KK🔸14

3.1K 382 281
                                    

Bölüm geldi koşunn <3

01.07.21

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Daim olması dileğiyle. Keyifle okuyun.

Bölüm şarkısı : Emir Can İğrek-Saman Sarısı (Açıkçası tam da bir saman sarısı bir duman karası dediği yerde aklıma Ecrin ve Reha geldi. Ve sen Ankara'sın... Tesadüf şarkı, bölüm şarkımız olsun) 🎵

🔸

 Birbirimize bakmayı sürdürürken Münire aniden odadan çıktı. Dicle benim yatağımın önündeki pencereye koşarak bahçe kapısını görmeye çalıştı ancak güvenlik ve danışma kulübesinin hemen arka duvarını görüyorduk.

"Kimseyi göremiyorum."  dedi endişeyle. Perdeyi aralayıp aşağıya baktım. Gelen kişi her kimse, güvenliğin arkasındaki bekleme salonuna geçmiş olmalıydı. 

"Münire nereye gitti?" diye sordum. Arkama dönüp kapıya yürürken Hilal'in uyandığını gördüm. Koridora çıktığımda Münire'nin kat telefonuyla konuştuğunu gördüm. Kapatmasını bekledim.

"Tamam, teşekkür ederim."diyerek telefonu kapattı.

"Kiminle konuştun?" diye sordum.

"Danışmayı aradım." Odaya geri girdiğinde arkasından gidip kapıyı kapattım. "Doğan adında bir adam gelmiş, abisi olduğunu söylemiş." dedi endişeyle. Başımı Dicle'ye çevirdim. Gözleri korkuyla bakıyordu.

"Nasıl emin olacağım?" diye sordu. "İyi niyetle geldiğine nasıl emin olacağım?" Gözleri yaşarmıştı. Hızlıca yanına gittim ve onu omuzlarından tuttum.

"Korkma Dicle, seni hiçbir yere götüremez." dedim. Cesaretli olmasını istiyordum.

Birbirimize baktık. Hilal düşünceli gözlerle yorganına bakıyordu. Münire ise dudağını ısırmaya başladı.

"Zor durumda bırakacak olsa yurttan dışarı çıkmanı beklemez miydi?"diye sordum. Mantıklı konuşmaya çalışıyordum.

"Aşağıda güvenlik var." dedi Münire. Ona baktığımda atletinin üzerine kapüşonlu hırkasını giyiyordu. "Ben de geliyorum."

Hızla başımı aşağı yukarı salladım. "Ben de." dedim.

"Neyim eksik?" Hilal yastığını gelişigüzel fırlattı. Dicle dolabından bir başörtü çıkarıp başına örttü. Dicle'nin koluna girdim. Münire ve Hilal önde, biz arkada odadan çıktık. Merdivenlerden inerken Dicle'nin ayakları sürekli duraksıyordu.

"Ne yapacağım?" diye fısıldadı.

Münire kapıyı eliyle itip dışarı çıktı. Danışmanın önü boştu. Sanırım ben de endişeliydim. Tişörtle indiğim için pişman olmuştum. Esmeye başlamıştı.

"Nerede?" diye fısıldadı Hilal. Kıyafetleriyle yattığı için gömleği kırışmıştı. Münire ise duştan yeni çıktığı için saçları hala ıslak sayılırdı. Münire danışmanın camına yaklaştı.

"Dicle İhvan'in ziyaretçisi nerede?" diye sordu.

"Salona geçebilirsiniz, içerde."

Dicle elimi sıktı. Onu tek başına tabi ki gönderemezdik. Münire yine önden gidiyordu. Danışmanın hemen arkasında, içinde iki tekli koltuk ve bir sehpa bulunan bir salon vardı. Normalde bizim girmemiz yasaktı ama sanırım Doğan denen adamı bizim de tanıdığımızı düşünmüşlerdi.

Bekleme salonunun kapısı açıktı. Boş tekli koltuğu görüyorduk. Demek ki diğer taraftaydı. Münire başını içeri uzattı. Hırkasının omuz kısımları damlayan saçları yüzünden ıslanmıştı.

Kahve KulübesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin