12.08.2021
VURGUNA GERİ SAYIM: 91 GÜN
$
Ayağa kalkmak, arkamı dönmek ve gülümseyerek ilerlemek zorundaydım. Defalarca yaptığım gibi. Elimi kalbimin üstüne koydum ve zihnime fısıldadım. Düşmanımın öğrettiği gibi.
"Her şey yolunda."
Üstünde kolları kesilmiş, rengi dönmüş beyaz bir tişört; düşmekten dizleri yırtılmış, toz toprak içinde pembe bir taytla oturmuş; kirli saçları dağınık, göz yaşlarının bıraktığı ıslaklıklara yapışmış küçük kız gözlerimin önünde belirdi.
"Ayağa kalk."
Önü neredeyse parçalanmış, toz ve topraktan matlaşmış, iki farklı yerinde çikolatalı dondurma lekesi olan bir çift spor ayakkabı görüş alanıma girmişti. Başımı kaldırıp sesin sahibine bakmamıştım. Mahalledeki çocuklardan biri olmalıydı.
"Küçük, ayağa kalk!"
Daha yüksek sesle konuşmuş, ayağının ucuyla popoma hafifçe vurmuştu. Tek düşünebildiğim benden ne istediğiydi.
"Yolumdasın."
Eşikteki yükseltide oturuyordum. Diğer insanlar gibi yanımdan geçebilir, üzerimden atlayabilir, sıkı bir tekmeyle veya saçımdan, kolumdan tutup sürükleyerek beni uzaklaştırabilirdi. Biraz daha insaflıysa arka tarafta kalan diğer kapıyı kullanabilirdi.
"Sağır mısın?"
Yüzümün önünde parmaklarını şıklatmıştı, tepki vermemiştim.
"Sanırım öylesin."
Bağdaş kurup karşıma oturmuştu. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne bakmıştım. Yüzü güneşten yanmış, yanakları ve burnu kıpkırmızı olmuştu. Koyu renk saçları kısaydı. Kahverengi gözleri öyle derindi ki gözlerine bakarken bir uçurumun eşiğinde gibi hissetmiştim. Göz bebeklerindeki karanlık bana kucak açıyordu.
"Sen kalkana kadar burada oturacağım."
Başımı öne eğerken omuz silkmiştim. Dakikalarca konuşmadan oturmuştuk. Gözleri üzerimdeydi. Dizlerimi karnıma çekmiş, kollarımı dizlerimin etrafına dolamış, yüzümü gizlemiştim.
"İnatçısın."
"Kızı rahatsız etme p*ç kurusu!"
Başımı dehşetle kaldırmış ve sesin sahibine öfkeli gözlerle bakmıştım. Orta yaşlı, göbekli bir adamdı. Babamın arkadaşlarından biriydi. Sık sık bana bir şeyler ısmarlar; beni kucağına almaya, sevmeye çalışırdı. Acı gerçekleri görene dek onu severdim.
"Çekil oradan!"
Cılız çocuğa vurmak üzere hareketlenen elini tutmuştum. Neden yapmıştım bilmiyordum. Fiziksel olarak onu durduracak güçte değildim ama karşı koymuş olmam yeterliydi.
Adamın bileğinden aldığım destekle ayağa kalkarken "E-Etmiyor." diye mırıldandım.
Adam çocuğa kötü kötü bakmayı sürdürmüştü. Uzaklaşmasını istiyordu ama çocuğun uzaklaşmaya niyeti yoktu. Gözlerindeki karanlık giderek genişliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN: 136 GÜN
General FictionAsya hırsızlık, dolandırıcılık vb. işleri organize eden bir düzenbazlar çetesinin önemli üyelerinden biridir. Doğduğundan beri içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtulmayı pek çok kez denemiş ama her defasında başarısız olmuştur. Kuzgun lakaplı çet...