Yazar'dan
"İstemiyorum... İstemiyorum! Hayır istemiyorum dedim sana! Katlanamıyorum artık hayır!" Genç adam o puslu gecede her zamanki görevini icra etmiş, evine dönmüştü.
Zar zor gevşettiği kravatı ve bir kaç düğmesi açık gömleğiyle parke zeminin en köşesine oturmuş olan diğer adam, bir yandan kafasını ovalıyor, arada saçlarını çekiştirip derin soluklar alıyor, kesik kesik sayıklıyordu. Titreyen dişlerini bir araya getirerek kendini susturmaya çalıştı. Gözlerini ayakta dikilen ve ona aynı şekilde karşılık veren genç adama dikti.
"Ne istiyorsun benden?" diye tısladı ayakta kollarını birleştirmiş genç adama.
"Ne mi istiyorum?" Burnundan nefes vererek güldü, kafasını iki yana sallar iken. "Ben mi ne istiyorum?" Yavaş adımlar ile karşısında yerde oturan adama adımladı. Hafifçe ona doğru eğilirken sertçe yutkundu. "Bana en başta bunları yaptıran sen, şimdi ise durmamı istiyorsun ha?" Doğruldu ve pantolonunun arka kısmına takılı olan hançeri çıkardı, ardından tek eldivenini çıkararak işaret parmağını hançerinin üstünde gezdirdi. "Güzel, eğer duracaksam önce o kızı, sonra kendimi bu "KÜÇÜK" oyunumuza alet eder ikimizin de işini bitiririm. Ha? Ne dersin?" Sinirden çenesi titremekte olan oturan genç adama bakarak alayla söyledikleri onun canını sıkmıştı. Pekala bu oyunu kendisi başlatmış olabilirdi ama şimdi, şimdi her şeyi geride bırakmak istiyordu. Ama bunca şey yapılmıştı, onlarca kan dökülmüş, kim bilir kaç kişi can vermişti, bunu ancak sayan bir psikopat bilebilirdi... Söylemek gibi olmasın ama böyle bir psikopat ile karşılaşmak için genç adamın yansımasına bakmak yeterliydi.
"Sakın böyle bir şeyi aklından bile geçirme..." Kaşlarını çattı yavaşça oturduğu yerde dikeldi, bir nefes bıraktı. Bacaklarını bağdaş yapmışta sonrasında dizleri dikelecek dek havaya kaldırmış gibi olan bir pozisyona getirmiş kollarını iki dizinin üstüne yaslamıştı. Aydınlanmış gibi bakmayı sürdürerek devam etti. "Sen, sen zaten bunu yapmazsın, yapamazsın öyle değil mi?" Genç adam bir kez daha yutkunduğu esnada kaşlarını çatmış, gözlerini kapatmış, başını iki yana hafifçe sallamıştı.
"İstesem o kızı salisesinde, gözümü dahi kırpmadan öldürebilirim. Bunu biliyorsun, öyle değil mi?" Daha da etkili olsun diye adamın gözlerinin içine her zamanki sert bakışlarını eksik etmemişti.
Diğer genç adam onu tiye alarak hafifçe güldü.
"Kızdan bahsetmiyordum, ama sen o olarak anladıysan..." Susturuldu.
"Kes! Yeterli, sende uzak dur şundan. Daha fazla bağlılığa gerek yok zaten." Yerdeki genç adam bir dizini yere koyup, elini diğer dizine dayayıp yardım alarak hırsla ayağa kalktı.
"Bağlılık diye kard-" Susturuldu, yine.
"Sus!" dedi bu sefer hırsla yürüyen oydu. Derin nefeslerinin arasında tuvalinin önüne ulaştı. Vahşice katlettiği başka bir kişinin kalbine dokundurarak kana bulandırdığı fırçası ile tuvaldeki kalbin son dokunuşlarını yaptı. Yüzündeki tatmin olmuş ifadesiyle son defa biraz uzaklaşarak baktı tuvale. Ardından aynı zevkli gülümsemesiyle küçük masada duran peçetelerden alarak ellerini sildi. Her ne kadar bir işe yaramıyor olsa da... Tuvali tuttu tatminkar ifadesiyle, ve odasındaki gizli bölmedeki diğer sadece kendi için özel olan tuvallerin arasına götürmeye, boş yerlerinden birine asamaya koyularak merdivenlere yürüdü. Gitmeden hemen önce konuştu, bir kez defa. "Hayattan çıkış işlemlerini yapmaya başlasa iyi olur," İlk başarmağa adımını atmadan ona döndü. "Ayrıca bu seferki kalbi sen bitireceksin." Küçük tebessümüyle göz kırptı. Ve arkasına bile bakmadan adımlamaya koyuldu.
Hemen ardından burnunu çeken adam yavaşça o küçük daire şeklindeki masaya ilerledi ve parmak uçlarıyla fırçayı usulca aldı. Genç adamı takip ederek merdivenlere ulaşmadan önce merdiven ile en az bir-iki metre uzaklıkta olan, fırçayı aldığı masanın birebir aynı bir diğer küçük masaya ilerledi. Önünden geçmeden hemen önce fırçayı inanılmaz bir hızla masanın üstünde duran kalbin içinden geçirdi.
Bu klasik gibi görünen bölüm aslında hiç de klasik değil ama bunu ilerleyen bölümlerde filan anlayacaksınız... Ahahahjajahaha.
Ne yazacağımı bilmeyip, "Kısa da olsa uzun zamandır yazmadığım için bir bölüm yazayım." diyerek bu bölümü yazmam peki ahahahahha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKLAŞAN KATİLİN | Texting
Narrativa generale+90 541*** ** **: Vaktin doluyor Güzelim, dikkatli ol. İlkim: Pardon bir yanlışlık oldu sanırım, siz kimsiniz? +90 541 *** ** **: Yaklaşan Katilin... İlkim: Yaklaşan katilim? (Argo, küfür, vb. içerir) #macera 84 (22/03/2023) #" 11 (01/06/2023) #"...