the best birthday he's ever had

407 21 5
                                    

Otel odamızın yatağında bağdaş kurmuş otururken önümdeki koca hediye yığınını açıyordum. Her yer ambalaj olmuş ve açılacak birkaç şey daha kalmıştı. Zayn'se bıkkın ve ilgisiz bir şekilde sırt üstü uzanmış, telefonundan bir savaş oyunu oynayarak bitirmemi bekliyordu.

"Hâlâ bitmedi mi?" dedi ben bir paketi daha açıp içindeki kutuyu da açarak Rolex saat ile karşılaştığımda. Gözlerim kocaman olmuştu.

"Zayn!" dedim heyecanla. "Daria sana Rolex almış." Kutuda Daria'nın adının yazdığı bir etiket asılıydı, diğer hediyelerde de alanların isminin yazdığı gibi.

"Yani?"

"Bu çok değerli Zayn. Rolex."

"Bir sürü var. Diğerlerinin yanına atabilirsin."

Oflayarak açmaya devam ettim. Zayn yüzük takmayı sevdiği için çeşitli yüzükler, birkaç gömlek ve çeşitli aksesuarlar çıkmıştı. Yarım saatin sonunda artık sıkıntıdan patlayacak duruma gelen Zayn telefonu kapatarak yatağa fırlatmış ve arkamdan sarılarak beni kendine çekmişti. Sırtım yatakla buluştuğunda hemen üzerimdeki yerini alarak burnunu yanağıma sürttü, kendini de aralıklı bacaklarımın arasına sokmuştu.

"Müstakbel kocanla ilgilenmelisin. Bugün doğum günü değil mi?" Oyuncu bir tavırla kurduğu cümlelerle istemsizce gülerek ellerimi omuzlarından çıplak sırtına doğru indirdim. "Müstakbel kocam ne yapmak ister? Zaten hediyeler bitti."

"Hediyeler umrumda değil." dedi boxerının kabarık önünü sertçe bacaklarımın arasına bastırdığında. İnlememi tutamayarak titrek bir nefes bırakıp tırnaklarımı sırtına geçirdim istemsizce. Kasıklarım şimdiden sızlamaya başlamış, beni nasıl etkilediğini görür görmez yüzündeki sırıtış daha da artarak gözlerimin tam içine bakmıştı. Çok etkileyiciydi, kahretsin. Bu adamla evleniyordum.

"Dilini mi yuttun Hazel Malik?" Ve kendini tekrar sertçe bana bastırdı.

Onu aniden yana iterek kucağındaki yerime yerleştiğimde hayran bakışlarla beni izliyordu. Bunu yapmamı sevdiği için alt dudağımı ısırarak üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum hızlıca. Ellerimle sırtımdaki kopçayı açmaya uzanmışken benden hızlı davranan Zayn kopçayı sıkı bir tutuşla iki yana çekerek koparmış, bu kumaş parçasından nefret ediyormuş gibi odanın bir yerine fırlatmıştı sütyenimi. Hayran bakışları şömine ateşinin loş ışığıyla aydınlanan göğüslerimde gezinirken dudaklarını yalayarak sertçe avuçladı. Başımı arkaya atarak tekrar inlemiştim. Bana nasıl dokunması gerektiğini o kadar iyi biliyordu ki, çölün ortasında dımdızlak kalmışken koca bir temiz su kaynağı bulmuş gibi hissediyordum tenime her temas ettiğinde. Aşk bu olmalıydı. Bana verdiği her şey aşktı, çünkü hepsini sevgiyle yapıyordu.

"Bana konuşmayı unutturuyorsun." dedim elleri kalçama kayıp avuçlarının içinde sıkıca tutarak beni kendine bastırdığında. Sürtünmeye başladığımda yüzünü göğsüme gömmüş, hem emiyor hem de ara ara ısırıklar bırakıyordu. Ucunda diliyle daireler çizmeye başladığında nefeslerim düzensiz bir hâl alarak "Sikeyim." diye mırıldanmıştım.

"Şşşt," dedi usulca, göğsümün her noktasına öpücükler bırakırken. "Bunu benim yapacağıma emin olabilirsin."

"Zayn..." Gözlerim zevkle kapanarak ismini mırıldandığımda "Söyle güzelim," dedi göğüs ucuma dil darbeleri atarken. "Ne istiyorsun?"

Kendimi arkaya atıp bacaklarımı bir gram utanç hissetmeyerek araladım. Bir başkası olsa bunu asla yapamayacak olan ben, o beni her şeyimle tamamen görsün ve ezberlesin istiyordum. Ezberlediğine de emindim.

"Ne istiyorsun?" diye yineledi açık bacaklarımın arasında dizlerinin üstünde dururken. Elleri bacaklarımın iç kısmından orama doğru ilerlediğinde nefesimi tutmuş, dudağımı acıtacak derecede ısırmıştım.

"Bana dokunmanı." dedim muhtaç bir ses tonuyla. Bacaklarımı havaya kaldırıp aniden boynuna sardıktan sonra sertçe kendime çektiğimde yüzünü oraya bastırmış, burnunu sürterken memnun mırıltılar çıkarmıştı. İkimiz de sert seviyorduk ve o bana her zaman istediğimden çok daha fazlasını verirdi.

Kısa süre içinde külodumdan da kurtulup dakikalar boyunca bana istediğimi vererek çığlıklar attırmıştı. En tepeye ulaştığımda ise çarşaf şimdiden göl gibiydi. Boşalmamı sağlayıp baygın bakışlarla çekildiğinde gözgöze gelmiştik, dudaklarından damladığımı gördüğümde neredeyse heyecandan ölecektim. Bu tam anlamıyla gerçek bir manzaraydı.

Baş parmağım ile dudağını silip emdiğimde erkeksi bir inleme ile daha fazla dayanamıyormuş gibi boxerından hızlıca kurtuldu ve üzerime atlayacaktı ki bacaklarımı seri bir hareketle kapatarak olumsuz anlamda mırıldandım. Ne olduğuna anlam veremez bir şekilde bana baktığında saçlarımı bileğimdeki topa ile toplamış, dudaklarımı yalayarak yataktan inmiş ve hemen önünde dizlerimin üstüne çöküp yüzümü ona doğru kaldırmıştım.

"Ben de sana dokunmak istiyorum sevgilim."

Dudağını ısırarak sırıttığında önümde ayakta durdu. Erkekliğini tek eliyle kavramış, dudaklarıma sürterken diğer eliyle saçlarımı kavramıştı.

Dudaklarım kapalı olduğu için "Aç." dedi sert bir tonda. Emir vermesini seviyordum, bunu inkar edemem.

Dediğini yaparak dudaklarımı biraz araladığımda beklemeden kendini sertçe ağzıma itmiş, saçlarımı parmaklarına dolayarak çekilmeme izin vermemişti. Uzun bir süreyi ona dokunarak ve gözlerinin içine bakarak geçirdim. Kalçasındaki elimle onu her girişinde sertçe kendime çekerek boğazımın derinlerine kaymasını sağlarken Zayn de dayanamayarak patlamış, sıcak sıvısı boğazımdan aşağı doğru kayarken onu çekmeye devam etmiştim. Sevişmemizin en sevdiğim kısmı birbirimizi asla atlamamamızdı ve bir de sabahlara kadar sürmesi. Zayn'e kalsa saatler neydi ki, günlerce beni becerirdi.

Sabaha kadar seviştik. Onun durmaya niyeti olmasa da son sert vuruştan sonra içime geldiğinde nefeslerimiz birbirine karışırken birbirimizin dudakları üstünde nefes nefese inledik. Aynı anda gelmeye de bayılıyordum.

"Yorulduğuna emin misin?" dedi ikimiz de bitince hâlâ içimdeyken. Küçük küçük vuruyordu erkekliğini içimdeki bir noktaya. Kesik inlemelerle "Zayn," diye sızlandım. "Tekrar kaldıracaksın."

"Söz konusu sensen hiç inmiyor ki."

"Gerçekten çok yoruldum aşkım," dedim uykulu bir şekilde gülerek. "Yarın devam ederiz, tamam mı? Sabah oldu. Uyumalıyız."

"Biraz parmaklasam?"

Kahkaha attım. "Zayn!"

O da gülüp pes ederek kendini yanıma bıraktığında kollarını sıkıca bana sarmış ve kendine çekmişti. Yüzümü yastıkla boynu arasına gömerek gözlerim kapalı şekilde uzandım dakikalarca. Parmaklarım sırtında geziniyordu. Buraya uyanır uyanmaz duş aldıktan sonra krem sürmeliydim çünkü bana çığlıklar attırırken fazlasıyla yırtmıştım.

"Sırt üstü yatma." dedim uykuya dalmak üzereyken.

"Tamam güzelim." Çünkü çarşaf kuruyan kana yapışır ve canını çok yakardı. Her ne kadar onu bu şekilde yaralamayı sevmesem de kendimi tutamıyordum, zaten Zayn her sevişmemizde ellerimi tutup sırtına götürürdü. Bunu seviyordu. İkimiz de fazlasıyla hırçındık yatakta.

Gözkapaklarım iyice ağırlaştığında "Hazel." demişti sessizce. O kadar yorgundum ve kollarının arasında güvende olduğum için tatlı uyku beni hakimiyeti altına alıyordu ki cevap veremeden sadece mırıldanabildim. Beni duyup duymadığına emin bile değildim.

"Geçirdiğim en güzel doğum günüydü," dedi çekinerek. "Teşekkür ederim. Bana sevginin ne olduğunu öğrettiğin ve bıkmadan yaptığın diğer her şey için."

Bu kez cevap verememiş, masumiyetine ve mutluluğuna yalnızca yorgunca gülümserken boynuna usulca bir öpücük bırakıp cevabını almış olmasını dileyerek kendimi tamamen uykuya bırakmıştım.

---

bir bölüm yazayım niyetiyle girmiştim yanlışlıkla seviştirdim bu bölüm aklımda yoktu

ama birthday sex'i atlamak yakışmazdı bize

profilimden nights in white satin'e bakarsanız çok memnun olurum, seviliyorsunuz

common • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin