VURGUNA GERİ SAYIM: 113 GÜN
$
"Beni duyuyor musun?"
Giray bir dakikadır ses vermiyordu.
"Asaf Bey'in evine ulaştım. Seni sonra ararım." deyip telefonu kapadım.
Asaf, Ülkü ile olan kavgasının ardından şirkete dönmemişti. Bugün de evinde çalışmayı tercih etmişti. Şirkete gelmemesinin sebebi Ülkü müydü? Aralarındaki tartışmanın konusu neydi? Asaf'ı evde çalışmaya ittiğine göre oldukça önemliydi.
Ön koltukta duran iki dosyayı aldım ve arabadan indim. Dosyalarda önemli bir bilgi yoktu ve vaktim giderek daralıyordu. Şirketteki üçüncü haftamı doldurmama rağmen hala Niks Projesi'ne dair bilgi edinmeyi başaramamıştım.
Kabanımın kuşağını sıkılaştırdım ve bir yerimin görünmediğinden emin oldum. Normalde Giray ile kostümlü bir partiye gitmeyi planlıyorduk ve buna göre giyinmiştim ama Hazan, Asaf'ın istediği dosyaları götürmeyi unutmuş ve işi son anda bana itelemişti. En geç saat altıda Asaf'ın elinde olması gereken dosyalar saat sekizde benim elimdeydi ki bu, Hazan'ın yemesi gereken azarı benim yiyeceğim anlamına geliyordu. Kıyafetimi değiştirmeye vaktim olmadığından uzun kabanımı elime almış ve telaşla evden çıkmıştım. Dosyaları kapıdan verecek ve azarımı işittikten sonra çekip gidecektim.
"Derin nefes al Asya. Beş dakikaya her şey bitecek."
Zile bastım ve beklemeye başladım.
"Niye bu kadar gerginsin?"
Kapının açılmadığı her saniye iç sesim konuşuyor, gerginliğim daha çok artıyordu.
"Her gün azarlanıyorsun, alışmış olmalısın."
Alışamamıştım.
Kapıyı hizmetli açacaktı ve dosyaları Asaf Bey'e bizzat vermem gerektiğini söyleyecektim. Ardından hizmetli beni salona yönlendirecek ve beklememi söyleyecekti. Sonra...
"Dosyaları bırakıp Asaf ile muhatap olmadan kaçamaz mıyım?"
"Aptal, kaçarsan kesin kovulursun!"
"Şu iş bitsin Hazan'ı paralayacağım."
"Hadi, açın artık kapıyı!"
Zihnimde yankılanıp duran seslere her geçen saniye bir yenisi ekleniyordu. Sonunda kapı aralanmaya başladı.
"Asya?"
Yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümseme solarken dosyalar neredeyse elimden düşecekti. Gözlerimi ovuşturmak istiyordum. Kapıyı neden Asaf açmıştı?
Gözleri, burnunun ucu kızarmıştı. Göz altları mora çalıyordu. Soluk ve bitkin görünümüne bakılırsa işe gelmeyişinin sebebi hasta oluşuydu. Yenilmez gibi görünse de sonuçta o da bir insandı.
Bol, beyaz tişörtü ve siyah eşofmanına gülmemek için kendimi güçlükle tutarken yeniden yüzüne bakmayı başardım. Dakikalardır bu sümüklü için mi kendimi geriyordum? Bırak beni azarlamayı, dudaklarını aralayacak takati bile yokmuş gibi görünüyordu.
"İstediğiniz dosyaları getirdim."
Karşıma böyle çıkmış olmaktan hoşnutsuzdu. Öyle de olmalıydı. Üç haftadır beni aşağılayan adamı böyle sefil şekilde görmenin beni mutlu ettiğini inkar edemezdim. Benim karşıma böyle çıkmış olmak Asaf'ı içten içe deli ediyor olmalıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN: 136 GÜN
Ficción GeneralAsya hırsızlık, dolandırıcılık vb. işleri organize eden bir düzenbazlar çetesinin önemli üyelerinden biridir. Doğduğundan beri içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtulmayı pek çok kez denemiş ama her defasında başarısız olmuştur. Kuzgun lakaplı çet...