Kırk Üç

2K 94 32
                                    

İlkim Önleyen

Gözlerimi kısmamın nedeni, yüzüme yansıyan ağır ışıktı. Neden ve niçin, nerede ve nasıl bulunduğum konusunda bir fikir elde edebilmek için ellerimi ışığa doğru siper ettim.

Etrafına bakındım, ışığın ağırlığı üzerimden kaybolmuştu.

Nerede olduğumu tam olarak bilemesem de oldukça şaşalı bir davette olduğumu sanmaya başlamıştım. Elbette ki bu kanıya varmamı sağlayan şeylerden biri çoğu davette olan o meşhur kokteyl masalarıydı.

Kendimden geçercesine etrafı incelerken, bu ışıltılı hayatı düşünmeden edemedim. Benim için çok hoş olmayabilirdi tabi, ayrıca imkansız... Yani hoş olsa dahi, imkansız...

Benim için geçerli olan tek şeyin sınırları hayatımdan fazla uzaklaşmamak olmalı, nitekim bu dünyaya ait olmadığımı bildiğim gibi, bilinç altımın derinliklerinde de böyle şeyler istemediğimi gayet tabi eminim. Yani bu rüyanın altından da o garip yaratık çıkarsa hiç mi hiç şaşırmam!

Ve evet rüya olduğunu biliyorum! Şimdi çık ortaya küçük yaratık!

Beynimde yankılanan sesimin ardından etrafı baloncuklar kaplarken, hemen yanımda duran kokteyl masasının üzerinde bir hareketlilik hissettim ve kafamı o yöne çevirdim. Tamda tahmin ettiğim gibi küçük, kara bir kediyle karşılaştım. Yalnız, tahminimin dışında olarak, onu böyle bir smokinle görmeyi hiç beklemiyordum. Şu an oldukça şey görünüyordu... Şirin?

Yani gerçekte olsa kesinlikle yanaklarını mıncırmak isteyeceğim bir manzarayla karşı karşıyaydım.

Hayır... hayır bunu yapmayacağım.

Evet yapmayacaksın İlk' hayır sakın!- Ne "İlk'"'i ya benide iyice...

"Kendi düşünceleriniz arasında boğuşmanız bittiyse, devam edelim mi?" Senin sesin nereden çıkıyor şu an, gerçekten anlamıyorum?

"Bari şu şapkayı çıkar sihirbaz bir kedicik gibi görünüyorsun. Seni daha az ciddiye alamazdım." İlk kısmı yüzümü ekşiterek söylerken, ikinci cümleyi duymamasına karşın kısık bir ses ile dile getirmiştim. Hoş, ne fayda edecek ise...

"Ha, ha, ha, neyseki nefret edeceğim o kadar kişi var, yoksa ilk sıradakilerle başa baş gidiyor olurdunuz "İlk''imcik"." Koyduğunu havaya kaldırarak salladı, sonrasında masanın üstünde bir tur attı. Durdu ve patisini yaladı. Aklımda "neden??" soruları dönüp dolaşırken yine onun sesini duydum. "Sakinleşmem için o tur gerekliydi Katil'in "Son" Durağı." Cık cıkladı ve öksürür gibi boğazını temizledi. "Müstakbel, Müstakbel Katilin "Son" Durağı." Bana taktığı lakabı tükürürcesine söylerken, bense kaşlarımı çatmıştım. "Ayrıca, şapka kalıyor. Tam da istediğim havayı vermesine sevindim." Nasıl olduğunu anlamasamda dudaklar kıvrıldı. "Ben buraya size bilgi vermek için gelmişim, siz bana hakaret ediyorsunuz."

"Ne hakareti be?" diye sormaya kalmadan, etrafı insanlardan -neyse ki- oluşan bir topluluk kapladı.

Daha az önce çatık olan kaşlarım o haline bürünerek yine çatıldı.

Onlar, maske mi takıyordu?

Hissettiğim değişiklik ile ellerimi önlem almak için hafifçe kaldırırken -neye bilmiyorum- gözlerimi bedenimde gezdirdim, bir balo kıyafeti olduğu bariz olan ve şu anda üzerimde olan kıyafet, birincisi hiç benlik değildi, ikincisi yine de hoşuma kaçmıştı!

