KK🔸49

1.6K 212 47
                                    

02.11.2022

Merhabalar. Bir karar verdim, artık elimde bölüm olmadan bir hikayeyi yayımlamayacağım. Bu bekleyişler beni hem yordu hem de üzdü. Feriha ve KK final verdiğinde dinleneceğiz. 1 Ocak 2023 e yetiştirebilirsem yeni hikayem sizlerle olacak, birkaç bölüme daha ihtiyacım var.

Şimdilik keyifle okuyun. <3

🔸

Baharın geldiğini ruhumda hissediyordum. Hava bugün çok ferahtı ve sabah uyandığımda keyfim oldukça yerindeydi. Mardin'den döneli birkaç gün oluyordu. Okulu özlediğimi derslere girdiğimde anlamıştım. İnsanın gezmeye olduğu kadar eğitime de ihtiyacı vardı.

"Günaydın!" Hüma yanağımı öpüp yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Günaydın canım." dedim gülümseyerek. "Süleyman nerede?"

"Fotokopi çektirmeye gitti."

Masaların yarısını dışarı çıkartmışlardı. Kantinin arka bahçesinde otururken güneş sırtıma vuruyordu.

"Aranız nasıl?" diye sordum. Cevap vereceği esnada bakışları arkamda asılı kaldı. Merak ederek arkama baktığımda bize doğru gelen Saffet'i gördüm. "Ben de nerede kaldı diyordum." Söylenerek önüme döndüm.

"Süleyman gelmeden gider umarım." dedi.

Saffet hemen yanımızda durarak, "Selam." dediğinde cevap vermeden Hüma'ya baktım. İlgisiz bakışları onun üzerindeydi.

"Ne istiyorsun Saffet?"

"Sadece selam dedim Hüma, düşman değiliz ya!" Dalga geçiyordu sanırım. Rahatsız olduğumu anlaması için ters ters baktım ama gözlerini Hüma'dan ayırmıyordu.

"Düşman değiliz öyle mi? Son karşılaşmamızı hatırlamıyorsun sanırım." Saffet bana kısa bir bakış atıp Hüma'ya döndü. Onu tanıdığım ilk zamanları hatırlamaya çalıştım. Hepimizi hayal kırıklığına uğratışını, Hüma'nın sevgisine ihanet edişini getirdim aklıma. Saffet saygıyı hak etmiyordu.

"Haklısın." Sessiz bir gülüşle başını öne eğdi. "Özür dilemeyi bile beceremiyorum değil mi?" Bu konuşmayı dinlemek istemesem de Hüma'yı yalnız bırakmak istemediğim için kalkıp gidemiyordum. Hüma anlık süren üzgün bir ifadeyle onu izledi. Saffet'i affedemediğini biliyordum ama bu onu sevdiği için değildi. Aldatılmıştı, sevgisine ihanet edilmişti. Kırgınlığında sonuna kadar haklıydı.

"Geç kaldın Saffet." dedi Hüma. "Özür dilemek için çok geç kaldın." Çantasını alıp ayaklandığında ben de kalktım. Neyse ki Süleyman ya da Reha gelmeden konu kapanmıştı.

"Yine de yaşattıklarım için üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Sen çok daha iyilerine layıksın, kıymetini bilen birilerine."

Samimi olduğuna inanmak ve artık Hüma ile Saffet'in son konuşması olmasını istedim. Saffet'in yanından ayrılıp sınıfa gittiğimizde Hüma dalgındı.

"Süleyman ile otur istersen."

"Çıkışta planımız var zaten. Seninle oturmak istiyorum." Başını omzuma yaslayıp gözlerini kapattığında tebessüm ettim. Hüma iyi ki hayatıma girmişti. O ve diğer kızların hepsi; onların hepsini tanıdığım için çok şanslı hissediyordum.

"Selam!" Selenay'ın cıvıl cıvıl gelen sesini duyunca sırıtmayı kestim. Birkaç kişi sessiz kalırken bazıları 'Selam' diyerek karşılık verdi. Göz göze geldiğimiz için ayıp olmaması adına ben de "Selam." dedim. Tahmin ettiğim gibi yanımıza gelerek ön sıraya oturdu.

"Nasılsınız?" diye sorduğunda Hüma gözlerini araladı.

"İyiyiz." dedim. "Sen nasılsın?"

"İyiyim. Geçen hafta yoktunuz, vizeler sonrası tatil mi yaptınız?"

Kahve KulübesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin