stranger's note

1.2K 112 40
                                    

Biraz daha kalmayı planlıyorduk ama Jaspar, Zayn'i arayarak acil bir sorun çıktığını ve o olmadan ortalığı dizginleyemeyeceklerini söylemişti. Aynı zamanda uzun zamandır en azından benim isimlerini duymadığım Ronald ve Kadeem de Zayn'in gelmesini istemişti.

Yeterince kalıp eğlendiğimizi düşünüyordum. Bu yüzden dönüş adına bindiğimiz uçak beni üzmüyordu. Biraz endişeliydim Zayn'i bir anda aramaya başladıkları için ama yanımda oturan Zayn oldukça rahattı. Bu ya bir sorun yok demekti ya da umursamıyordu.

Kablosuz kulaklıklarımızı çıkarıp ona baktım. İkimiz de birer tane takmış, beraber şarkı dinliyorduk. Zayn, God Gave Me You'yu çoktan ezberlemiş, hatta bir kez bana söylemişti bile. Sesi tanrı vergisi olmalı, meleksiydi. Duyduğum en güzel sesti.

"Ne oldu?" dedi müzik gidince.

"Ben de onu soracaktım. Ne oldu? Herkes bir anda aramaya başladı."

"Bir sorun olduğunu nereden çıkarttın? Bana ihtiyaçları var sadece. Patron benim, unuttun mu?"

İçim rahat değildi. Üstümde kara bulutlar dolaşıyormuş gibiydi, her an üstümüze kötülük yağacaktı sanki sağanak halinde. Neden böyle olduğumu bilmiyordum, oysa birkaç dakika önce pek de sorun yoktu. Belki de regl olacaktım ve duygu değişimlerim bundan kaynaklıyordu.

"Kadeem yetmiyor mu veya Ronald? Sen onların patronu değilsin."

Sıkıntıyla nefes alıp başını geriye yasladı. Bir şey vardı işte! Yakalamıştım.

"Ama ortağız. Benim onlar olmadan bir şey yapmayacağım gibi onlar da bensiz yapmaz."

Kadeem gibi adamları az çok bilirdim. Gücün Ronald'dan çok onun elinde olduğu da aşikardı, bana da Kadeem'in yerine Zayn'in geçeceği söylenmişti. Zayn'in onlarla ortak olmaktan çok yem olduğunu düşünüyordum.

"Neden sorunun ne olduğunu söylemiyorsun? Israrla saklaman beni huzursuz ediyor."

"Çünkü anlayacağın şeyler değil Hazel. Seni ilgilendirmiyor."

"Edgar ve Logar'la mı alakalı?"

"Hayır." diye kestirip attı. Benimle bunları paylaşmamasına sinirlendiğimi biliyordu. Driar'a bile yalvar yakar gitmiştim yanında neredeyse ve şimdi yine aynısını yapıyor, beni bu tür konulardan uzak tuttuğunu sanarak aslında kendisinden uzaklaştırıyordu.

"Güvendiğin insanların piyonusun. Bunu göremiyor musun? Kazanmak için seni kullanıyorlar."

Neredeyse gülecekti laflarımın üstüne.

"Ben oyunun bizzat kendisiyim." Dalga geçiyordu ama bu sözü gayet ciddi de söylemişti. O an hangimizin daha dengesiz olduğunu merak ettim.

"Sorun da bu Zayn!" Kısık sesle sitem ettim, Louis ya da Daria'nın duymasını veya dahil olmasını istemiyordum. "Kirli bir oyun oynuyorsan yapabileceğin en iyi hamle düşmanına yakın olmaktır. Onlara güvenmiyorum. Sana zarar gelmesini istemiyorum, tamam mı? Derdim bu. Kim ölmüş, kim kalmış umrumda değil."

Kulaklığı tekrar kulağıma takıp kendisine de taktıktan sonra "Vardığımızda seni eve bırakacaklar. Geçe kalmayacağım ve sen de Ronald'a da Kadeem'e de güveneceksin, çünkü ben güveniyorum." dedi ve susmamı istiyormuş gibi şarkıyı devam ettirdi. Ona istediğimi verdim. Oturduğum koltukta iyice küçülüp kendimi şarkıya bırakıyordum ki beni kendine çekti. Biliyordum, uzak kalamayacaktı ama benimle bir şeyleri paylaşmaya, açık olmaya artık başlamalıydı. Anlamak ya da anlamamak benim işimdi, her şekilde anlatmak düşüyordu ona.

Bu konuyu uçaktan inip işlerini hallederek döndüğünde yeniden konuşacaktım. Zayn bana kollarını sarmış şekilde çenesini başıma yaslayınca tepkisizliğimi sürdürdüm.

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin