Merhabalar, hoş geldiniz :) Sömestr bölümlerine giriyoruz ve geçen bölümlerde sorduğum sorulara yönelik sahneler yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Yorum bırakmayı unutmayın ki yeni bölümler için daha hevesli yazabileyim.
Bölüm Şarkısı: Thebehz&Merve Yalçın - Uçurum 🎶 (yazar anlatımı yazan yerde dinlerseniz daha makbule geçer)
İyi okumalar!
🔸
Valizimi yurdun önüne indirip tekrar odaya çıktım. Münire Hilal'in, ben de Dicle'nin dolaplarını boşaltarak valizlerini dolaplarının içine koyduk. Onların eşyalarını da toplamıştık. Bizden önce okula başlayacaklardı ama o sırada biz de İzmir'de olacaktık. Bunu tamamen unutmuştum.
"Sürpriz işi yattı yani." dedi Münire. Hilal'in dolabını kapatıp asma kilitle kilitledi. "Haftaya gelecekler zaten."
"Evet ya, bizden önce gittiklerini unuttum." dedim. Ben de Dicle'nin dolabını kilitledim.
"Ben bu hafta biraz toparlarım evi. İkimizin eşyalarını da yerleştiririm." Ellerimi belime dayayıp düşündüm. Valizimi yeni evimize götürmek için toplamıştım. Sadece sırt çantamla eve gidecektim. Kızların eşyalarını alma yetkimiz olmadığı için sadece valizlere doldurmakla yetinmiştik. En azından gelince uğraşmak zorunda kalmazlardı.
"Tek başına uğraşma." dedim. "Beraber hallederiz. Kızlar pazar gelecek zaten, ben de cumadan gelirim."
"Soner amca 3 ay kızının eve gelmesini bekleyip evde sadece 8 gün kalmasına nasıl izin verecek?" Ona omzumu silkti. Babam pazar döneceğimi sanıyordu ama az önce aldığım kararla cuma dönecektim. Münire'ye yardım etmem gerekirdi.
"Bilmiyorum." dedim. "Hallederim ben."
"Şöyle yapalım mı? Ben Doğan'ın evini toparlarken yardım ettim. Ondan yardım isterim." Göz kırparak güldü. "Paspas attırırım."
"Delisin sen." dedim sırıtarak. "Gelirler şimdi, inelim hadi." Bilgisayar çantamı omuzuma astım ve yatağımın üzerindeki kutuyu alıp odadan çıktım. Eşyaları Münire ve Doğan evimize bırakacaktı. Önce bizi havaalanına götüreceklerdi tabi.
"Oda işini nasıl yapacağız?" Elimizdekileri yere bırakıp parmak izimizi okuttuk. Yurda bir daha gelmeyecek olmak içimi birazcık bile cız ettirmemişti çünkü oda arkadaşlarımla birlikte olmaya devam edecektim.
"Bilmem ki." dedi. "İki oda bayağı büyük, biri kesinlikle tek kişilik, diğeri de orta halli."
"Büyüklerde ikişer kişi kalabiliriz." dedim. Yurdun hemen önündeydik. Doğan ve Reha birazdan gelecekti. "En küçük odayı depo gibi kullanırız."
"Eminim Hilal veya Hüma yalnız kalmak isteyecek." dediğinde başımı sallayıp güldüm. Orta büyüklükteki odada bir kişi tek kalacaktı.
"Bence Hilal ve Dicle'nin aynı odada kalması daha mantıklı." dedim. Montumun önünü iyice kapatıp kapüşonunu kafama geçirdim. "Ders bakımından birbirlerini daha iyi anlarlar."
"Doğru." dedi, o da benim gibi sıkıca giyinmişti. Ben daha çok Ankara için hazırlık yapmıştım çünkü orada hava muhtemelen buz gibiydi. "Kızlarla bir konuşalım önce."
"Geldiler." Tekrar bilgisayar çantamı omzuma astım. Valizleri alıp karşıya geçecektik ki Doğan az ilerden döndü ve hemen önümüzde arabayı durdurdu. "Sevgilisine de kıyamaz." dedim sırıtarak. Münire bir şey söylemek yerine gülümsemekle yetindi. İlk inen Reha oldu. Bagajı açarak valizlerimizi yerleştirmeye başladığında sırt çantamı arka koltuğa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Kulübesi
Teen Fiction"Gözlerine şiir yazılır Ecrin." (Üsame'yi okumadan da başlayabilirsiniz.) 02.06.2021