Bir şeyden emin olmak ister gibi sağ elimi yüzüme doğru kaldırdığımda elime çarpan maske yine kesinlikle bir balo maskesiydi.

Kediye bakmak için kafamı çevirince yere atladığını ve iki ayağı üzerinde biraz yürüyüp, durmasıyla birlikte ellerini- yani patilerini birbirine vurarak sanki tozdan kurtuluyormuş gibi yaptığını gördüm.

Pekala, artık şaşırmıyorum. Tüm bu olanlardan sonra olan en sıradan şey buydu zaten. İnstagram falan bu tür videolarla dolu hep.

Gözlerimle hareketlerini takip ediyor, bir sonraki hareketinizi tahmin etmeye çalışıyordum, fakat bunda başarılı olacağımı pek sanmıyordum. Eh, gerçekler!

"Biraz mahremiyet lütfen!" diye beni azarlayan kediye boş bir bakış attım ve sabır dilemek ile bir tekme savurmak arasında gidip gelen zihnime bir dur dedim. Ve kendime göz devirip, belki biraz da ona, arkamı döndüm.

Etrafta olanlar gerçekten ilginçti. Yani daha önce böyle sosyetik bir ortamda bulunmamış olmamda etkili bir etken olabilirdi pek tabii.

"Tamamdır, şimdi arkanı dönüp gözlerinizi benimle taçlandırarak mutlak huzura ve mutluluğa erişebilirsiniz İlkim." Ay yok artık daha neler?!

Verdiğim sıkıntılı nefesin ardından ona döndüm. Ağzımdan kaçan küçük çığlık bence görünen manzara için gayet uygundu. Geri geri ufak adımlar atmış olmam hafif sıyrıklarla atlatılabileceğim mini düşüşe sebebiyet vermek üzere olsa da son anda kokteyl masasına tutunmuş ve en az iki metrelik bir boya sahip olduğunu haber eden yapılı, ama kaba veyahut kötü durmayan beden ile karşı karşıya düştüm.

Peki bu karşılaşmayı beklediğim bir şey değildi.

Ama beni asıl korkutan şey bu hala takım elbiseli olan vücudun bir kafasının olmamasıydı. Sadece boynunun bir kısmı görünüyordu, ve söyleyebileceğim tek şey vardı, bu adamın amma da çok dövmesi var! Yani o iğnenin derinin üzerinde gezmesini düşündükçe... ahh! Hayır işte buna dayanamazdım!

Tiksinti içindeki suratıma bakıp durdu, şu an bir kafası olsaydı gülümseyeceğinden emindim.

"Güzel, bu bilgiyi sizin Katil ile de paylaşmalı ki zaaflarınızın dökümanı daha kolay ortaya serilsin. Bilmem farkında mısınız ama sizden biraz nefret ediyor gibi?"

Elimi kalbimin üstüne koyup sakinleşmeye çalışmamın ardından. Sözlerini dinlemiş ve yutkunmuştum.

"Ah, inanır mısın bilmem, -başımı abartılı hareketler ile iki yana salladım- hiç fark etmemişim?!" Alayla sarf ettiğim cümleler, beni hiç takmayan bir kişiye yönelttiğim alaycı tavır, hepsi bunların tam olarak hepsi boşaydı!

"Ama unutmayın, nefret ile aşk arasında çok ince bir çizgi vardır İlk'." Sonrası kahkahalarla geçen bir kaç saniyeydi. "Sizi, bu uyanınca hatırlayamayacağınız rüya ile baş başa bırakayım Küçük Kız."

Ve, işte her zamanki şeyler...

Bakın cidden söylüyorum, yani yazıyorum sjsjdjjdjd, ayda bir bölüm atıyormuşum. Bunun farkında olanlarda vardır elbet tabi sjsjjdjssd.

Bu süreçte -yazmadığım zaman diliminden bahsediyorum- aramıza yeni katılanlar hoş geldiniz!!!

Rüya bölümlerini seviyor musunuz?

Rüya Adam'ı seviyor musunuz şahsen benim favorim de!

Sonraki bölüm, rüya bölümü mü, normal bölüm mü, yoksa texting bölümü mü olsun?

Fazla mı uzatıyorum? -Cevap: Kesinkes belli.-. Sjsjjsjsjs.

YAKLAŞAN KATİLİN | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin