Bölüm 42- Bencil Bir Adam

481 52 17
                                    

VURGUNA GERİ SAYIM: 85 GÜN

$

Saçları...
Gözleri...
Dudakları...
Ah, neden bu kadar güzel?
Neden bir o kadar kötü?
Neden fotoğrafına özlemle bakıyorum?
Bir parçam peşimden gelmesini beklediği için mi?
Sözlerine mi yoksa gelmemesine mi daha çok kırgınım?
Muhtemelen ikincisine.

İki gündür süren iç çatışmam sona ermeyecek gibiydi. Gözlerimi duvardaki fotoğraftan ayırıp telefondaki fotoğrafa çevirdim. Birlikte geçirdiğimiz hafta sonunda çekildiğimiz fotoğraflardan biriydi. Karakterini dışarıda bırakırsak Asaf, kusursuz sıfatını taşımayı sonuna kadar hak ediyordu.

"Kendine eziyet etme Asya!"

Telefonu kenara attım. Ceren on dakikaya eve gelirdi. İrem'in ve Defne'nin işi olduğundan Ceren ile ilgilenme görevi bana kalmıştı. Durumdan memnundum, kafamı dağıtabilirdim. Ceren ile vakit geçirmekten her zaman keyif almıştım.

İşi bırakmamın ardından Asaf  ne bir mesaj atmış ne de aramıştı. Tokat atıp berbat biri olduğunu söylediğim bir adamdan bunları beklemek tuhaftı.

Hazan sebep olduğum sorunlar yüzünden olsa gerek birkaç kez aramış, telefonlarının açılmaması üzerine onlarca mesaj atmıştı. İşi aniden bırakmam yetmezmiş gibi ortalığı karıştırarak ayrılmam onu epey öfkelendirmişti.

Volkan ve Kuzgun'dan ses yoktu. İstifa haberimin kulaklarına gittiğinden emindim ki sessizlikleri beni ürpertiyordu.

İstediği olan Serkan ise belli etmemeye çalışsa da mutluydu. Bencil bir kız olarak onu mutluluğu ile yargılayamazdım.

Zil sesiyle kapıya yöneldim. Her ihtimale karşı kapıda bekleyenin kim olduğuna baktım. Kuzgun'un ya da Volkan'ın sürprizini kaldıracak durumda değildim. Söz konusu Ceren olduğunda Kuzgun her zaman büyük bir tehlikeydi. Onu okuldan alıp eve getirmiş olabilirdi. Ceren için Kuzgun'u görmek dünya üzerindeki en harika şeydi. Bana küçüklüğümü anımsatıyordu.

Kapının önünde tek başına duran Ceren'i görsem de kapıyı temkinle açtım. Görüş alanımın dışında biri olabilirdi.

"Erkek arkadaşın seni görmeye gelmiş."

Üst kata çıkan merdivenlerin ilk basamağında duran Asaf'ı gördüğümde donakaldım. Ceren bu boşluktan faydalanıp kapıyı iterek içeri girdi. Yüzünde alaycı bir sırıtış vardı. Bu sıralar "erkek arkadaş-kız arkadaş" meselelerine takmıştı.

Asaf bedenine oturan siyah bir takım elbise, beyaz bir gömlek giymişti. Siyah kabanı üzerindeydi. Elinde krem rengi, büyük bir karton çanta vardı.

Gözleri başımdan ayaklarıma doğru kaydı, yukarı tırmandı ve gözlerimde durdu. Dağınık topuz, bol kapüşonlu, tayt ve peluş terliklerle etkileyici göründüğüm söylenemezdi. Dudaklarını aralamıştı ki kapı yüzüne kapandı.

"Tatlım, önce banyoya!"

Hiçbir şey olmamış gibi Ceren'e seslendim. Bedenimi saran şaşkınlık dalgası yavaş yavaş mutluluğa dönüşüyordu. Asaf gelmişti!

Ceren'i odasından çıkarıp banyoya yönlendirirken "Yabancılarla konuşman hakkında ne söylüyoruz?" diye sordum.

"Yabancı değil ki."

VURGUN: 136 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin