Üç gün geçmişti onu son görüşümün üstünden. Üç koca gündür sesini bile duymamış, hiçbir şekilde haber alamamıştım. Devam etmeliydim, bittiğine kendimi inandırmalı ve onsuzluğa alışmalıydım ama düşündüğümden daha zordu.
Geceleri asla uyuyamayıp saatleri ayık geçiriyordum. Dinmeyen yağmurlar tek arkadaşım diyebilirim, gelen mesajlara veya aramalara bakmıyordum. Beni merak eden arkadaşlarım olsa da halsiz hissediyordum. Kimseyle konuşacak durumda değildim.
Neredeydi? Ne yapıyordu? İyi miydi? Aklımı kemiren sorularım bitmek bilmiyordu. Kendine bir şey yapmasından çok korkuyordum, geceleri bunu düşünmekten uyuyamıyordum biraz da. Bu düşünce beni ağlatıyordu, artık gözlerimde yaş kalmadığını düşündüğüm an daha da fazlası akıyordu.
İçimden bir ses atlatmış, hayatına bakıyor olabileceğini de söylüyordu. Zayn'in ketumluğu herkes tarafından bilinirdi. Birini silmekte elbette zorlanmayacaktı ama bana bunu yapmayacağı da netti. Yine de benim gibi kahrolmasını değil, iyi olmasını dilerdim.
Onu tam olarak tanımadan önceki gözlemlerim acımasızdı. Pişman olmuş, gerçekte kim olduğunu görebilmiştim. Keşke kendisi de görebilse ve mutluluğu seçseydi. Bunu yapmamış, aksine hayatını ve ilişkisini tehlikeye sokacak ne vardıysa onu seçmişti.
Annesinin konusunu açarak kalbini kırdığım için kendimden nefret ediyordum. Peçeteyi kuruyan gözlerime yeniden ağlayacağımı anlayınca daha da bastırdım. Gözyaşlarım durmuyordu. Yine durmadılar ve akmaya başladılar. Sikeyim, hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu.
Üç gün değil, bir üç yıl kadar daha evimden çıkmamaya ve kimseyle iletişime geçmemeye razıydım ama biraz daha bana ulaşamazlarsa kendimi haberlerde göreceğimi biliyordum. Özellikle Louis beni defalarca kez aramış, asla açmamıştım. Eve döndüğüm gece her yer boş, yalnızlığı iliklerime kadar hissetmiştim. O gecenin sabahı garip bir şekilde kabullenememiş, ara sıra evin içinde Zayn'e seslenmiştim. Delirdiğimi düşündüm ama yokluğuna alışamamış olmamdan kaynaklıydı. Bittiğini tamamen idrak ettiğimdeyse cehennemim başladı. Kendimi suçladım, onu kırdığım için neden nefes aldığımı bile sorguladım. Zamanla geçecek miydi? Geçmesini diliyordum.
Hayatım bana inat ters istikamette gitmeyi bırakırsa benim de yüzüm gülebilirdi.
Telefonumu açıp mesajlar ve aramalarda göz gezdirdim. Yüzlerce arama vardı, yarısından fazlası Louis'ten, bazıları Daria ile Luna'dan. İsteksiz bir şekilde Louis'yi aradım. Koltuğa uzanarak bir sigara yaktığımda tavanı seyrediyor, hoparlöre aldığım telefonum masanın üstünde duruyordu. Sigara kullanmazdım ama evde bulmuştum, muhtemelen Zayn'indi.
Evin her köşesinde bir şeylerini bulmak bana hiç yardımcı olmuyor Zayn.
"Aptal olduğunu biliyor musun yoksa hatırlatmama gerek var mı?"
Ciddi bir Louis demek sıçtın demektir.
"Kimseyle konuşmak istemedim." dedim gerçeği itiraf ederek. Hâlâ istemiyordum ama meraklarını cevapsız da bırakamazdım artık.
"Kırgın olduğunu anlıyorum güzelim," Sesi biraz daha şefkat dolu çıktı. "Ama kendini kapatarak size daha fazla zarar veriyorsun. Paylaşmayı dene."
"Biz mi? Biz diye bir şey kalmadı Louis. Bitiren ben değilim."
"Biliyorum, Zayn ve saçma sapan hareketleri. Yine de hiçbir şey tek taraflı değil. Seni sevdiğine inanmıyormuşsun. Şüphe öldürücüdür."
"Ölümden bahsetme. Aklıma hiç soyut şeyler gelmiyor da."
Gergin bir nefes bıraktı. "Yanına geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
FanficHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.
