KK🔸42

2.4K 305 233
                                    

Merhaba :)

Nihayet beraberiz. Başlamadan önce belirteyim : İnstagramda paylaştığım kesiti diğer bölümde yazmaya karar verdim çünkü sahneyi uzun tutmak istedim. (M-D diyaloğu)

Yorum bırakmayı unutmayınız, eskisi gibi bolca okumak istiyorum sizleri.

Keyifli okumalar.

🔸

Bunu yaptıklarına inanamıyordum. Gerçekten inanamıyordum. Yarın sabah okul vardı ama Doğan, Dicle, Münire, Alp ve Haydar burada değildi. Yani İzmir'de değillerdi.

Bir gelin -Münire- ve bir damatla -Haydar- Mardin'e gidiyorlardı. Orada olmak isterdim ama yarın gecikmeleri söz konusuydu. İlk dersim çok önemliydi. Üstelik Reha'nın da hastanede dersi vardı. Bu yüzden ikimiz kalmayı seçmiştik.

Hava kararmak üzereydi. Reha ile dışarda yemek yiyerek eve dönmüştük. Hilal ve Hüma odalarında ders çalışıyordu.

"Sence ne olacak?" diye sordum. "Haydar'ı kabul edecekler mi?"

"Sevdirir kendini." Koltukta yan yana oturuyorduk. Ara sıra saçlarımı okşuyordu.

"Biz de gitse miydik?" diye sordum. "Yanlarında olurduk."

"Bizimkiler yanlarında zaten. Dün gitselerdi giderdik ama ani alınmış bir karar oldu." Ona hak verdim. Nasılsa Alp, Haydar'ın yanındaydı.

"Biz evlendik diye çıkmasalar karşımıza." dediğimde güldü.

"Beklerim."

"Eve de daha yeni taşındık ya! Birkaç ay sonra Dicle gidecek mi yani?" Birden hüzünlenmiştim. Olaylar ani geliştiği için uzun uzun düşünmemiştim hiç ama şimdi bakıyorum da şaka maka Dicle ve Haydar evlenecekti.

"Boşalan yatağa ben gelebilirim." dedi alaylı bir tonla.

"Kızlar ayaklanma başlatır."

"Yalnız düşündüm de, ben yine tek kalıyorum evde. Önce Saffet, şimdide Haydar." dediğinde doğrularak ona baktım.

"Sen de Doğan'a taşınırsın." dedim. Şaka yaptığımın farkında olduğu için sadece gözlerini devirmekle yetindi.

"Bir an Süleyman ile yaşamamı söyleyeceğini sandım." Güldüm, aklıma hiç gelmemişti.

"Mantıklı aslında. Haydar taşınana kadar Süleyman ile yakınlaşırsınız." Son kelimemden sonra kaşlarını çatarak bana bakmayı sürdürdü.

"Aman almayayım. Tatlılar alerjim var artık." Tatlı kelimesini bastıra bastıra söylemesi beni güldürdü. Uzanıp yanağını öptüm.

"Sen daha tatlısın."

"Kıyaslama yapmıyorum bile." dedi, gözlerimin içine baktı. "Fiziksel olarak karşılaştırmıyorum. Sevgili olduğumuz için söylüyorum bunu."

Başımı salladım. "Açıklama yapmana gerek yok." dedim ve fısıldadım. "Sevgilim." Bakışları dudaklarıma kaydı.

"Öyle güzelsin ki..." Dudaklarıma yaklaşırken duraksadı. "Yine de şu an Sülo'ya tatlı dediğin aklıma geldi." diyerek geri çekildi.

"Alemsin Reha!"

"Ne diyorduk? Haydar ve Dicle..." Alttan alttan gülüp omuzuna yaslandım.

"Mutlu olmayı hak ediyorlar." dedim. Beni onaylamak için mırıldandı.

"Beyza?"

"Efendim canım?" Başımı çevirip ona baktım. Kahvelerini bana çevirdi.

"Bir gün evlenirsek seni istemeye bizim tayfa ile geleceğim sanırım." Sesi fısıltılıydı. Evlilik konusunu son konuştuğumuzda -geçen haftaydı- kaçamak cevaplar verdiğini hissettiğim için kafama takmıştım. Oysa şimdi bir gün evleneceğimizi söylüyordu. Tamamen aynı cümle olmasa da kast ettiği oydu bence.

Kahve KulübesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin