the end starts

1.3K 105 46
                                        

Kan.

Vahşet.

Logar'ın cansız bedeni.

Gözlerimi açıp bu üç şeyi de bir arada görünce çığlık atmak istedim ama dudaklarımın arasından kısık bir ses çıkabildi. Fazlasını yapacak gücüm yoktu. Jaspar'ın beni sıkıca tutan ellerine rağmen dizlerimin üstüne çöktüm. Az önce Zayn'in beni itmesinden dolayı üstlerine düştüğüm için canım acımıştı ama hissettiğim acı gördüklerimin yanında hiçbir şeydi.

Sanırım Kadeem gitti. Bilmiyorum, bir şeyler oldu ve biri ortamı terk etti. Zayn'e bakamıyordum. Giden o bile olabilirdi.

"Bayan Williams, ona bakmayın."

Cevap bile vermedim. Bakmayınca unutacak mıydım? Bugünü hafızamdan silmemin tek bir yolu yoktu.

"Götürün."

Zayn'in insanlıktan arınmış sesi kulaklarıma dolduğunda irkildim. Birkaç saniye geçmişti ki baktığım yerde artık Logar yok, birikmiş kanı vardı.

Midem bulandı. Zayn önüme geçer geçmez kendimi daha fazla tutamadım ve ellerimi yere koyup kusmaya başladım. Yediğim ne varsa hepsini çıkarmış, bu süreçte Zayn saçlarımı ensemde toplamıştı. Ona vurmaya çalıştım ama bunun üzerine bir de omzumu tuttu.

"Bana-" Logar'ın görüntüsü yine gözlerimin önüne geldi. Bu da yetmezmiş gibi biriken kan kokusu burnumla buluştuğunda tekrar öğürerek iki büklüm oldum. Kusacak bir şey kalmamıştı, buradan sonra yalnızca midem vardı. Yakında o da yerinden olacakmış gibi hissediyordum.

"Derin nefes al." Kolumu tutup iyi olduğumu düşününce beni kaldırmaya çalıştı.

"Bırak beni." demeye çalıştım. Sesimi duyduğuna emin değildim.

"Dışarı çıkacağız, kötü gözüküyorsun. Hava alacaksın." Direnmeme rağmen beni kaldırmayı başardığında onu sertçe ittirdim. Bakışlarımı gözlerine kaldırdığımda orada gördüğüm kişi Zayn değil, bir katildi.

"Bana dokunma."

Arkamı dönüp girdiğimiz yerden Driar'dan çıktım. Soğuk hava ciğerlerimle buluşmuş, derin nefesler alarak düşünmemeye çalışmıştım. Mümkün değildi. Dünyada caniliğin olduğunu biliyordum ama bunları haberlerde veya filmlerde görmek daha kolaydı.

Midemin tekrar fokurdadığını hissettim. İçeriden çıkmamıza rağmen kan kokusu burnumun ucundaydı.

"Sessizlik mi istiyorsun? Susarım. Ama bu halin bana sadece sessizlik istiyormuşsun gibi gelmiyor."

"Bunu nasıl yapabildin?" Ona bakmak aptallığımı yüzüme vuruyordu. Bu hayatı direnmeme rağmen seçmiş olduğum için aptallık yaptığımı hatırlıyordum. "Kimseyi öldürmüyordun. Öldürmezdin Zayn. Böyle değildin."

"Bak," Önüme geçerek ellerini yüzüme koyduğunda uzaklaşmak istedim ama sıkı tutuşuna karşılık yerimden kımıldayamadım. "Yükseliyorum Hazel. Eli silah tutmayan birinin işleri yönetmesine müsade ederler mi?"

"O kadar saçmalıyorsun ki... Ellerini üzerimden çek."

Bıkkın bir nefes alarak ellerini yüzümden çekti. Ona bir kez daha bakmadan yan dönmüş, caddeye doğru yürümeye başlamıştım. Zayn'i görmek istediğim son şey bile değildi ama buna da saygı duymayacaktı elbette.

"Nereye gidiyorsun?"

Senin olmadığın herhangi bir yere.

"Evime."

"Ben bırakacağım."

Sessiz kalarak yürümeye devam ettim. Arkamdan gelen adım seslerini işittiğimde biraz hızlanmıştım, bileğimi yakaladığında hızlıca kendime çektim. Bununla yetinmeyip kolumu sertçe kaptığında yine yüzüne bakmak zorunda kalmıştım.

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin