VURGUNA GERİ SAYIM: 86 GÜN
$
Emir Asaf Demirkan
Asya.
Hayatımın üç farklı döneminde karşıma çıkan tuhaf kadın.
23 Eylül 2009. Sonbahar ekinoksu. Gecenin ve gündüzün eşitliği. Yıllardır özenle büyüttüğüm karanlığın kıyameti. Gökyüzüme giren, gözümü kamaştıran aydınlığın felaketi.
O gün, tanımadığı bir adamın hayatını kurtaran genç kızdan iliklerime kadar nefret ettim. Karanlığımı aydınlattığı için. Doğrularımın yanlış olduğunu söylediği için. Kaçtım, karanlığıma sığındım.
"Berbat birisin."
Karşılık vermememiş, gidişini izlemiştim. Tuhaf kızın bıraktığı tuhaf acıyla. Olması gereken buydu.
"Öyleyim." diye mırıldandım. Karşımda o varmış gibi.
Onu ilk gördüğümde de son gördüğümde de berbat biriydim.
Kendisini kurtaran kızı bırakıp kaçan berbat bir adam.
Kendisini seven kızı aşağılayan berbat bir adam.
Yaptığım kötü şeyler değişse de berbat bir adam olduğum gerçeği değişmiyordu. Güzelliği övülen yüzüm ve karakterim büyük bir yalandan ibaretti. Ama Asya, bir yalanı sevmemişti. Hayatıma giren diğer kadınlar gibi değildi. Öyle olmasını istemiş, öyleymiş gibi davranmıştım.
Söz konusu o olduğunda gerçekten de ne yapacağımı bilmiyor, yapmamam gereken şeyler yapıyordum. Bu lanet on yıl önce, onu asfaltın üstünde kan içinde yatarken bıraktığımda başlamıştı. Aynı gün, karanlık çökerken, kendimi hastanede bulmuştum. Ameliyattaydı, saatlerce çıkmasını beklemiştim. Hayatımda ilk kez bir hastanede sabahlamıştım. Gözlerini açana dek her gün kızı ziyarete gitmiş, odaya çıktığında beyaz güller göndermeye başlamıştım. Bazı günler beyaz güllere sevgiyle bakışını görmüş ama odasına girme, onunla tanışma cesaretini gösterememiştim.
Bir gün bahçedeki bir banka oturmuş onu izlerken genç bir adam yanıma oturmuş ve sigara paketini uzatmıştı. Teşekkür etmiş, reddetmiştim.
"Sizi çok sık görüyorum."
Aynaya bakıyor gibiydim. Seçtiği kelimelerden, sesinin tınısından, yüzündeki ifadeden, sigara paketini uzatışından korkmuştum.
Benzerliğimizden olsa gerek aynı bankı uzun süre paylaşamayacaktık. Birimiz diğerini yerinden edecekti. Ki o gün, zayıf olan bendim.
"Refakatçiyim."
"Hastanelerden oldum olası nefret etmişimdir."
Adam, kızın tek yakınıydı. İlk gördüğüm anda ondan da nefret etmiştim. Benzediğimiz için değil. Onu kıskandığım için.
İkisinin birbirine bakışında sevgi vardı. Ama ikisinin de bakışı farklıydı. Kız, adamı uğruna ölecek kadar çok seviyordu. Adam, kızı uğruna yaşayacak kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN: 136 GÜN
General FictionAsya hırsızlık, dolandırıcılık vb. işleri organize eden bir düzenbazlar çetesinin önemli üyelerinden biridir. Doğduğundan beri içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtulmayı pek çok kez denemiş ama her defasında başarısız olmuştur. Kuzgun lakaplı çet...