İlkim Önleyen
Sesim apartmanın boş duvarlarında yankılanırken ben geri geri gitmiş ve bir duvarın köşesine sinmiştim çoktan.
Bacaklarımı kendime çekmiş ve kollarımı bacaklarıma sarmıştım, ellerimi de kollarıma dolarken durmaksızın yaptığım tek şey hızla kafamı iki yana sallamak ve bunların gerçek olmadığını dilemekti.
Kim bilir? Belki de bir tımarhanenin, içinde acıların gizlendiği, sanki siyah hikayelerin üstüne çekilmiş gibi beyaza boyatmış duvarların arasında hayattan kopmuş bir vaziyette, bir başıma oturuyor kendi kendime manyakça şeyler kuruyor, saçma şeyler uydurarak değirmenin kılıfına çekiliyordum. Öyle ya da değil ama bildiğim tek şey vardı ve o da, kıyılarda dolaşmak ile uçurumdan düşmek arasındaki o ince çizgide yürüdüğümdü.
Kafamı gömdüğüm yerden çıkarmam için o gördüğüm şeylerin algılarımı açması yetmişti, ileri geri sallanmamı durdursam bile titrememi engelleyemiyordum. Başımı yavaşça kaldırdım ve kapıdan gelen kişiye baktım.
"İlki- İlkim!" İlk başta bir şey anlamasa da beni görünce endişelenmiş ve ellerindeki poşetleri yere bırakarak hemen yanıma koşmuştu. O beni sakinleştirmeye çalışırken ben ondan kurtulmaya çalışıyordum. En sonunda yüzümü avuçlarının arasına aldı ve ona bakmamı sağladı. "İlkim, benim hani şu "Yeni ve Yakışıklı Komşun"! Beni kendime getirme çabası nafile bir uğraş olurken bir elini cebine götürdü, diğer eli sakinleştirmek ister gibi çenemin oradan kavramış, baş parmağı ile yanağımı işaret ve orta parmakları ise çenemi okşuyordu.
Cebinden telefonunu çıkardı ve bir şeyler yaptıktan sonra geri cebine koydu. Sonrasında ise kendini benim yanıma, duvara bıraktı. Yüzümdeki eli sırtımdan dolaşıp omzuma ulaşırken beni göğsüne çekti ve elini kafama koyarak elini saçlarım arasında gezdirdi. Bir süre öyle kalışımızın ardından apartmanda bir ses duyuldu, sanırsam bir bardak vesaire kırıldı. Ardından bir ses daha, korkuyla yeni komşumun göğsüne sinerken anlamıştım, o gelmişti. Duraklayan titremelerim bu az önceki sesler ve hala devam eden küçük sesler ile bir anda tekrar nüksetmişti.
"Geldi! Geldi! Değil mi geldi?!" Diye sorarken gözlerimden yaşlar boşalıyor, bir yandan ise kafamı hafifçe kaldırarak bir o yana, bir bu yana bakarak etrafı kolaçan ediyordum. "Geldi değil mi?! Benim için geldi!" Komşumu ittirdim ve tekrar bacaklarımı kendine çekerek komşumun gelmesinden önceki aynı duruşu sergiledim. "Yaklaşan Katil yine oldukça yaklaştı ha!" diye kendi kendime söylendim ve sanki delirmiş gibi güldüm kafamı kaldırırken. Çılgın gülüşüme karşın gözlerini üzüntü ile kapatan komşuma baktım. Gülüşüm hala devam ederken gitgide hıçkırarak ağlamaya dönüştü. Kapı kapanma sesiyle ağlamam sessizleşmeye başladı.
Gitmişti öyle değil mi?
Gitti tabiii, ilgi manyağı mısın sen İlk'? Niye komşucuğun gidince susuyorsun da o varken krizlerden krizlere giriyorsun? Yoksa seni rahat bıraksın diye delirmiş numarası falan mı yaptın az önce?- Xycugucgxzffxw.
Sonunda bölüm geldi, öyle değil miii? Yxyxgxrcgycw. Aslında daha yazardım yani daha doğrusu yazabilirdim amaaa burada bitsin dedim, iyi bir yer gibi geldi de sjsjjdjd.
Ah, bu arada size söylemiş miydim Uluslararası Boşlar ve Boş Yapanlar Derneği bana başlarına geçmemi teklif etti ve bir sertifika gönderdi -mutluluktan gözleri yaşaran ve işaret parmağı ile göz yaşını silen yüz ifadesi- ünlü emojilerimi de kullandığıma göreee,
Hadii sonraki bölümde görüşürüzzz!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKLAŞAN KATİLİN | Texting
General Fiction+90 541*** ** **: Vaktin doluyor Güzelim, dikkatli ol. İlkim: Pardon bir yanlışlık oldu sanırım, siz kimsiniz? +90 541 *** ** **: Yaklaşan Katilin... İlkim: Yaklaşan katilim? (Argo, küfür, vb. içerir) #macera 84 (22/03/2023) #" 11 (01/06/2023) #"...