Yirmi Dört

3.8K 158 69
                                    

İlkim Önleyen

Uyandığım zaman muhtemelen bunlar için çok ama çok utanacaktım çünkü şu an bir masanın üstüne çıkmış dans ediyordum. Hem de delicesine dans ediyordum.

Arkadaşlarımla her zamanki gibi dışarı çıkarak biraz eğlenmek istemiştik ve bu sefer farklı bir mekana gitmek istedim, şehrin neredeyse öteki ucunda olan, yine bir tanıdığın mekanındaydık ve sırf o ruhpsisosyopatı beni bulamadın diye özellikle uzak bir mekana gitmek için ısrar etmiştim. Arkadaşlarımı sadece yeni bir yer denemek istediğime inandırmış olmalıyım ki şu anda burada ve bu haldeydik.

Hepimiz bir yana dağılmış eğleniyorduk. Selin bar masasına oturmuş barmen ile flörtleşirken içkileri beleşe almaya çalışıyordu. Gözde benim gibi bir masaya çıkmış bir çılgın gibi dans ediyordu. Pelin bir locaya girmiş benim muhtemelen ASLA yapmayacağım şeyler yapıyordu ve yanında da Narin'i sürüklemişti. Ve son olarak Kaya'da içkiyi fazla kaçırmış olacak ki hala geldiğimiz masada oturmuş ve başını kollarının arasına koyarak uyumuş, daha doğrusu sızmıştı.

Kaya ile liseye ilk başladığımızda tanışmıştık o zamanlar biraz, nasıl desem, tipsizdi ama şimdilerde oldukça yakışıklı olduğunu söyleyebilirim, diğerlerine nazaran onunla daha iyi anlaşırız ve grubumuzdaki tek erkekte o. Kızlar ile de iki senedir yani onuncu sınıftan beri tanışıyorduk o sıralar Kaya'nın tipi düzeldi, düzelecek gibiydi ve onun için yanıma yanaşmışlar gibi geliyordu. Fakat sonradan hiç birinin öyle bir niyeti olmadığını anlamış olmuştum.

Başımın dönmesiyle dans etmeye devam etmemeye karar vererek aşağı indim ve omzuma astığım küçük el çantasının içinden telefonumu çıkardım o mesaj atmıştı. Sarhoşluğun verdiği cesaret ile mesajına cevap verdim ve bu esnada yazışmaya başladık. Yan masada boş duran içkilerden birini kaçırmış, yudumluyordum indiğim esnadan beri. Elimdeki içkiyi kafama diktim ve tekrar masaya çıkıp dans etmeye başladım lakin nasıl oluyorsa hala onunla mesajlaşmaya devam ediyordum.

Tuhaf. Normalde şimdiye kadar, ya onu sinirlendirmiş olup onun beni korkutmasına istemeden izin vererek konuşmayı bitirmesini sağlamış olurdum, ya da beni fena halde korkutmuş olur ve ben de onu engellemiş olurdum. Dediğim gibi, tuhaf.

Buraya geleceğini söyleyince bir süre dans etmeden donup kaldım ama buna rağmen ona cevap yazmayı kesmemiş, devam ediyordum. Tamam tam olarak öyle dememişti ama ima etmişti işte! Öyle!

Daha sonra ise onu çok da ciddiye alamayacak bir seviyeye ulaşmıştım işte ve sonrası dans, dans, dans! Ve tabi mesaj.

Tekrar söyledi.

Buraya geleceğini tekrar söyledi!

Buna izin veremezdim!

Derken gözlerim o yeni tanıdık olan gözler ile kesişti. Onun burada ne işi vardı acaba? Ona son bir şey daha yazdım ve mesajları kapattım. Tekrar ona baktım. Bana bakıyordu. Ve ben hala dans ediyordum! Acilen bunu kesmem gerekiyordu!

Sonunda durmayı başardığımda onun da yanıma ulaşmış olduğunu gördüm ve farkına vardım. Yüzüne sorarcasına baktım.

Biraz kızgın mı gözüküyordu?

"Hayır kızgın değilim. Neden kızgın olayım ki?" dedi bağırmadan ama sesini duyuracak cinsten bir ton kullanarak. Doğru, neden olsun ki?

Hey! Dur biraz zihnimi daha doğrusu düşüncelerimi mi okuyor bu adam?!

Muhtemelen yüzümde oluşan ifademden dolayı kaşlarını kaldırırken tekrar konuştu. Ah, sarhoşken bunu fazlasıyla yapıyordum maalesef.

"Ve yine hayır, düşüncelerini veya zihnini okumuyorum." Bunun üzerine kaşlarımı çattım ve sordum.

YAKLAŞAN KATİLİN | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin