YAKLAŞAN KATİLİN | Texting

Dört

İlkim Önleyen

Şu saçma mesaja kandığımı ve kapıyı açmak için yattığım yataktan çıktığıma inanamıyorum cidden!

Çok saçma bir eşek şakası yapılıyor şu an bana, bundan kesinlikle yüzde bir milyon eminim. Ama kim yapıyor anlamış değilim.

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Önce hiç bir şey göremedim fakat kafamı aşağıya doğru çevirdiğimde bir paket olduğunu gördüm. Kaşlarımı çatarak yavaşça çömeldim ve kutuyu elime aldım ardından hızlıca ayağa kalktım ve içeri doğru adımlar iken kapıyı kapattım. Mutfağa doğru ilerledim ve kutuyu tezgahın üzerine bıraktım.

Nereden gelmişti ki bu?

Ne bileyim ben?!

Sana da bir şey sormaya gelmiyor iç ses, pardon Çirkef İç Ses!

Tezgahın üzerinde duran bıçaklıktan bir bıçak çıkardım ve kutuyu açmak için bantlı yerleri kestim. Bütün bantlı yerleri kestikten sonra bıçağı daha sonra yıkamak adına lavaboya koydum e sonuçta kutu pistir ne yapayım yani?

Kutuyu açtım. İçinden bir adet orta boy pasta ve bir kart çıktı.

Ne yani beni bununla mı ciddiyetine inandıracaktı? Hah, güleyim bari de boşa gitmesin.

Kartı elime alıp okumaya başladım.

Pastayı yerken dikkat et İlk' Önleyen ne de olsa her şeyi önleyemezsin...

-Yaklaşan Katilin

Her seferinde de şu isim espirilerini yapmasa olmaz zaten! Ben koydum ya ismimi ondan (!). Ayrıca İlk' değil İlkim!

Harika (!).

Cidden, harika.

Pastayı yerken dikkat et ne demek "Aman, dikkat et de boğulma." gibi bir şey mi?

Pastayı kutunun içinden çıkardım ve tezgaha koydum. Dışı çikolata ilke kaplanmış ve üstünde ise bir kaç çilek duruyordu.

Yeni bir bıçak daha alıp pastayı kesmeye koyuldum.

Acaba yemesen mi İlk'?

Sen de mi Brütüs?

Ne var canım? Hoşuma gitti. Ayrıca ya zehir, mehir bir şeyler kattıysa ne bok yiyeceğiz biz?!

Öf, iç ses çok abartıyorsun cidden.

Bir dilimi biraz zorlanarak da olsa -pasta kesemiyorsam benim suçum mu yani?- kestikten sonra bıçağı çıkardım içinin rengi sanırım kırmızıydı yoksa bıçak neden kırmızı bir renge bürünmüş olsun ki?

Bıçağı tezgaha bırakırken arkamda olan dolaplara doğru yürüdüm ve elimi dolap kapağına uzattım. Dolabı açtım ve boyumun yettiğince elimi içeri sokup tabak almaya çalıştım. Kısa bir kişi değildim gayet ortalama bir boyum vardı.

Tabağı aldım ve dolaptan çıkardım. Tabağın içinde gördüğüm şey ile gözlerim kocaman oldu ve tabağı hızla elinden bırakırken mutfakta yankılanan tabak kırılma sesine eşlik eden ses, benim çığlığımdı...