big dick on the wall

1.3K 65 33
                                        

Şok içinde Zayn'in evinin duvarına çizdiği siki izliyordum. Oysa tamamen odaklanmış bir şekilde boyamaya devam ediyordu. Üstünkörü yapılmış bir şeydi. Yine de gerçekten bir siki andırıyordu.

"Duvarına neden sik çiziyorsun?"

"Çünkü biz taşaklı bir çiftiz." dedi yalnızca.

"Evin pavyona benzeyecek Zayn."

"Sikeriz güzelim," dedi. "Taşaklı çiftiz. Evet." Çimlerde oturarak izlemeye devam ettim. Yalnızca birkaç saniye geçmişti ki "Susma." dedi omzunun üstünden bana bakarak. Ardından hafifçe gülmüştü. Bunun yüzümdeki ifadeden kaynaklandığını düşünüyordum.

"Bir şeyler anlat."

"İsminin ne olmasını isterdin? Ben adımı sevmiyorum." Ortada garip bir durum asla yokmuş gibi bambaşka bir konuya atlamıştım. Bu sırada hâlâ siki izliyordum. Gülümsüyordu amına koyayım. Yüzü vardı.

Zayn... Hayal gücünün bir sınırı cidden yok.

"Neden sevmiyorsun?"

"Bilmem... Daha iyi bir şey olabilirdi. Ama annem bunu çok istemiş. Belki erkek olsaydım bile yine Hazel koyardı."

Güldü. "Ve biz hâlâ duvara sik çiziyor olurduk."

"Ben sik çizmedim." diye inkar ederek kendi tarafıma baktım. Kare bir güneş. Eski günlerdeki gibi.

"Kare güneş. Siktir git."

"Sikin gülümsüyor."

"Mutlu sik mutlu seks demektir güzelim."

"Ben de öğretmenimden intikam aldım. Kare güneş olmaz dedin sürtük. Şimdi kıçından daha büyük güneşimle bakışıyorum."

Gurur duyuyordum.

Yarım saat kadar sonra Zayn'in çizimi de bitmiş ve bittikten sonra üstüne bir yarım saat daha kendini övmüştü. Ona harika bir sik verildiğinden ve kendi de bunu sanatına harika bir şekilde aktardığından söz ediyordu. Ne diyebilirim? Haklıydı.

Bahçedeki koltuklara oturduğumuzda kataloğa bakıyorduk. Koltuklar fazlasıyla rahat ama renkleri koyuydu. Ölü gibi görünüyordu her yer. Resimlerle canlanan duvar hariç. Başımı kaldırıp duvara baktığımda kare güneş ve sırıtan siki saymazsak gerçekten güzel iş çıkarmıştık.

Ben Zayn'in dövmelerini çizmiştim. Tabii karmaşık mandalalar hariç... Kocaman kanatlar, parmaklarındaki semboller, 25, daha sayamadığım nicesi... Neredeyse hepsi duvarda boyalıydı ve cidden inanılmaz görünüyordu.

"Bana aşıksın." dedi duvara baktığımı fark ettiğinde. "Vücudumu ezbere biliyorsun."

"Bedenin tuval gibi," Başımı ona çevirip boynundaki dövmelere baktım. Tişörtsüzdü. Hava cehennem gibi yanıyordu zaten. "Dövmelerin de harika. Seni tamamlıyorlar sanki."

Kalçamdan tutarak beni kucağına çektiğinde biraz da olsa ona yukarıdan bakabiliyordum.

"Sana ait bir tuval."

"Yalnızca bana ait." Eğilip onu öptüğümde istekle karşılık verip kalçamdaki tutuşu sıkılaşmıştı. Parmaklarım kendiliğinden ensesindeki saçları bulup orada oyalandı, dudağımı ısırdığını hissettiğimde inledim. Birkaç saniye sonra çekilmişti.

O bana böyle baktıkça dünyanın en güzel şeyi gibi hissediyordum.

"Bana bir dövme yap."

Şaşırmıştım. "Ben mi?"

Başını sallayarak beni onaylayıp kalçamdaki ellerinden biri bacağıma kaydı. Beni kucağına tamamen oturttuğunda şimdi yüzlerimiz aynı hizadaydı.

"Sen. Kendinle ilgili herhangi bir şey."

Vücudumda hiçbir dövme yok, yaptırmamaya da kararlıydım aslında. Dövmeler anlamsız olmamalıydı ama vücuduma kazıdığım şey anlamını zamanla yitirebilirdi de. Yine de onun bedeninde benimle ilgili ve benim tarafımdan yapılmış bir şey olduğunu düşünmek göğsümü kabarttı.

Ve bunu ancak bir şartla kabul ederdim.

"Sen de bana yaparsan neden olmasın?"

Gözlerindeki bakış yoğunlaştığında yüzünü bir tebessüm kapladı. Mutlu olmuştu.

"Kare güneş çizmek yok."

"Sen de bana sik çizmeyeceksin."

"Anlaştık." Yumruklarımızı tokuşturduk. Kucağında dönüp sırtımı göğsüne yasladım. Tekrar kataloğu almış, sayfalara bakarken "Dövme yapmayı bilmiyorum." demiştim.

"Basit olacak. Ne çizeceğine karar ver yeter."

"Ortak bir şey seçsek?"

"Bakarız. Kataloğa dön hadi."

"Neden bahçen bu kadar ölü ki?" diye mırıldanırken sayfayı tekrar çevirdiğimde harika bir bahçe takımıyla karşılaştım. Cam masasına kadar her şey çok güzeldi! Sandalyeler siyah olsa da mavi koltuklarla uyumlu gözüküyordu.

"Beğendin mi?"

"Bayıldım! Bunu havuzun arkasına kurabiliriz Zayn. Ve hemen etrafına da mavi güller-" Fazla hızlı gittiğimi fark edince omzumun üstünden ona baktım. "Sen beğendin mi?"

Gülerek belime sımsıkı sarılıp çenesini omzuma yasladı. "Çok güzel. Şu salıncakla daha güzel olabilir." Sayfaları birkaç kez geriye çevirip büyük bahçe salıncağını gösterdiğinde heyecanla başımı salladım. "Çok güzel olacaklar."

Tükenmez kalemle bahçe takımı ile salıncağı işaretledik. Bahçe için birkaç eşya daha bakmış, birkaç puf da seçmiştik. Havuz için şezlonglar seçtiğimizde bahçe tamamdı.

"Işıklar, minderler... Tamam. Bahçe bu kadar."

Masadan başka bir katalog alıp onu da kucağıma bıraktı. Omzumla boynum arasına öpücükler bırakırken "Seç." diye mırıldanmıştı yalnızca.

Ben de dediğini yaptım. Tabii onun da fikirlerini alarak. Özel olarak getirttiği kataloglarda öyle güzel modeller vardı ki bu evde yaşamak için sabırsızlanıyordum.

Sayfaların arasında kaybolurken nihayet işimiz bitmişti.

"Oyun odası da yapalım mı? Salonda oynamayız. Daha uygun bir ortam olur."

Düşünmeden "Kesinlikle," dedim. "Neon ışıklar ve onlarca oyun. Ona da akşam bakarız. Acıktım."

"Barbekü yapmak ister misin?"

"Evet! Sen yaparsan."

"Yaparım. Masayı sikin karşısına kuralım."

"Cidden yemek yerken onu izlemek mi istiyorsun?"

"Eserimle gurur duyuyorum kızım. Şuna bak." İkimiz de aynı anda duvara baktık. Sinir bozucu bir şekilde sik gerçekten sırıtıyordu.

"Bu bizi mi temsil ediyor yani?"

"Aynen," dedi. "Kare güneş mutlu sikin üzerinde ışıldıyor."

Son anda fark ettiğim detayla kahkaha attım. "Sperm çizmişsin Zayn!"

"Yeni mi görüyorsun?"

Spermler de sırıtıyordu. Daha şiddetli gülmeye başlamış, elimi yorgunca karnıma koymuştum. Zayn'se çok ciddiydi.

"Veletlerimize gülüyorsun."

"Senin de veletlerimizi savurur gibi bir halin var."

Duvardaki spermler birden hassas noktası olmuş, çocuklarımıza güldüğümü sanmıştı. Çocuk gibi olmasını sevsem de sonraki birkaç dakikam onu barıştırmaya çalışarak geçti. Çok inatçıydı.

Bunların nereden aklına geldiğini bilmiyordum ama ileride çocuklarımız doğunca az önceki tutumumu onlara anlatacağını söylemişti.

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin