she loves him, too

1.6K 101 24
                                        

Sabah kahvaltımızı etmemizin ardından Logar, Zayn'i arayıp acilen gelmesini söylemişti. Edgar'ın durmaksızın yaptığı hatalardan kaynaklı sorunlar çıkmaya devam ediyordu, Zayn'e kalsa ondan bugün bile kurtulurdu.

Sinirli bir şekilde evden çıkmıştı. Garajındaki diğer arabayı kullanabileceğimi söylediğinde hayatının bir başka lüksünü sunmuştu bana. Bahsettiği arabanın en azından duymaya alışkın olduğum türden bir şey olmasını beklerdim ama garajına gittiğim an karşımda gördüğüm Lamborghini beni bayılacak dereceye getirmişti.

Mat siyahtı ve yolları parçalayabilecek gibi gözüküyordu. Asil bir araba ilk kez görüyordum, üstelik binip sürecek olmanın heyecanı da bir başkaydı.

Sohbet uygulamasına girip gözlerimi zar zor arabadan çekerek Zayn'e mesaj attım.

Vosvosmuş gibi konuştuğun arabanın Lamborghini olduğunun farkında mısın? Bunu bana emanet ediyor musun?

Çok geçmeden cevap geldi.

Zayn: Seni arabaya emanet ediyorum desek daha doğru

Zayn: Kendine dikkat et

Belki arabanı çalıp kaçarım. İyi para eder.

Zayn: Beni sürmen karşılığında sana o arabadan onlarca alırım güzelim, biliyorsun

Bel altı vuruyorsun. Ben kaçtım.

Mesajı görüp cevap vermedi. Ekranın arkasında gülümseyen yüzünü görebiliyordum, arka cebime attıktan sonra önümdeki gece karası bebeğe atladım.

İçi otelden farksız ve bu şaka değil. Hayatımın geri kalanını burada geçirebilirdim.

"Caddelerin tozunu attırma vakti."

Arabayı çalıştırıp gaza bastığımda bu kadar hızlı kalkmasını beklemiyordum. Motorlarından çıkan sesle beraber yollarda adeta kayıyor olması beni uçağa binmişim havasına sokuyordu. Camımı tamamen açtım, soğuğa rağmen iyi hissettiriyordu bu.

Şehre yaklaştıkça arabaların artmasından dolayı hızımı düşürmüş, çalan şarkıya eşlik ederek sürmeye devam etmiştim. Kendi evime gidip kumbaramdaki parayı almam gerekiyordu, küçük yaşımdan beri para biriktirmeye alışmış olmamın meyvesini şimdi yiyecektim. Evin içinde durmaktan sıkıldığım için Luna'nın yanına, yani eskiden çalıştığım kafeye uğrayacaktım.

Normalden daha kısa sürede evime varıp arabayı park ettim ve kapıları kilitlediğime emin olduktan sonra kapısını okşayıp arkamı döndüm. Şaka gibi olsa da arabayı bırakmak istemiyordum, bu benim olsa garajda tutmayı geçtim, salonumun ortasına koyardım.

Böyle bir arabayı almak için kaç yıl çalışmam gerektiğini hesap edecektim. Ama şimdi değil. Anı yaşamak daha mantıklı.

Daireme girdiğimde etrafa bakındım. Bıraktığım gibiydi, sadece biraz hüzün veriyordu. Düzensiz bir düzenin ortamıydı bu daire, o zamanlar yanımda en yakın arkadaşım vardı. Ezbere bildiğimi sandığım kişi, sabahları uyanamam diye evime kadar gelen kişi her yerdeydi.

Evin boş ve cansız oluşu yüzüme tokat gibi çarptı.

Düşünmemeye çalışarak yatak odama girip giysi dolabımın derinlerinde sakladığım kumbaramı aldım. Hiçbir şekilde açmak için yeri yoktu, oldukça ağırlaşmıştı. Bir süre için yetecek bir miktar olduğuna emindim, düzgün bir şekilde harcarsam Bahamalar'da Zayn'den geçinmeme gerek de kalmazdı. Tabii o bilet ve otel paramı yine ödeyecekti, bunu zaten karşılayamazdım.

Aklıma gelmesiyle onu özlediğimi fark ettim. Akşam beni kafeden almaya geleceğini söylemişti, birkaç saat sonra görüşecektik neyse ki. Onsuz sıkılıyordum.

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin