değildi.

save me//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin