Öncelikle bir şey soracağım, İnstagram'dan veya profilimden alıntı paylaşmamı ister misiniz?
Bu arada profilimde boş yapmak isteyenler yapabilir öylesine duruyor zaten bende katılırım hem shsjsjjsjanahs.
İlkim Önleyen
Anladığım kadarıyla ismi Barın olan komşumun hafif bir gülümseyiş eşliğiyle gelen çocuğa sarılmasıyla bu tatlı görüntüyü hafızamda kayıt altına almış olduğumu umut ettim.
"Barın? Seni burada görmeyi beklemiyordum. Tibet çantasını burada unutmuş onu almaya geldik bizde. Sonra da İnci Hala'sıyla buluşacağız." Kafamı Tibet denilen çocuğa yönelttim, çocuklarla aram pek yoktu. Bana baktığını görünce gülümsemeye çalışarak tatlı olduğunu umduğum bir tebessüme geçiş yaptım, başımı selam verir gibi minik bir hareketle eğdim. Karşılığında ise başını "amca"sının boynuna gömen çocuğa anlamsız bakışlar yolladım. Onu getiren kadın ise güldü.
"Ona aldırma, biraz utangaçtır." Ya da benden hoşlanmayan bir başka çocuktur.
"O soğuk nevale İnci'nin programında yer var mıymış ya? Beni bir ara erteleyip duruyordu, bir haftadır görüşmüyoruz." Kadın omuzlarını silkti.
"Bilirsin, çok yoğun bir öğrencilik hayatı var." Dalgayla söylediklerine göz devirdi. Barın ise bana baktı ve konuyu değiştirdi. "Ayrıca abisine çekmiş." Barın alınmış gibi baktı ve bir koluna Tibet'i oturtmuş diğer kolunu ise onu desteklemek için kullanırken destek yaptığı kolunu çekip elini göğsüne bastırdı ve alındığını hareketlerine taşımışken sözleri de unutmadı.
"Benden bahsetmediğini umarak soruyorum Belçim, benden mi bahsediyorsun?" Belçim yanına yaklaştı ve yanaklarını sıktı.
Çüş! O yanaklar sıkılır mı be?! "Taş" dedik, "meteor" dedik, ama "mıncırabilirsin" demedik!
"Tabii ki hayır o meymenetsiz ikizinden bahsediyordum, Kuzum." Barın istediğini elde etmişçesine şımarık bir gülümseyiş sundu. Gamze? Hayır, hayır! Gamzeler?!
Yoo, bir tane var sol yanağında.
Sana ne İç Ses! Sen ne karışıyorsun acaba?!
Ağzına fermuar çekmek.
Nerede o günler?
SENİN AĞZINA fermuar çekme aşamasına ulaşamadım henüz kusura bakma İlk'!
Barın'ın bana yönelik konuşmaya başlamasıyla İç Ses'imi sessize almak için girişimde bulundum ve olumlu yanıt alarak bu işi hallettim.
"Bu arada tanıştırayım, bu Belçim, bizim... yengemiz." Belçim'in yüzünden hüzünlü bir ifade geçmesine rağmen gülümsemeye çalıştı. "Bu ufaklığın da annesi." dedi Tibet'i kucağında hoplatırken.
"Memnun oldum."
"Bende." "Bende" ne ya?! İnsan ilişkileri bazen fazla karmaşık olabiliyor da iki satır uzatsam cümleyi olmuyor değil mi?!
"Seni Barın'ın yanında hiç görmemiştim, nereden tanışıyorsunuz?" Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü, samimiyet? "Yani, üstüme vazife değil de akrabası sayılırım sonuçta. Öğrenmeliyim böyle şeyleri değil mi?" Geri vites?
"Ben-, ben Barın'ın komşusuyum. İlkim. Yeni komşusu yani." Yüzünde hoş bir ifade belirdi.
"Anladım." Barın'a baktı. "Kardeşin yabanilikte sınır tanımaz bilirsin, evinde bu kadar uzun kalmamızı sorun ederse hoş şeyler olacağını sanmıyorum. O yüzden, daha sonra görüşürüz." Bana baktı. "Yine görüşelim ama olur mu İlkim'ciğim?" İlkim'ciğin? Başımı salladım, belki biraz hızlı ve geçiştirmek ister gibi. Benden aldığı onayla birlikte Barın ile de vedalaşmasını bitirdi ve Tibet ile geldikleri gibi hızlıca gittiler. Kaşlarımı kaldırıp az önce ne yaşadığımızı sorgulamaya kalmadan Barın'ın sesini duydum.
Barın Sarnıç.
"Affedersin. Buraya geleceklerini bilmiyordum." İçini rahatlatmak ister gibi güldüm.
"Bilmiyordun sonuçta, sorun değil. Neyse, bıraktığına göre gidelim mi -kaşlarımı kaldırıp ima edercesine cümlemin devamını getirdim- Barın Sarnıç?" Dudaklarının kenarı kıvrıldı. Ardından eliyle önden buyurmamı işaret etti.
"Önden buyurun İlkim Önleyen." Tam da dediğini yaparak önden giderek kapıya ulaştım, sonrasında da dışarı yöneldim. Arkamdan geldiğini hissediyordum.
Derken bir anda bir şey oldu. Arkama dönüp baktığımda kimseyi bulamamıştım. İsmini seslendim.
"Barın?" Yutkundum. Tekrar ettim, bu sefer daha yüksek sesle. "Barın?!" Kaşlarım çatılmış, soluklarım düzensizleşmişti. Bir şeyler olacak gibi hissediyordum. "Şakaysa komik değil bilmiş ol!" Bu defa kapıya yöneldim ve hafif aralık olduğunu fark ettim. Dikkatlice araladım ve içeri girdim.
Arkamda kapı kapandı. Korkuyla titredim ve yine korkuyla bir nefes bıraktım. Arkama göz ucuyla bakmaya kalkıştığımda ise ensem ile kulağımın arasında yakın mesafeden bir nefes hissettim.
"Şaka aşamasını geçtiğimizi sanıyordum İlk'." Yutkundum. Titrek bir nefes aldım. Fısıldarcasına söyledikleri dizlerimin boşalmasına sebep olmuştu, düşmeden önce kolumdan tutmuş, beni kendine çekerek düşmemi engellemişti. Yaklaşan Katil'im çok yaklaşmış, enseme kadar girmişti bense hiç bir şey yapamıyordum. Onsuz geçen uzun zamanın ardından, beni başı boş bırakmak işine gelmemiş olsa gerekti, öyleyse
Hoşgeldin Yaklaşan Katil,
Belki sefalar değil ama,
Ölümler getirdin...
Geçen sordum mu bilmiyorum ama sanırım sordum, bölüm sıklığı nasıl olsun? Böyle kafama estikçe mi? Ayda bilmem kaç tane mi nasıl yani? Haftada biraz zor olabilir benim gibi üşengeç biri için ama shsjdhjsjahahshs.
Sıradaki bölüm text mi, normal mi, rüya mı, ne olsun? A-aa yoksa geçmiş miiii???? *Sinsi bakışlar atan yüz ifadeli emoji*.
Yaklaşan Katil'e özlemiş miydiniz?
Barın peki?
İlk''in Yaklaşan Katil'i karşılayışı ashsbhshababahajahj?
Yeni karakterler has joined to chat shshshhshsahshs. İngilizcem? Shjsjsjsjsajahsh.
Sonraki bölümde veya bölümlerde sizce neler olsun? Veya olacak?
Sonraki bölümlerde görüşmek üzere!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKLAŞAN KATİLİN | Texting
Fiksi Umum+90 541*** ** **: Vaktin doluyor Güzelim, dikkatli ol. İlkim: Pardon bir yanlışlık oldu sanırım, siz kimsiniz? +90 541 *** ** **: Yaklaşan Katilin... İlkim: Yaklaşan katilim? (Argo, küfür, vb. içerir) #macera 84 (22/03/2023) #" 11 (01/06/2023) #"...