"Hadi. Sor, cevaplayayım."
"Sen kimsin?" Hesap sormak için değil, gerçekten soruyordum bunu. Onun kim olduğunu bilmeliydim.
"Gördüğün kişiyim," dedi bana yaklaşırken. "Peki ya sen kim olmamı isterdin?" Tam önümde durduğunda gözlerinin içine bakmak artık zordu. Uzaktayken biraz daha iyiydi ama nefeslerimiz birbirine karışıyordu artık. En ince detayına kadar görüyordum yüzünün.
"Bir önemi var mı?" Meydan okudum. "Burada olduğumu nereden biliyordun sen?"
Buraya benden önce gelmiş olması beni ciddi anlamda şaşırtmıştı. Nasıl bilmiş olabilirdi ki? Hiçbir şeyi çaktırmamıştım bile.
"Çok sevdiğin arkadaşın," Dudağının sol tarafı keyifle yukarı doğru kıvrıldı. Gözlerindeki ezici bakışları görmesem komik bir şey var sanardım. Bir tutam saçımı parmağına dolarken sözünü "Bana öttü." diye tamamladı.
Lennox.
Ona güvenebileceğimi söyledikten hemen sonra bana bu ihaneti edeceğini asla düşünmemiştim. Zayn'i sevmezdi bile, güya beni ondan korumuş, asla ellerine vermemişti.
Bir lafına güvenecek kadar aptal olduğum için kendimden nefret ettim.
"Adresi bilmiyordu bile. Burayı nasıl buldun?" İçimdeki öfke sesime de yansımıştı.
"Pedra'nın her adımını takip etmedim mi sanıyorsun? Ben seni korumak için önlem aldıkça sen tehlikeye koştun."
"Tehlikeye her zaman en az bu kadar yakındım Zayn." dedim neredeyse birbirine değen bedenlerimizden bahsederek. Başımı hafif çekip saçlarımı elinden kurtardığımda "Sor." dedi devam etmemi istercesine.
"Ona ne yapacaksın?"
"Reza'ya mı?" Onaylar anlamda başımı salladığımda ellerini birbirine sürtüp arkasını döndü. Bilincinin açık olduğunu sanmıyordum ama Zayn elini omzuna koyar koymaz acıyla bağırarak bir küfür savurmuştu.
Omzu çıkmış olmalıydı ve Zayn'in dokunuşuyla canı yanmıştı.
Aklıma benimle karşılaştığı gün yaptığı imalar geldi. Fahişe yerine konulmuştum. Onurum yerle bir edilmişti. Zayn'in patronunun kızına sarkmıştı. Karşımdaki adam tam bir şerefsizdi ve başına gelen her şeyi hak ediyordu. Bacak arasındaki şey, ona istediği her kadına hükmedebileceği hakkını vermezdi. Bunu anlaması gerekiyordu.
"Bu şerefsize ne olacağına sen karar vereceksin."
"Hazel," Acı içindeki sesini duymak beni mutlu etti. O güçlü duruşundan şimdi eser yoktu. "Acı bana. Yalvarırım."
"Merhamet mi istiyorsun? Sana merhamet edersem bana ettiğin tüm o aşağılayıcı sözleri kabul etmiş, sineye çekmiş olurum."
"Orospu! OROSPUSUN!" Boğazını yırtarcasına attığı çığlık son noktamdı. Öyle ki, bedeninin kaskatı kesildiğini fark ettiğim Zayn'e bile fırsat tanımadan Reza'nın erkekliğine fena bir tekme geçirmiştim.
Bana ettiği hakaretten daha kuvvetli bir çığlık yayıldı etrafa. Tabii, güvendiği tek şey az önce büyük hasar almıştı. Ne yazık.
"İyiydi amına koyayım." diyen Zayn'i bile duyamayacak durumdaydım.
Reza'nın çenesini kavrayıp tırnaklarımı geçirerek yüzüme bakmasını sağladığımda "Ne dedin sen?" diye bağırmıştım. Konuşacak halde değildi, biliyordum.
"Kelimelerine dikkat edeceksin. Çok güvendiğin sikine sahip çıkacak, akıllı duracaksın."
"Buradan sağ çıkarsa durur."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
FanficHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.