İlkim Önleyen
Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyor vaziyette, bir yandan da titremek ile meşguldüm. Bu, bu bu kadar kolay olamazdı! Bir can almak, veya almamı söylemek! Ama bu onun için oldukça alışılmış ve bir o kadar da sıradan bir şeydi. Öyle ki günlük yaşamında kaç kez bunu yaptığını sorgulamadan edemiyordum. Az önce gözlerimin önünde kardeşim dediğim insanları ö-, ö- ö ile başlayan kelimeyi yapmıştı ve şimdide karşıma geçmiş bana bir şans tanıyordu, aynı işlemlerden birimi onun üzerinde uygulamam için! Gitgide onun gerçekten iyi olmadığını daha iyi anlıyordum. Arkadaşlarımın kanı onun eline bulaşmıştı hemde olabilecek en kötü şekillerde, bunun iyisi veya kötüsü olmazdı hepsi aynıydı işte! Sonuçta değişen tek bir şey dahi yoktu!
Senin arkadaşların kendi kaşınmıştı İlk', o adamı tutmakla sana en büyük zararı vereceklerdi. Belki de onların yerinde sen olacaktın!
Tamam bir hata yaptılar ama bunun bedelini canları ile ödememelilerdi! Her şey benim suçum mu yoksa onun suçu mu bilmiyorum ama ikincisinde suçlu olduğu durumlar var yani en az onun kadar suçluyum bende.
Elimde tuttuğum silahı onun ellerinden ayırmam saliseler içinde gerçekleşmişti. Silahı aldım ve konuştum. Doğruca onun gözlerinin içine bakıyorken gözlerinin içindeki duygu yoksunluğu canımı acıtmaya yetmişti.
"Elbet bir gün sende çekeceksin cezanı, ama o gün bugün değil!" dedim ve silahı kendi kalbime doğrulttum ardından onun ifadesiz bakışlarının arasında rastlaştığım küçük pırıltılar ile duraksamaksızın ateş ettim.
En ufak bir ses bile çıkmaması, hiç bir kıpırtı olmaması sorgulamamı sağlamıştı. Onu biraz ittirdiğimde bana karşı çıkmadan ayak uydurdu ve geriye doğru adımladı. Gözlerindeki ifade değişmemişti. Hala o küçük kıvılcımlar gözüküyordu, o tanıdık bakışlar...
Kaşlarımı sinirle çattım ve silahı daha sıkı tutup tekrar denedim bir kez daha aldığım aynı sonuç ile birlikte silahı bu sefer sallamaya başladım.
Neden işe yaramıyordu bu?!
Dudaklarında sevimli kıvrım adeta aydınlanmamı sağladı. Onu göğsünden ittirdim. Ve hırsla bunu bir kaç kez tekrarladım.
"Hayır ya hayır, hayır! Cidden mi?! Seni bir yerden tanımalıydım zaten ama konuşma tarzını bile değiştirmişken..." Başımı hızla iki yana salladım. Bunu kabullenemiyordum! Odada yankılanan kahkaha seslerinin beraberinde getirdiği görüntülerin silikleşmesi kafamı almak bullak etmişti. Gözlerimi sıkıca yumup kafamı aşağı doğru eğdim ardından başımı oldukça hızlı bir şekilde iki yana salladım tekrar. Gözlerimi tekrar açtığımda sanki boşluktaymış gibi simsiyah bir yeri beklemediğimden bir anlığına afalladım. Sonra bakışlarımı ona çevirdim. Sinirli gözlerim karşısında oldukça alaycıldı. İfadesini yüzünden dilmek ister gibi ona doğru atıldım. Ama benden ustaca kaçmayı ve kurtulmayı başarmıştı.
"Ya senin benim ile derdin ne ya?!" diye soludum öfkeyle. O pis sırıtışı hala yüzünde bulunduruyordu.
"Sakin olun biraz İlki-, -duraksadı ve sahte bir düşünceli bir ifadeye büründürdü yüzünü- yoksa İlk' mi demeliyim?" Kollarımı birbirine doladım ve kızgın ve sahte alaycıl bir ifadeyle söyledim.
"Hah, aynen öyle demeliydin!" Az önce olanları anlamadıysanız, karşımda bulunan kişi şu "Rüyaların Adamı"'ydı. Ellerimi etrafa savurdum. "Tüm bunlar, -sağ kolumu kaldırıp arkaya doğru uzattım ve elimi kullanarak çevreyi gösterdim- tüm bu yaşananlar, aslında yaşanmadı mı yani?!" Sinirle söylediklerime sadece güldü. Ve yanıma yaklaşıp kollarını omuzlarıma koyarken havadaki kolumu indirdim. Sol omuzumdaki elini yerleştirmeden önce hala açık olan ağzımı kapatmıştı. Ardından biraz eğildi ve boylarımızı hemen hemen eşitledi. Derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKLAŞAN KATİLİN | Texting
General Fiction+90 541*** ** **: Vaktin doluyor Güzelim, dikkatli ol. İlkim: Pardon bir yanlışlık oldu sanırım, siz kimsiniz? +90 541 *** ** **: Yaklaşan Katilin... İlkim: Yaklaşan katilim? (Argo, küfür, vb. içerir) #macera 84 (22/03/2023) #" 11 (01/06/2023) #"...