İş ilanları tam bir fiyaskoydu. Bir kuaförde, güzellik merkezinde ya da mağazada çalışmak istemiyordum. Milletin saçıyla başıyla uğraşamayacağım gibi bu konuda yeteneğim de yoktu, sabahtan akşama kadar kıyafet satıp katlayamazdım da. Kafe benim için idealdi.
Ama asla garson ilanı bulamamıştım. Luna'yı aramaktan başka şansım kalmayınca yanıbaşımda duran telefonu alıp numarasını buldum.
Birkaç çalıştan sonra yorgun sesi kulaklarıma doldu. "Nerelerdesin sen?"
"Üzgünüm, hiç haber veremedim."
"Siktir et, iyi misin? Ne var ne yok?"
"İyiyim. Zayn'le beraberim."
"Seni bir gün kaçıracağı belliydi."
"Kendi isteğimle buradayım Luna. Aramızda bir şeyler var."
Ortama sessizlik hakim olduğunda "Alo?" dedim ama muhtemelen şaşkınlıktan konuşamıyordu. Normal, her şeye ve onu nasıl da istemediğime şahit olmuştu.
"Komik şaka. Polisi arıyorum."
"Saçmalama! Ciddiyim. Aramız gayet iyi. Sana bir şey sormak için aramıştım."
"İnanılmaz," Kendi kendine bir şeyler mırıldandı. "Sor hadi."
"İş bakıyorum da, bana yardımcı olabilir misin?"
"Burada senin yerine biri alındı bile. Seni epey bir bekledik ama gelmediğin gibi hiç haber de vermediğin için başkasını aldılar. Kızı bir görsen, tam bir sürtük, şaka yapmıyorum. Gözlerimiz seni arıyor."
"Neden?"
"Justin'den hoşlanıyor olmalı. O piç de az değil, kızı düşürdü kendine."
Justin de ortalamanın üstünde biriydi.
"Dur... Neydi adı? Sally? Aynen, Sally. Çok gıcık! Onu kovdurup seni aldıracağım, merak etme."
"Kimseyi işinden etme." Luna gerçekten bunu yapabilecek biriydi. Sally'yi sevmediyse, ondan kurtulmak da zor olmazdı. Elinden geleni yapacağını biliyordum ve bu benim için de değil, kendisi içindi.
"Edeceğim! Görsen sen de sevmezsin." Tam cevap verecektim ki hırçın sesini duydum. "Geliyorum Sally! Kıçını Justin'e sallayarak yürü amına koyayım. Ağzıma soktun!"
Sanırım Sally de ona cevap vermişti, bana "Şunun saçını başını yolup geleceğim. Benden haber bekle." dedikten sonra telefonu kapattı.
İş ilanlarının açık durduğu dizüstü bilgisayarı kapatıp arkama yaslandım. Zayn işleri olduğunu söyleyip çıkmıştı, ben de iş bakacağım için burada yalnızdım. Evde veya etrafında koruma yoktu, ilk kez bu kadar rahat olmak beni mutlu etmişti.
Tek sorun gece yediğimiz yemekten bu yana Lennox'ı aklımdan atamıyor oluşumdu. Onu özlemiştim. Bunu kendime itiraf etmek beni üzse de gerçekten özlemiştim, annemden sonra bu derece sevdiğim tek insandı ve görünüşe göre tek taraflı sevmiştim.
Yine de kararlı olmaktan başka şans yoktu. O bana gelene kadar ben herhangi bir adım atmamalı, kendimden ödün vermemeliydim. Yaptığı yanlış sineye çekilecek türden değildi.
Kederli bir iç çekerek kalktım. Zayn'in ne zaman geleceğini bilmiyordum ve yalnız olmak beni sıkmıştı, o an ev gözüme ufak dokunuşlara ihtiyacı var gibi geldi. Zayn temizlik konusunda hassastı ve ev olabileceği en iyi durumdaydı ama zaman geçmiyordu.
Temizlik malzemelerini bulduğum gibi işe giriştim. Yerleri, camları silmiş, etrafın tozunu almış ve mutfağı düzenlemiştim. Ev o kadar topluydu ki hızlıca bitmişti her şey.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
FanfictionHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.