common • zayn

healing his wound

Lavabodan çıkıp Louislerin yanına geri döndüğümüzde bizi yanyana ve mutlu bir şekilde gören Luna'nın ağzı ardına kadar açıldı.

"Pezevenk?" dedi Zayn'e bakarak kafedeki gibi. "Pezevenk... Ne yaptın kıza?"

Zayn gülerek kolunu omzuma atıp beni kendine çektiğinde beline sarıldım. "Ne yaptım sana Hazel?"

"Bir çeşit büyü."

"En olmaz dediğim insanlar bir araya geldi, ben seninle bir araya gelemedim." Luna sarhoşluğun verdiği etkiyle Justin'e bakarak konuştuğunda onun o kadar da uçmamış olduğunu anladım. Siktir.

"Ne?" dedi Justin.

"Neden bilmiyormuş gibi davranıyorsun? Benim hislerim olamaz mı?"

"Sen iyi değilsin Luna," Justin oturduğu yerden kalkıp omzundan tutarak Luna'yı kaldırmaya çalıştı. "Kalk da su vuralım yüzüne."

"Seni seviyorum! Hislerimi söylememden korkuyorsun. Korkağın tekisin."

"Justin bilmiyor muydu?" Zayn kulağıma doğru mırıldandığında endişeyle dudaklarımı ısırdım. "Sen nereden biliyorsun asıl?"

"Kafeye geldiğim gün anlamıştım. Çok belli ediyor."

"Zaten hiç gizlemeye çalışmadı." Zayn'den uzaklaşıp onlara doğru ilerlemek istedim ama belimden yakalayıp bir yere gitmeme izin vermedi.

"Sen karışma."

"Ama o benim arkadaşım ve yarın pişman olacak."

"Justin de ona karşı boş değil, karışma. Kendileri halledecek."

"Bu kadar şeyi nereden bilebiliyorsun?"

"Sana aşık takılmak pek kolay değildi. Tecrübem var."

İstemsizce güldüğümde çenem ağrıdı. Bu gece o kadar gülmüştüm ki artık canımı yakıyordu. Gevşemiştim resmen.

"Louis ve Daria'yla vedalaşamayacağız sanırım... Gidelim mi?" Birbirlerini yemekle meşgul olan ikiliden gözlerimizi çektiğimizde başını sallayarak elimi tuttu. Kalabalığa girmeden mekandan çıktık, deniz kenarında olduğu için birkaç adım ötemizdeki dalgaların sesi kulağımıza ulaşıyordu.

O da biraz huzur istemiş olacak ki beraber kumsala doğru ilerledik ama önümüze çıkan Harry'le beraber durmak zorunda kaldık.

Yüzündeki kanlar kurumak üzere, alnındaki bir yarık ise hâlâ akıyordu. Elindeki bira şişesiyle beraber delici gözlerini Zayn'e diktiğinde koluna sarıldım sevgilimin.

"Sarhoş olduğu belli," dedim mırıldanarak. "Gidelim hadi. Daha fazla belaya gerek yok."

"Ne istiyorsun?" Beni duymazdan gelerek arkasına alıp Harry'ye baktı. Harry gülmüş, bir koca yudum aldıktan sonra bana bakmıştı kısaca.

"Her zaman gözde oldun!" Avazı çıktığı kadar bağırdı. "Her zaman. Her sikik zaman sen öndeydin! Herkes sana saygı duydu. Ben bile duymak zorunda kaldım! Hayatında sana aşık bir kadın var. Benim neden yok Zayn? Çünkü beni gölgeledin!"

Kızarmış gözleriyle bas bas bağırarak deli gibi görünüyordu. Birkaç saat önceki nazik adamın nereye gittiğini merak ettim.

"Kadınlara siktiğin bir oyuncak gibi davranmasaydın belki de benim yerimde olurdun. Seni hep dost olarak gördüm, kıskanç itin teki olduğunu fark etmedim mi sanıyorsun? Beni öldürmeye çalıştığını bilmeyecek kadar aptal mıydım Harry?"

Histerik bir kahkaha attı Harry. "O zaman neden engel olmadın?"

"Çünkü ölmemi en az senin kadar ben de istedim."