common • zayn

shiny view of the hotel room

Vegas.

Işıklarla dolu, pahalı mekanlardan kahkaha sesleri yükseliyor. Muhtemelen oldukça elit bir kısmındaydık ve ben bu soğukta mini eteklerle dolaşabilen kadınları düşünüyordum.

Çünkü bana bakıldığında, tam da bir kutup ayısını andırıyordum.

"Arkamdan çıkacak mısın?"

"Çıkmayacağım!" diye itiraz ettim. "Flamingoların arasında penguen gibi görünmek istemiyorum, tamam mı?"

"Öyle giyinemeyeceğini biliyorsun," dedi sabırla iç çekerek. "Anında hasta olursun. Ama otele vardığımızda bakarız."

"Olabilir."

"Şimdi arkamdan çık." dediğinde çıt çıkarmadan arkasından yürümeye devam etsem de anında elimi kavrayan tutuşu sıkılaşmış ve beni yanına çekmişti. Yanımızdan kendisinden kısa bir erkekle geçen kadının üzerimde dolanan bakışlarını görmüştüm. Anında utandım. Rengimin değiştiğini fark eden Zayn kolunu omzuma atarak elmacık kemiğime bir öpücük bıraktı ve kulağıma eğildi.

"Herkesten daha güzelsin. Her halinle."

"Arabaya binmeliydik! Neden yürümek istedin ki?"

"Huysuzluk çıkaracağını hesaba katamayarak etrafı gör istedim."

Haklılık payı vardı. Çünkü bu ışıklar, bu canlılık, kolay kolay görülecek türden değildi. Zayn olmasa Vegas'ın yakınından bile geçemezdim. Fotoğraflarda göründüğünden daha çok içe çekiyordu insanı.

"Şeye gidecek miyiz?" dediğimde yoldaki bakışları kısa süreliğine bana döndü. "Eiffel Kulesi falan var ya, çakması. Oraya."

"Bugün değil. Ama gitmeden görebiliriz. Ben de daha önce gezme fırsatı bulamamıştım."

"Anlaştık." dedim sadece. Birkaç saniye geçmişti ki "Anlaşmadık," dedim lafımı unutarak. Gözlerimi onun üzerinde gezdirdim. Gece kadar siyah gömleği ve pantolonu, göğsünden sarkan kolyesi, adeta parlayan yüzükleriyle ne kadar iyi göründüğünü biliyordum tabii. Ama yine de konuştum. "Yalnız olduğumuz sürece Zayn Malik olmak yok."

Yüzüme anlamamış gibi baktı.

"Ne demek istiyorsun?"

"Gömlekler yok, yani takım elbiseyle dolaşmak, kaya gibi dikilmek yok. Genç olacağız... Olmamız gerektiği gibi. Mesela ben o gün yeni mezun olmuş, dünyayı gezen ve ilk durağı Vegas olan bir kız olacağım."

Yüzünde eğlenen bir ifade oluşunca ne söyleyeceğini bekledim.

"Ben de senin koca-"

"Zayn! Dalga geçme."

"O zaman gelecekteki koc-"

Karnına sağlam bir yumruk indirdim. Onun içinse sinek ısırığıydı.

"Sikeyim. Tamam... İstediğimiz her şeyi olabiliyor muyuz?"

"Evet? Yani sanırım."

"İyi..." dedi ve gözleri heyecanla parlayarak benimkilerle buluştu tekrar. "Buldum."

"Kimmiş?"

"Spiderman."

"Vegas'ta mı?"

"Yeni mezun birinin dünya turunun ilk durağı Vegas oluyor da ben niye Spiderman olamıyorum? Sen de ben kumarbaz olacağım demeye getirdin."

"Olamazsın demedim. Sadece şaşırdım. Çünkü Pablo Escobar falan demeni beklemiştim. Ayrıca ben kumarbaz değilim. Yeni mezunum! Anla şunu."

"Sakin ol ufaklık," dedi yanağımı sıkarak. "Şu montun içinde pofuduk bir poğaçaya benziyorsun sadece. Kızamıyorsun."