6.Hayat, Hayat İçinde!

53 5 0
                                    

Afra ve Poyraz emniyetten çıkar ve amcasının kayıtlı ev adresini öğrenmek için hastaneye doğru giderler. Afra, Poyraz'a sorar;

+ Ee nasıl gideceğiz hastaneye, yakın mı bari buraya?

- Arabayla 15 dakika, yürüyerek ise yaklaşık 1 saat falan. Sen nasıl istersen?

+ Yürüyelim biraz, eğer yorulursak yolun yarısında taksi falan çağırırız. Arabam annemde çünkü.

Sohbet ede ede yürümeye başlarlar.

- Senin araban mı var?

+ Evet 20 yaşıma girdiğimde babamla amcam doğum günü hediyesi olarak almışlardı.

- Çok şanslısın.

+ Teşekkür ederim, peki senin araban var mı veya araba kullanmayı biliyor musun?

- Biliyorumdur herhalde, istihbaratçıyım sonuçta. İşe toplu taşımayla gitmiyorumdur.

Afra sessiz bir şekilde güler.

- Neden güldün ki şimdi, komik olan ne?

+ Hazır konusu açılmışken, sen istihbaratçı olduğuna emin misin? Belki yanlış hatırlıyorsundur.

- Tabii ki eminim, istihbaratçı olmasam o kadar yakın dövüş hareketini nereden bilebilirim ki? Hem hatırlıyorum da. Kaç kere operasyona katıldım.

+ Peki tamam öyle olsun. Daha sonra hafızan yerine geldiğinde bambaşka biri çıkma da.

- Nasıl biri?

+ Ne biliyim, sıradan biri işte...

- Zaten sıradan biri değil miyim ki?

+ Şu an sıradan bir hayatın mı var, sorgula bakayım.

- Gerçi doğru söylüyorsun, hayatım gayet karmaşık. Hem de hayatımın ortasına deli bir Sivaslı çıkıp gelmiş, bu saatten sonra istesem de sıradan bir hayatım olamaz.

+ Bunu iltifat olarak kabul ediyorum. Ayrıca aferin, birkaç saatte birazda olsa tanımışsın beni. Senden beklenmedik performans...

Poyraz bu lafa biraz bozulur.

- Ben de artık senin bana söyleyeceğin bazı şeyleri iltifat olarak kabul etmek istiyorum ama sürekli gömüyorsun beni. Ayrıca amcanın yanında bana söylediklerini de duymadım sanma.

+ Ohoo, sen de her şeye böyle darılıp güceneceksen işimiz var demektir.

- Darılıp gücenmek demeyelim de, ayıp oluyor desek daha doğru olur.

+ Bazen çok konuştuğunu düşünüyorum. Keşke konuşmayı da unutsaydın.

- Şu an sırf senden başka güvenecek birisi olmadığı için sana katlanıyorum bilgin olsun.

+ Takılıyorum, bunlara alışsan iyi edersin. Ayrıca yeni bir iltifat için teşekkürler. 

Hafif tebessüm eder. Tam Poyraz Afra'ya şakasına laf atacakken, serserilerin olduğu ve pek tekin olmayan bir mahalleye girdiklerini fark ederler.

+ Celal sen bizi nereye getirdin?

- Ben bir yere getirmedim, sanırım dalgınlığıma geldi yolu kaçırdım.

+ Yarım akıllı biriyle yola çıkarsam böyle olur zaten. Peki buradan hastaneye nasıl gideceğiz biliyor musun?

Poyraz stresten eliyle ensesini hafif kaşır.

- Hmm... Sanırım bilmiyorum.

+ İş başa düştü yani. Of Celal of. İstanbul'da, yaşadığımız şehirde kaybolan tek insan olarak tarihe geçtik sayende.

KAYIP HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin