İlkim Önleyen
Kafamı kaldırdığım an göz göze gelmeyi umduğum kişi ile bırakın göz göze gelmeyi beni bir kenara itmiş ve savrulmama neden olmuştu.
Beni tutan kişi ise tanıdık bir kokuyla gönüllerin kazananı Barın oluyordu elbette ki!
Biraz uzağımızda yaşanan küçük çaplı bir olay dikkat yönümün tamamen o tarafa doğru kaymasını sağlamıştı. Barın ile teması kurmayı, o tarafa bakmaya kesinlikle yeğlerdim ama gelin görün ki bu ortam bana da aynı hissiyatı yaratıyordu.
"Ah, klasikizm!" diyerek kendini az önce çarptığımı düşündüğüm adamın kollarına atmıştı. Bu abartıl tavrı kaşlarım çatmış bir vaziyette izliyordum, bir saniye! Bu kapıda bana sataşan deli değil miydi? Ayrıca ben bu dediği lafı bir yerden çıkaracağım ama... neyse.
Oha! Yoksa iç sesim cidden başkalarının da mı iç sesiydi?! O manyak yalan söylemiyor, veya atıp tutmuyor muydu?! Söylediği on şeyin dokuzunun, hadi sekiz olsun, yalan olduğuna emindim halbuki! Belli ki bu durumda, o bir, bilemedin iki nadide doğruluk parçalarından biriydi.
Bu deminki olaydan belliydi, iç ses ile tanışmadan biri bu denli "deli" olamazdı. Örnek göstermeme gerek yok diye düşünüyorum."İlkim." diyen ses ile bakışlarım Barın'a döndü. Beyaz bir maske takıyordu, gözlerine daha dikkatli baktığımda bir anlığına kendime kızdım. Bunu daha önce nasıl fark etmemiştim?
"Sen lens mi takıyordun?" Maskeden dolayı yüzündeki ifadeyi göremiyordum, fakat bir elini kaldırarak yüzündeki maskenin göz hizasına getirdi.
"E-evet, gözlerim bozukta." Barın'ın kekeleyeceği aklımın ucundan dahi- tamam tamam geçerdi, eğer Barkın kekeleseydi işte o zaman görürdüm aklımın ucunu!
Hayır Barın'cığım bahsettiğim şey kesinlikle ve kesinlikle o değil.
"Hayır, hayır gözlerinin rengini kahverengi sanıyordum, çünkü bana hiç gözlerinin yeşil olduğundan bahsetmemiştin." Gözlerine daha iyi bakabilmek adına parmaklarımın ucuna yükselmek istedim, ayağımdaki topuklular artı olarak çakırkeyif oluşum bu iki bileşenin verdiği tepkime de doğal olarak Barın'a doğru sendelemek olmuştu. Arkadan yine irite edici ses yükselirken Barın'da refleks olarak ellerini bana doğru uzatarak herhangi olası bir düşüşü engellemeye çalıştı.
"Ay bana bir şeyler oluyor galiba! Ve evet, kötü anlamda söyledim!" Bana ne ulan! Aaaa yeter ama!
Ortamı hiç bozmamaya ant içmişçesine görmezden gelerekten kendimi şu düşünceleri düşünmeye zorlamaya ittirmek suretiyle davet ettim.
Gerilmiş miydi? Emim değildim ama öyleydiyse bile bana belli etmemek konusunda oldukça kararlı ve başarılıydı. Hoş, gerilmesi için bir sebep var mıydı ki? Ayrıca, "Bu güzelim gözleri ne için saklamak isterdi ki bir insan?" diyeceğim de diyemiyorum, o ikizi olacak kişiyle her şeyinin aynı olması sonucunda bari gözlerinin renginin değişimini istemesi suç muydu ki?
"Lensim mi kaymış?" derken düzeltmeye çalışıyordu. Şu an bu panik hali çok tatlı görünüyordu. Acaba durdurmak için hiç bir girişimde bulunmasam mı? Bence bu kadar gerilmesi hareketlerini çok daha tatlılaştırmıştı. Zaten tatlıydı da sevimlilik esastı bu durumda!
"Aaaa, biraz fazla gerginsin sanki. Alt tarafı bir göz rengi. O meymenetsiz kardeşin ile tıpatıp aynı olmanız biraz farklılık istemene neden oluyor olabilir! Bunu gayet net anlıyorum. Hem şöyle düşün, saçını da boyatabilir veya şeklini değiştirebilirdin, her birini aynı anda da yapabilirdin." Söylemlerimi gözden geçirdim be kendime hak verdim. "Hakikaten ama neden değiştirmedin ki? Ben senin yerinde olsam bir saniye durmazdım o meymenet yoksunu ile- neyse kardeşin tabii hatta ikizin ama olsun susayım ben birazcık kaçırdım yine!" Elimle kafama vurdum hafifçe. Beni ne ilgilendiriyor peki bu durum? Bana ne yani? Ayrıca belki de zevkleri de birebir aynı olamaz mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKLAŞAN KATİLİN | Texting
General Fiction+90 541*** ** **: Vaktin doluyor Güzelim, dikkatli ol. İlkim: Pardon bir yanlışlık oldu sanırım, siz kimsiniz? +90 541 *** ** **: Yaklaşan Katilin... İlkim: Yaklaşan katilim? (Argo, küfür, vb. içerir) #macera 84 (22/03/2023) #" 11 (01/06/2023) #"...