Hayatın bizi nereye götüreceğini asla bilemeyiz, yağmurdan sonra gökkuşağı çıkabileceği gibi o yağmurda yaşamınızın ortasına bir yıldırım da düşebilir. Her şey değişkendir, hele ki insanların duyguları asla sabit kalmaz.
Dün geceden beri Lennox yanımdan ayrılmamıştı ama az önce Zayn'den Lennox'u yanımdan postalamamı söylediği bir mesaj almıştım. Ona zarar gelmesini istemediğim için bir şekilde iyi olacağıma inandırmış, dinlenmesi için kendi evine göndermiş ve başka bir zaman için sözleşmiştim. O yanımdayken tamamen bitmese de azalmış olan korkum şimdi hat safhalardaydı.
Zayn hakkında ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Bazen bana karşı diğer herkese olduğundan daha farklı olduğunu düşünürken bazen de bunun benim için dezavantaj olduğunu düşünüyordum. O istediği kişiyi kazanmak için her şeyi yapardı ve istediği tek şey bendim. Benim canımı yakmaktan bile çekineceğini sanmıyordum.
Geçen birkaç dakikanın ardından kapım çalındığında gidip açtım ve karşımda Jaspar vardı.
"Bay Malik sizi arabasına bekliyor."
"Araba mı? Ne yapacağız?"
"Size bu kadarını söylememi emretti, efendim."
"İyi, onun sikik arabasına binmeyeceğimi de söyle o zaman."
Ancak şimdi henüz bir dakika bile geçmemişti ki o arabada, Zayn'in karşısında oturuyordum. Delici bakışları üstümde geziniyordu ve araba bizi nereye olduğunu bilmediğim bir yere götürüyordu, huzursuzdum.
Dudakları usulca iki yana doğru kıvrıldı ve acele etmeden konuştu.
"Binmemek konusunda inat edeceğini biliyordum."
"Sana kolayca boyun eğmeyeceğimin farkında olman güzel."
"Bazen sınırlarını zorluyorsun. Sana değer verdiğim için ayrıcalıklı olduğunu düşünmüyorsun değil mi Hazel? Bu kadar aptal değilsin." Kalbim neredeyse ağzımda atarken koltuğunda hafifçe eğildi ve yüzünü benimkine yaklaştırdı. Ben de onun gibi eğilerek kaşlarımı kaldırdım. "Hayatıma zorla dahil olmaya çalışan çöpün tekisin sadece, bunu fark ettiğin zaman ikimiz de daha rahat edeceğiz."
"Sana katlanmaya devam edeceğim." Tekrar arkasına yaslanıp camını açarak bir sigara yaktı. Dışarıya yağan yağmurun damlaları içeri girerek vücuduma bir titreme yayıyordu. "Zor olmayacaktır. Seni görmek istemediğim için falan."
"Hâlâ nereye gittiğimizi sormadın." Ses tonu ve bakışları değişmişti. Normal şeylerden konuşmak istiyordu veya belki de normal hissetmek.
Omuz silktim. "Nerede olduğum daha önemli," dedim ellerimi iki yana açarak. "Ve olduğum yere bak."
"En azından sürprizi bozmuyorsun."
Dediğini cevapsız bırakarak başımı cama yasladım. Şehir dışında bir yerde, ne yavaş ne hızlı bir şekilde gidiyorduk. Nereye gittiğimiz umrumda değildi. Sadece bu işin bir an önce bitmesini ve eve dönmeyi istiyordum.
Vücudumdaki titremeyi gördüğünde henüz bitmemiş sigarasını söndürüp camı kapattı. Arabadaki ısıtıcıyı açtığında içerisi ve koltuğum çoktan ısınmaya başlamıştı. Şimdi biraz daha rahattım, bacaklarımı kendime çekerek başımı yasladığım camdan dışarıyı izliyordum.
"Lennox'la nasıl tanıştınız?"
"Şimdi sıra onda mı?" Onu benden uzaklaştırırsa veya zarar verirse bunun vicdan azabıyla yaşayamazdım. Lennox'u dövdüğü zamanlar olmuştu ki kendimi ölüyor gibi hissetmiştim.
"Merak ettim."
"Neden bunu yapıyorsun?"
"Neyi?"
"Neden insanları benden uzaklaştırıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
FanficHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.
