Yine buradaydı.
Bana yakın olabilmek için yukarı çıkmamış, iki masa ötemizde oturuyordu. Yanındaki insanlara rağmen gözlerini benden bir saniye ayırmaz, burada olduğunu aklıma kazırdı.
Nereye gidersem gideyim ensemde hissettirirdi daima kendini. Manyağın tekiydi. Tam anlamıyla manyak.
"Lennox," diye mırıldandım gözlerimi ondan zorlukla çekerken. Daha fazla bakmak istemiyordum çünkü baktıkça içime korku serpiliyordu.
"Hazel?" Kendime gelmemi istercesine ellerini salladığında tam anlamıyla Lennox'a dönmüştüm. "Bir şey mi oldu?"
"Hayır, sadece bana bir bardak daha doldurur musun diyecektim." Doğrusu eve gitmek istemiştim ama o burada olduğu için eğlencemden vazgeçemezdim. Herkesi kendinden korkuturdu, kaçacak delik aratırdı ve ben o kişilerden biri olmak istemiyordum.
Bardağıma bira doldurduktan sonra derin nefes aldı ve önüme itti.
"Al bakalım. Yavaş iç."
Gözlerimi devirerek bardaktan koca bir yudum aldım. "Yine burada mı?"
Zayn'i Lennox'tan uzak durması konusunda zaten zor tutarken Lennox da ona karşı pek sıcak değildi. Her an gölge gibi peşimde olmasından en az benim kadar Lennox da rahatsızdı. Bir gün birbirlerine girmelerinden çekiniyordum. Dolayısıyla Lennox'un şu an sadece iki masa ötemizde oturuyor olmasına rağmen Zayn'i görmemiş olması benim için avantajdı.
"Değil. Neden sordun?"
"Endişeli gözüküyorsun."
"Üç koca bardak bira içtim. Kafam iyi değil."
"Ve çok içiyorsun. Sadece o orospu çocuğu etrafında olduğu zamanlar böylesin."
"Lennox." dedim uyarırcasına. İç çekip başını salladı ve ellerini teslim olurcasına kaldırdı. "Seni eve bırakmamı ister misin?"
"Aslında gitsem iyi olacak ama köşedeki kız seni fena kesiyor. Ben taksiye atlarım, merak etme."
Gülerek köşedeki kıza doğru döndü. "Vay, güzelmiş. Farkında değildim. Teşekkürler."
"Teşekkürünü sonra edersin. Görüşürüz."
"Görüşürüz kanka."
Zayn'e son kez dönüp bakma gereği duymadan kalabalığı yararak bardan çıktım. Arkamdan gelecekti zaten.
Dışarı çıktığımda yüzüme vuran soğuk hava ciğerlerimi ferahlatmıştı. İçerisi kalabalıktan dolayı fazla sıcak oluyordu ve yüksek müzik bazen o kadar katlanılmaz hâle geliyordu ki bar bir cehenneme dönüşüyordu.
"Soğuk." demesiyle birlikte omuzlarıma ceketini bırakması bir oldu. Yürümeyi kesip ona döndüğümde aynı şekilde bana bakıyordu. Gözlerinin içindeki ışığı görebiliyordum ama ona verebilecek sevgim yoktu.
"Ceketini istemiyorum."
"Hiçbir şeyimi istemiyorsun." Omuz silkti. "Beni tanımak bile."
"Nasıl biri olduğunu yeterince biliyorum Zayn."
"Hakkımda söylenenler sayesinde mi?"
"Yaptığın işler sayesinde. Hayatımdan uzak dur."
"Zarar görmene asla izin vermem."
Alayla güldüm. "Yeterince zarar görüyorum. Senin bana olan bakışların yüzünden kimse yanıma yaklaşmaya cesaret edemiyor. Hayatımda sadece Lennox var."
Yüzünde bundan keyif alan bir ifade oluştuğunda ceketini omuzlarımdan alıp onun omzuna astım ve gerçekten ona tokat atmak istedim. Yalnız olmam onu mutlu ediyordu.
"O piç de gidecek. Sadece bana sahip olduğunu anlayacaksın."
"Aynanın karşısına geçip kendimle sohbet edecek kadar yalnızlaşsam bile sana gelmeyeceğim. Kendimi bu duruma düşürmem, anladın mı?"
Önümüzde bir araba durduğunda benim için arka koltuğun kapısını açtı. Gelen şoförüydü: Jaxon.
Dediklerimi es geçip "Arabaya bin." dediğinde kaşlarımı çattım. "Taksi durağına yürüyorum. Siktir git."
"Hazel, ya tek başına bin ya da ben seninle bineyim. Hangisi?"
Omzuna çarparak arka koltuğa oturdum ve kapıyı onun kapatmasına fırsat vermeden şiddetle kendime doğru çektim. Kendince beni koruduğunu falan sanıyordu ama bana burada ondan önce de zarar veren kimse yoktu zaten.
Jaxon'a açık camdan beni evime bırakmasını söylediğinde son kez gözlerini bana çevirmiş, kısaca bakmıştı. Araba hareket ettiğinde nihayet arkamızda kaldığı için mutluydum.
Zayn Malik, Bradford'un başına gelmiş en pislik insandı ve ben de onun başına gelmiş en iyi şeydim, en azından onun için. Nerede olursam olayım peşimde dolanmaktan vazgeçmezdi. Aşkın ne olduğunu bildiğini bile sanmıyordum ama buradaki herkes onun bana olan tutkusundan haberdardı.
Önceden çevrem oldukça genişken Zayn'in bakışlarının üstümde gezinmeye başlamasıyla arkadaşlarım benden birer birer uzaklaştı. Sonra anlam veremediğim bir şekilde Zayn benimle yıllardır birlikteymişiz gibi zaman geçirmeye başladı, evime girip çıkacak kadar yakınıma girdi ve en son dönüp baktığımda yanımda sadece Lennox kalmıştı.
Onun da gideceğini sanıyordu. Biliyordum ki dediğini yapıp eninde sonunda onu da benden uzaklaştıracaktı ama umrumda değildi. Yalnızlığı iliklerime kadar hissetsem de onu sevmeyecektim.
Birini sevmek için gözlerindeki bir bakış bile yeterdi ama Zayn'e her baktığımda içinde yatan şeytanı görebiliyordum ve bu da onu sevmeyi benim için imkansızlaştırıyordu.
Şeytana çekici gelen günahtı ve ben onun işleyebileceği en büyük günahtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
Fiksi PenggemarHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.
