KK🔸15

3.2K 362 195
                                    

Bolca kalple geldim <3

Bölümlere İnstagram üzerinden sizlerden istediğim şarkıları koyuyorum. Yani şarkıları siz seçiyorsunuz aslında. Yakında tekrar isteyeceğim. 😌

Bölüm şarkısı : Yaşlı Amca-Yakamoz Güzeli 🎵

Keyifle okuyun.

🔸

İçeri girdiğimizde üçüncü sınıflar dışında sadece bizim gelmiş olduğumuzu fark ettim. TV'nin bulunduğu duvarın önü boşaltılmış ve gitar dışında adını bilmediğim müzik aletleriyle dolmuştu.

Reha üç masayı pencere önünde birleştirmişti. Sınıf arkadaşlarıyla aynı masada olmak yerine masasını bizimle paylaşıyordu. Sarılmamızın ardından uzaklaşırken yüzüne hiç bakmamıştım. Yalnızca oturmadan önce sandalyemi çekmişti.

"Kaç yaşına giriyorsun?" diye soran Hüma'ya baktım. Tam karşımda, Haydar'ın yanında oturuyordu. Haydar'ın diğer yanında ise Dicle vardı.

"22."

Hediyesini kafeye girer girmez içeri götürmüştü. Haydar sırıtarak bana bakmış, Saffet ise dalgın bakışlarda masayı izlemişti. Muhtemelen içeriden sarıldığımızı görmüşlerdi ama tepki veren tek kişi Haydar'dı.

Hüma'nın ara sıra Saffet'e baktığını görüyordum. Saffet sanki mesajları yazan o değilmiş gibi davranıyordu. Aslında pek şaşırmamıştım.

Reha, "3. sınıflar genelde 21 olmuyor mu?" diye soran Hilal'e kısa bir bakış attı ve sahneye çıkan -sanırım adı Nejat'tı- adamı izledi.

"Bir sene mezuna kaldım."

Göz ucuyla ona baktım. Bakışımı anlamış gibi kahverengi gözlerini aniden bana çevirdi. Dudakları ince bir tebessümle kıpırdadı.

"Ben Haydar bu arada." Haydar'ın kolları ve boynundaki dövmelere baktım. Babamın de ellerinde dövme vardı. Hatta ben de bir ara merak salmıştım ama pişman olmamak için vazgeçtim.

"Hilal."

"Münire."

"Dicle."

Dicle adını söylerken çaprazında oturan abisine bakmıştı ama sanırım abisi kafeyi incelemekle meşguldü.

Haydar "Memnun oldum kızlar." dediği sırada kafenin içinde tanıdık bir melodi duyuldu.

İlk şarkı senin için çalacak Ecrin.

Kovalarken hayatımı
Yakalandım sana bir an
Ne güzelsin ama
Fotoğrafta görebiliyorum artık

Bakışlarımı Nejat abiden alıp Reha'ya çevirdim. Bana bakıyordu.

Bir saman sarısı bir duman karası
Anladım ama zor oldu anlaması
Artık eski hayatıma dönüşüm yok
Ben deniz olsam da sen Ankara'sın

Gözlerim siyah saçlarında dolanırken şarkı devam etti. Bu şarkı benim içindi. Bana ithaf edilmişti. Kafedekiler bilsin veya bilmesin benim için söyleniyordu.

"Aramızda iki saman sarısı olsa da," diyen Hilal'e çevirdim başımı. "Tek Ankaralı sensin Ecrin." Tebessüm ettim. Reha'nın da gülümsediğini hissettim ama bakmadım. Alperen -garson çocuk- elinde tepsi ile masaları dolaşıyordu. Onun sandalyesi de bizim masamızdaydı. Reha'nın çalışanı değil dostu gibiydi. Tıpkı Haydar ve Saffet gibi.

Şarkı bittiğinde hepimiz alkışladık. Saffet "Ağzına sağlık abi." dedi. Şarkı boyunca dalgın bakışları devam etmişti. Sanırım o da kendi saman sarısını düşünmüştü.

Kahve KulübesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin