a sleepless night

4.9K 286 210
                                        

Patlamış mısırdan yerken gözyaşlarıma hakim olamıyor, sessiz sessiz hıçkırarak sürekli iç çekiyordum. Benjamin Button en sevdiğim filmdi ve sonlarına yaklaşmıştık, dolayısıyla kendimi tutamıyordum.

Zayn neyi sevip neyi sevmediğimi çok iyi bildiğinden bu filmi izlemek istemişti. Reddetmemiştim. O ise gözyaşlarıma garipseyerek bakıyor ve filmi hâlâ anlamaya çalışıyordu.

"Çok saçma amına koyayım. Filmin başındaki ihtiyar gençleşip Brad Pitt mi oldu?"

"Zayn!" diye uyardım fısıldayarak. "Sessiz ol. Sonuna geldik."

Sevdiği kadının kollarında küçük bir bebek olarak yatarken ona son kez baktığı andaydık. Zayn'in buna nasıl üzülmediğini anlamıyordum... Doğrusu hiçbir şey hissetmemişti ama filmin başında bebeğin tipine bakıp kahkaha atmıştı.

"Öldü mü?"

Başımı salladım.

"Siktir, cidden neden ağlıyorsun?"

"Duygusuz olmasana," dedim gözyaşlarımı silerken. "Sevdiği kadının kolları arasında öldü. O son bakışa da mı üzülmedin?"

"Hayır. Küçücük bebek neresini tanıyacak kadının?"

Film bitip ekran karardığında ağzıma tekrar patlamış mısır attım. "Şimdi benim istediğim bir şeyi izleyebilir miyiz?" diye yine konuştuğunda omuz silktim. "Bunu zaten sen izlemek istedin."

Yüzünü buruşturdu. "Sen seviyorsun diye açtım. Boktandı."

"Hiç de bile. Sen ne izliyorsun?" Birkaç saniye düşündüğünde güldüm. "Porno haricinde bir şey hafızanda var mı?"

"Tam üstüne bastın." dedi o da gülerek.

"Daha fazla film izlemek istemiyorum."

"Resim çizelim mi?" dediğinde şaşırmıştım. Zayn'in resim çizme anlayışının biraz daha farklı olduğunu düşünüyordum... Ne bileyim, göl kenarındaki bir ormanı falan çizeceğini zannetmiyordum. Daha çok bir vahşet canlanmıştı kafamda.

"Resim mi? Resim çiziyor musun?"

"İddialı değilim ama boyalarla uğraşmak güzel."

"Çöp adam bile çizemem, haberin olsun."

Resim çizmeye karar verdiğimizde birkaç dakika sonra iki tuvalle gelmiş, salona yerleştirmişti. Boyaların renkleri oldukça canlı gözüküyordu.

Boyaları palete döküp beni çağırdığında yanına gittim. "Ne çizeceksin?" dedi fırça alırken kendine. "Çizdikten sonra tuvaldeki şey neye benzerse onu çizmiş olacağım." Verebileceğim en iyi yanıt buydu. Ortaokulda çizdiğim kare güneşten sonra öğretmenim de benden umudu kesmişti, zaten hiçbir zaman bir şeyleri resmetmeye ilgili olmamıştım.

Göz ucuyla ona baktığımda benim karalamalarımın aksine şimdiden neredeyse bir yüz çıkarmıştı ortaya. Hatları belli oluyordu. Yetenekliydi ve elleri tuvalin üstünde ne yaptığını bildiğini belli edercesine hareket ediyordu.

"Vay, güzel çiziyorsun."

"Seni çiziyorum."

Aklıma gelen fikirle elimdeki fırçayı bıraktım.

"Beni cidden çizsene."

"Gerçekten mi?"

"Yanındayım zaten. Merak ediyorum."

"Tamam... Ama cidden uğraşırsam saatlerimizi alır. Üstünkörü çizebilirim. Belinin tutulmasını istemem."

"Nerede durayım?"

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin