a good sex

3.3K 155 75
                                        

Telefonumu elimde gergince çevirirken Zayn'in apar topar evden çıkışını düşünüyordum. Bir yere gitmek istersem korumalarından biri olan Louis'nin bana eşlik edeceğini söylemişti, evde oturmaktan da sıkılmıştım ama içimdeki korku dışarı çıkmamı engelliyordu.

Nereye gitsem Pedra önüme çıkacak gibiydi. Beni tek kurşunla öldürmesini dilerdim ama o adamın bununla yetineceğini sanmıyordum.

Hayatımın birden bu kadar değişmesi garipti. Bir süre önce kafede çalışıyor, Luna ve Justin'in Zayn hakkında olan alayları ile günü geçiriyordum. Luke ile flörtleşiyordum. Durumlar yeterince garipti, evet ama bu hale gelmeyi bekliyordum diyemem. Gittikçe zorlaşıyordu.

Elimdeki telefona bakıp Marco'nun dediklerini düşündüm. Ölü biri yalan söyler miydi? Yalanlarla beni Zayn'den uzaklaştırsa eline ne geçecekti? Hiçbir şey.

Notu Zayn'e teslim edeceğimi söylesem de içim içimi yiyordu. Dear'dan bahsetmişti. O kimdi, Lennox'ın tüm bunlarla ne işi vardı?

En önemlisi, Zayn'in beni mahvedeceğine nasıl bu kadar emindi?

Reza'nın notta yazdıklarını anımsayınca tüylerimin diken diken olmasına engel olamadım. O adrese gidip gitmemem gerektiğini öğrenmemin tek yolu Lennox'a ulaşmaktı. Yıllardır arkadaşımken bana zarar vereceğini sanmıyordum ama aramızda hiç gizli saklını olmadığına inandığım arkadaşımın bu işlerin içinde olduğunu öğrendiğimden beri güvenim kırılmıştı.

Yine de Zayn veya Reza'ya güvenmekten iyiydi. Rehberden Lennox'ın numarasını bulup kulağıma götürdüm.

Açtığı anda endişeli sesi kulağıma doldu. "Hazel! Neden hiç aramıyorsun? Seni merak ediyordum."

İç çektim. "Sen arasaydın."

Bir süre sessizlik olunca "Ama aramazsın tabii, belki de Zayn ile beraberdin." demiştim.

Yüzünü göremesem bile gerildiğini hissediyordum. Sesini kısıp "Öğrendin mi?" dediğinde suratına okkalı bir tokat geçirmek istedim. Neden bundan çok normal bir şeymiş gibi bahsediyordu?

"10 dakika sonra benimle Philly's'te buluş." Cevap vermesine fırsat tanımadan telefonu kapatıp bahçeye çıktım ve ağacın altında dikilen Louis'ye seslendim.

"Hazel?" Bana karşı resmî yaklaşmayan tek kişiydi, en azından bu evde.

"Merkeze inebilir miyiz? Arkadaşımla buluşacağım."

"Zayn'in biriyle görüşmene izin vereceğini sanmıyorum."

Sinirimin bozulduğunu hissedince çemkirdim. "Zayn'den veya herhangi birinden izin alacak yaşta olduğumu sanmıyorum."

"Yine de ona haber vermeme izin ver."

"Lennox ile buluşacağımı söyle." Zayn'in Lennox'la ilgili bildiklerimden, daha doğrusu öğreneceklerimden, haberi olmadığı için bu buluşmayı normal karşılayacağını biliyordum.

Bir dakika kadar telefonla konuştuktan sonra cebine geri soktu. Ne diyeceğini merakla beklerken sadece "Gidelim." demekle yetinmiş, yarım saat kadar sonra merkeze inmiş ve ona Philly's'i tarif ettiğimde oraya varmamız da beş dakika gibi bir süre almıştı.

Arabadan inip sırtını kapıya yasladığında "Burada bekliyorum." dedi. Uzakta olması iyiydi, başımı sallayıp "İçecek bir şey istersen getirebilirim." dedim.

Ama istemediğini söylemişti. Bu yüzden kafeye adımlayıp ilerideki masalardan birinde oturan Lennox'a ilerledim. Bekletilmekten nefret ettiğini biliyordum ama bunu hak etmişti.

"Galiba kalkamıyorum," Felçli gibi konuşuyordu. "Çünkü sandalye vücudumun bir parçası haline geldi."

Yüzümde tek bir mimik oynamadığında karşısına oturup önündekilere baktım. Gördüğüm hamburger aklıma Zayn ile deliler gibi yemek yediğimiz günü getirmişti ama bunu da düşünecek halde değildim. Bu manyak o kadar rahattı ki, gelip yemek bile sipariş etmişti.

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin