Dost'un adamları Poyraz'ın işaretiyle Afra'yı almışlardır. Afra'da Poyraz'a olan güveninden dolayı adamlarla gitmeyi kabul etmiştir. Arabaya binerler, tam yola çıkmışken Afra mekanın kurşunlandığını görür. O sırada arabadaki adamlara seslenir;
+ Arabayı durdurun! Celal'de orada.
- Olmaz hanımefendi. Biz, bize verilen emri yerine getiriyoruz. Merak etmeyin Dost bey bir şekilde oradan çıkartır Celal beyi.
+ Arabayı durdurun dedim size! Hem siz gitmeyecek misiniz oraya? Dost beyin ölmesini mi bekleyeceksiniz?
- Hayır istihbarattan adamlar olay yerine geldiler bile, emin olun koruyorlardır. Şimdi gitmemiz gerekiyor, sizin canınız bize emanet.
+ Kardeşim size ne benim canımdan? Ben Celal'i bir kere daha hastane de görmeye tahammül edemem.
- Hanımefendi, sizi buluşma noktasına götürüyoruz. Dost bey Celal bey'i oradan alıp bizim gittiğimiz yere götürecek. Lütfen ısrar etmeyin! Bu kapı gideceğimiz yere kadar açılmayacak.
(Afra'nın beklemekten başka çaresi yoktur.)
+ Tamam ama oraya gidince ne bileyim telsizden falan durum sorgulaması yapabilir misiniz?
- Şu anda da yapabiliriz. 2441'den 4649'a silahlı saldırı hala devam ediyor mu?
* 4649'dan 2441'e, evet toplam 8 kişilerdi. 2 kişiyi hallettik. Bizden bir kayıp yok!
+ Celal iyi mi?
- Hanımefendi duydunuz. Bir kayıp yok. Onlarda 1-2 saate geleceklerdir mutlaka. Bizim önceliğimiz sizin güvenliğiniz!
Afra hala daha tam olarak rahatlayamamış olsa bile elinden bir şey gelmez. Aklından sürekli Poyraz'ı geçirerek ve korkarak buluşma mekanına girmek zorunda kalır...
2 GÜN SONRA...
Afra, o mekanda 7-8 saat bekleyip, umutsuz bir şekilde evine döner, ne Poyraz'dan ne de Dost'tan o günden sonra haber alamaz. Resmen bir anda bütün bağları kopmuştur. Her gün Poyraz'ın evinin kapısına gider ama evde hiç kimseyi bulamaz, telefonu zaten kapalıdır. Aklından sürekli "Acaba Celal'e zarar mı verdiler? Kaçırdılar mı?" gibi olumsuz sorular geçirir. Kendi kendine düşünmekten ve elinden hiçbir şey gelmemesi Afra'ya kafayı yedirtir. Artık dayanamaz ve arkadaşı Su'yu arar;
+ Su neredesin?
* Ne oldu canım? Sesin niye böyle kötü geliyor?
+ Su acil görüşmemiz gerekiyor. Benim birilerine şunu anlatmam gerekiyor artık!
* Neyi canım ne oldu? Sakin ol!
+ Celal'in evinin oraya gel. Gelince anlatacağım.
* Tamam geliyorum hemen, sakin kalmaya çalış.
(Afra hemen evden çıkar ve arabasına biner. Poyraz'ın evine doğru yol alır.)
O sırada Su, kısa bir telefon görüşmesi yapar;
* Afra aradı beni şimdi. Sesi çok kötü geliyordu, buluşmak istedi benimle. Poyraz'ın evine doğru gidiyoruz.
? Tamam, haberdar et beni. Dikkat et ama benimle konuştuğunu anlamasın.
* Siz merak etmeyin, onun yanında-
(Karşı taraf telefonu Su'nun yüzüne kapatır.)
* Alo alo, aa yüzüme kapattı. Deli midir nedir...?
Su'da arabasına biner ve Poyraz'ın evine doğru yol alır. Yolda giderken telefonuna gizli bir numaradan mesaj gelir. Mesajda Poyraz'ın iyi olduğunu ancak Afra'ya bu bilginin verilmemesi gerektiği yazmaktadır. Su bunu görüp derin bir oh çeker. Eve varmıştır, arabadan iner ve Afra'nın yanına gider. Evin kapısını çalar, Afra heyecanla kapıyı açar fakat karşısında Su'yu görünce hayal kırıklığına uğrar, "Sen mi geldin?" diyerek içeri alır. Su Afra'yı rahatlatmaya dener:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP HAYAT
General FictionMeydana gelen bir patlamanın ardından hayatındaki tek varlığı olan amcasıyla birlikte kimliğini ve hafızasını kaybeden 23 yaşındaki Poyrazın, gerçek kimliğini bulmak için çıktığı yolda başına gelenler ve birbirinden ağır sırlarla mücadelesini anlata...