Bomboş gözlerle televizyona bakmaya devam ediyordum. Bitmiyordu. Bir işkenceden farksızdı benim için. Filmler de, diziler de asla ilgimi çekmiyordu. Gerçekten, asla. Bana verebileceği en iyi cezayı vermiş, bu filmi izletmişti.
Omzumu dürttüğünü hissettim.
"Siyah ekranı izleyecek kadar beğendiysen tekrar açayım."
Dediklerini idrak ettiğimde gözlerimi birkaç kez kapatıp açmış ve ekranın simsiyah olduğunu fark etmiştim. Bitmişti. Bitmişti!
"Bana bunu yaptığına inanamıyorum."
"Abartma, sadece bir filmdi."
"Sana tekrar Benjamin Button izleteceğim. Hem de defalarca kez."
"Biraz daha konuşursan başa alırım. Deadpool'u tekrar tekrar izlemek benim için sorun olmaz, biliyorsun."
"Televizyonunu Deadpool oynarken yaktığımda da böyle diyebilecek misin?"
Kumandayı eline alıp bir şey yaptığında filmi başa alacağını anlayıp "Pes!" diye yakardım. "Tamam, izledik ve bitti. Daha fazla Benjamin Button ya da Deadpool yok, tamam mı?"
Tekrar izlemenin onun için sorun olmayacağını biliyordum ama beni dinleyip televizyonu tamamen kapattı. Yayılarak oturmuş, keyifli gülüşüyle beni izliyordu. Böyle bakarken kızgınlığım da üstümden yavaşça kalkmıştı zaten.
"Ben önce Daria ile yakınlaşırsın sanmıştım."
"Louis çok tatlı biri. Daria da öyle. Beni görünce ilk söylediği şeylerden biri göğüslerimin ne kadar dolgun olduğuydu."
Gözleri göğüslerime doğru kayıp orada takılı kaldığında "O bir de kıyafetsiz görsün." demişti. Çıplak bedenime bakarkenki hayranlığını unutmam mümkün değildi, bana dokunmaya bile kıyamamış ve özel hissetmemi sağlamıştı.
Aynı zamanda onun da üstünde bir şey yokken bir tanrı gibi gözüktüğü doğruydu. Giyinikken de durum fark etmiyordu, karşımdaki adam hem karizmatik hem de tatlıydı. İkisini de nasıl başardığını anlamıyordum ve bunu asla çözemeyecektim. Ben sadece ona bakmanın tadını çıkartıyordum.
"Sadece sana özel."
Bakışları tekrar yüzümü bulunca belimden kavrayarak beni koltuğa yatırıp hemen üstümdeki yerini aldı. Şimdi daha da yakınımdaydı. Kalbimin atışlarını duyduğuna emindim. Bu mesafede olmak beni heyecanlandırıyordu.
"Sadece bana özel." diye tekrar etti. İstediği şeye ulaşmış olmak onu memnun ediyordu. Aramızdaki şeyin bir ismi henüz olmasa bile kendimi ona teslim etmiştim. Beni büyülemiş, bir şekilde kendine çekmişti. Şimdiyse keyfini sürmek hakkıydı.
Yüzümün her yanına öpücükler kondurmaya başladığında ellerimi sırtına götürüp okşadım. Üstünde tişört yok, teni sıcacıktı. Temas ettiğim an gerilmesiyle onun da en az benim kadar heyecanlı olduğunu anlamıştım.
Yüzümdeki öpücükleri yavaşça çeneme ve oradan da boynuma kaydığında başımı yana yatırıp ona daha çok yer açtım. Bana dokunmasını istiyordum. Onu hissetmediğim tek bir noktam kalmamalıydı.
"Beni delirtiyorsun." Köprücük kemiğimde soluklanıp birkaç saniye sonra orayı emmeye başladığında alt dudağımı dişledim. Göğüslerimiz her nefes alışımızda çarpışıyordu. "Öyle güzelsin ki bu sana asla doyamamamı sağlıyor." Emdiği yeri ısırınca inlememe engel olamamıştım.
"Bir şey söylemene gerek yok," dedim ellerimi saçlarına geçirip yüzünü daha da boynuma bastırırken. "İspat et." Konuşmasını değil, bana dokunmasını ve ona dokunmayı istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
Fiksi PenggemarHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.