common • zayn

confident but clumsy

"Ona ulaşamayacak. Mallar sikimde mi sanıyorsun?" Bir süre sessiz kaldı. Ses tonundan ne kadar sinirli olduğunu anlayabiliyordum, beni uyandırmamak için sessizce konuşuyordu ama ben uyanmıştım bile. Diken üstünde hissediyordum.

"İyi dinle Marco, Pedra kendi pimini çekti. Anlıyor musun? Hazel'a bulaşmayacaktı."

Tekrar sessizlik. Karşı tarafın dediklerini dinlerken sırtı bana dönüktü, camın önünde esrar tüttürüyordu. Gece boyunca yanımdan bir saniye bile ayrılmamış, iyi hissetmem için elinden geleni yapmıştı. Hissediyordum da. Yine de bir saniye sonra ne olacağını bilememek canımı sıkıyordu.

Reza Pedra denilen adam Zayn'e bulaşabildiğine göre en az onun kadar güçlü bir adam olmalıydı. Burayı havaya uçurmanın onun için sorun olacağını sanmıyordum.

"Kimsenin desteğine ihtiyacım yok. Siktir olup Pedra'nın götünü yalayabilirsin ama beni karşına almak istemezsin." Cevap beklemeden telefonu kapatıp esrardan son bir nefes çekti ve kalanı camdan attı. Yüzünü bana çevirdiğinde uyandığımı görmüş, bana doğru adımlayıp yatağa otururken "Ne zaman uyandın?" diye sormuştu.

"Dediklerini duydum."

"Bir önemi yok."

"Bana hâlâ anlatmadın."

Derin bir nefes alıp bana dönük olacak şekilde uzandı. Elini başına yasladığında "Reza Pedra kim?" diye tekrar etmiştim.

"Anlayacağın şekilde basitleştireceğim. Eskiden ortaklığımız vardı. O zamanlar ben işte yükselmemiştim, neredeyse patronum sayılırdı. Asıl patronlar bir insanda en çok neyi arar biliyor musun?"

Kaşlarımı çatarak biraz düşündüm. Zayn'in işte yükselmediği zamandan bu yana çok şey değişmiş, güçlü bir adam haline gelmişti. O da birçok kişinin patronu pozisyonundaydı. Güvenilirlik? Sadakat? Hırs? Belki de öfke?

"Aklıma birçok şey geliyor."

"Sadakat."

Başımı sallayarak devam etmesini söyledim.

"Sadakatli olacaksın ama köpek de olmayacaksın. Yerini bileceksin, bu sadakati yalakalığa çevirirsen ilk günden işini bitirirler."

"Ve sen yükselip bu konuma geldin."

"Kendimi kimseye ezdirmem. Pedra beni hiçbir zaman sevmedi."

"Çünkü başını ona karşı dik tuttun."

"Seni de sevmeyecek. Çünkü karşısında durabildin."

"Peki devamında ne oldu? Patronun durumundayken nasıl bunlar yaşanabildi?"

"İki patronum var. Yaptığımız işte neredeyse ülke onların kontrolünde. Kadeem ve Ronald. Bir gün Vegas'taydık. Kadeem'in eşi ve kızı da bizimleydi."

"Reza da oradaydı."

"Ve yapmaması gereken bir şey yaptı."

"Düşündüğüm şey mi?"

"Kadeem'in kızı fazla içmişti. Reza'nın ona olan bakışları zaten dikkatimi çekiyordu. Kadeem'i uyarmıştım, o da farkındaydı. Uyardı. Ama bakışlarını çekmeyip buna inatla devam edince benden kızı ve eşini buradan götürmemi istedi. Götürdüm."

İşlerin büyümesine izin vermemişlerdi. Reza kim bilir o kıza neler yapardı. Aklından geçirmiş olması bile iğrenç bir şeydi zaten. Elini yanağıma yerleştiren Zayn "Döndüğüm zaman Reza'yı mekanda bulamadım. Her yer dağılmış, içeride kimse kalmamıştı." dedi.

"Neden?"

"Kadeem kızına yapılan bu sapıklığı öylece görmezden gelir miydi sence? Kadına veya erkeğe fark etmez, taciz tacizdir. Reza'ysa her şekilde bir orospu çocuğu. Cezası kesilmeliydi."