Şüphe, duyguların değil zekanın bir kusurudur.
- Francis Bacon
Poyraz, İdil'e inanmak istemese de İdil'in söylediği o sözün Poyraz'ın annesine ait olması aklını biraz kurcalar. "Sana inanmıyorum" diyerek İdil'in yanından ayrılır, eve gider.
2 SAAT SONRA...
Eve geldiğinde mutfakta hazırlanmış bir sandviç ve üzerinde bir not bulur. Notta: "Eve gitmem gerekti, bunu ye ve güzelce dinlen. -Afra " yazmaktadır. Poyraz notu okur, sandviçi yer. Üzerini değişip aklını kurcalayan bu Afra meselesini düşünmeye başlar. Daha fazla kafasındaki soru işaretlerine dayanamayıp, Afra'yı öylesine yoklamak için arar. Telefon biraz çalar, ardından hafif yorgun bir tonla "Alo!" sesi duyulur:
+ Celal, iyi misin?
- Poyraz demek istedin galiba. Celal mezarda, Poyraz ise idare eder.
+ Yo, gayet Celalsin sen.
- Bugün öğrendim, gerçekten Poyraz'mış ismim.
+ Nereden bu kadar eminsin?
- Hani ben bugün evden çıktım ya işte, kazanın olduğu gün iş görüşmesine gittiğim holdinge gidip oradan cvme baktım. İsmimin Poyraz olduğu apaçık yazıyordu, bir de insan kaynaklarındaki asistan beni tanıdı ve "Sizi defalarca aradık işe kabulünüz için, ama ulaşamadık." dedi, orada tam emin oldum.
Afra duydukları karşısında şok olur:
+ Ne desem bilemedim ki şimdi, yanına gelmemi ister misin?
- Şu an için gerek yok, hem saatte geç oldu, evdekiler arıza çıkarmasın.
+ Evdekileri boş ver şimdi, asıl benim için sen önemlisin şu an.
- Benim için de sen önemlisin ama dediğim gibi hem kabullenmem ve kafamda bazı anıların daha iyi oturması için biraz yalnız kalmam lazım.
+ İçim hiç rahat değil ama.
- Sakin olur musun, ben gayet iyiyim, en azından bedensel olarak, sadece bu yeni durumumu kabullenmek için zamana ihtiyacım var, hem bir şey olsa direkt seni arıyorum biliyorsun, bu hayatta yerini bildiğim tek kişi sensin, insan evinin yolunu unutur mu hiç.
+ Seni çok seviyorum. Ne olursa olsun ben yanındayım. Bunu sakın unutma.
- Ben de seni çok seviyorum, iyi ki varsın.
Poyraz telefonu kapatır ve yatağına uzanıp bütün olan bitenleri düşünmeye başlar. Bir süre sonra arkadan arkadan Afraya ilgili olan kuşku duygusu vurmaya başlar ve Poyraz bunun önünü alamamaya başlar. Gözünü kapatır ve aklına annesinin hep söylediği o söz gelir, daha fazla dayanamaz ve yastığı kafasına bastırıp uyumaya çalışır.
ERTESİ SABAH...
Güneş yavaş yavaş doğuyordur, Poyraz bütün gece uyuyamamıştır. Sürekli gözünün önüne hatırladığı eski anıları geliyordur. Annesini hayal meyal hatırlıyordur, onun dışında aklına patlamanın olduğu günü, Dost'un yüzünden yaşadıklarını getiriyordur. Gün ışığı Poyraz'ın odasına vurur vurmaz Poyraz saate bile bakmadan hemen üstünü giyinir ve Dost'un yanına gitmek üzere evden çıkar. Aradan 30-45 dakika geçtikten sonra Poyraz bizzat Dost'un evinin önüne gelir. Hemen kapısını çalar, kapının önünde 1 dakika kadar bekledikten sonra Dost kapıyı açar:
• Ne işin var senin burada?
- Senden öğreneceğim gerçekler var.
• Senin saatten haberin var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP HAYAT
General FictionMeydana gelen bir patlamanın ardından hayatındaki tek varlığı olan amcasıyla birlikte kimliğini ve hafızasını kaybeden 23 yaşındaki Poyrazın, gerçek kimliğini bulmak için çıktığı yolda başına gelenler ve birbirinden ağır sırlarla mücadelesini anlata...