2 ay sonra ben geldim <3
10.09.22
Beklettiğim için üzgünüm bu yüzden süslü cümleler kuramayacağım. Düzene gireceğimizi umuyorum. Son 2-3 aydır gerçekten çok yoğundum. Sabrınız için teşekkür ederim.
Yorumlarda görüşmeyi diliyorum. İyi okumalar.
🔸
Eğer Münire uyandırmasaydı akşama kadar uyuyabilirdim. Saat dokuza doğru beni sarsarak uyandırdığında uykumu henüz alamadığım için birkaç dakika boyunca yatağın içinde tavanı izledim. Bugünkü planı çoktan yapmışlardı: Sabah ailecek bir kahvaltı yapıp Mardin'i gezmeye çıkacaktık. Haydar'ın ailesi ile Dicle'nin ailesi bizden ayrı dolaşacaktı. Böylesi daha iyiydi, daha rahat gezebilirdik.
Elimi yüzümü yıkayıp çantamdan çiçekli elbisemi çıkardım. Giymek bir türlü nasip olmamıştı, demek Mardin'e kısmetmiş. Üzerimi değiştirip odadan ayrıldım. Gece geldiğimiz için etrafı da inceleyememiştim ama gündüz gözüyle bakınca konak daha çok hoşuma gitmişti. Tıpkı dizilerde gördüğüm evlere benziyordu. Merdivenlerden inerken bahçenin ortasına uzun bir masa kurulduğunu gördüm. Kızlar bahçe salıncağına oturmuş sohbet ediyorlardı. Erkekler ise ortalıkta görünmüyordu. Orta yaşlı iki kadın ise üzeri yeterince dolu olan kahvaltı masasına yeni lezzetler bırakıyordu.
"Prenses uyanmış nihayet!" Münire'ye bön bön baktım. Beni uyandırdığında saat 9 bile değildi.
Hüma kol saatine 2-3 defa vurarak "Gezmeye çıkacağız." dedi. "Erkenden kahvaltı yapalım."
"Erkeklerin hiçbiri ortalıkta görünmüyor." diye söylendim.
"Salondalar." dedi Dicle. "Babamla sohbet ediyorlar."
"Münire sen de gitseydin yanlarına." Bir salatalık dilimi alıp ısırdım. Bu esnada Münire cümlemin ne anlama geldiğini kavramaya çalışıyordu.
"O nedenmiş?"
"Haydar ve Dicle'den sonra sıra size gelecek çünkü."
Kaşlarını çattığını görünce güldüm. "Kaşınma istersen Beyza." Yüzüme sahte bir korku ifadesi yerleştirdim.
"Onu bunu bırakın da," diye araya girdi Dicle. "Süleyman neden gelmedi?"
Şaşkın bir ifadeyle Hüma'ya baktım. "Süleyman gelmedi mi?"
Başını iki yana salladı, yüzü düşmüştü. "Çok ısrar ettim ama istemedi. Daha yeni kaynaşıyoruz, kendimi rahat hissedemem falan dedi."
Aslında haklıydı. Bir anda çok kalabalık bir ortama girmişti ve birçok olaydan habersizdi.
"Alışacak alışacak." dediğimde içten olmasa da gülümsedi.
"Umarım."
Gelen erkek sesleriyle arkama döndüm. Bizimkiler Harun Bey'le birlikte kahvaltı masasına doğru yürüyordu.
"Günaydın kızlar." Harun Bey sevecen bir ifadeyle bize bakıyordu, daha doğrusu bana. "Hoş geldin kızım."
"Hoş buldum." diye karşılık verdim. Masanın başına oturduğunda bizler de boş sandalyeleri doldurmaya başladık.
"Kahvaltıdan sonra biraz dolaşalım diyoruz." Doğan, kardeşiyle Haydar'ın arasında oturuyordu. Tanışmadığım ama Haydar'ın annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın güleç bir ifadeyle Dicle'yi izliyordu. Bu durum hoşuma gitti.
"Biz dünürlerle birlikte gezeriz." Harun Bey'e baktım. Oldukça demli bir çay içiyordu. "Sizin hızınıza yetişemeyiz."
Araya girerek "Umarım rehberimiz bir rota belirlemiştir." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Kulübesi
Teen Fiction"Gözlerine şiir yazılır Ecrin." (Üsame'yi okumadan da başlayabilirsiniz.) 02.06.2021