KAYIP HAYAT

42. Uyanış!

Gerçek nadiren saftır ve asla basit değildir...

- Oscar Wilde

İdil'in Poyraz'ın kapısını çaldığını gören Afra, İdil'e "yanlış geldiniz herhalde" der. İdil ise daire numarasına bakarak, "yok doğru geldim, 7.daire işte" der. Tam Afra, İdil'e kimi aradığını soracakken Poyraz kapıyı açar. Karşısında ikisini birden görünce başta Afra'nın arkadaşı diye düşünür. Sonra İdil, Poyraz'a:

❧ Merhaba, adınız Celal mi acaba?

Poyraz tam cevaplayacakken Afra içeriye girer ve İdil'e cevap verir:

+ Siz neden bakmıştınız Celal'e?

- Evet adım Celal'de siz kimsiniz?

❧ İdil ben. Amcanın çok eski bir öğrencisiyim.

- Nasıl yani? Başka kimi tanıyorsunuz amcaml-

Afra, Poyraz'ın kulağına "gerçekten Dost'un bu çocukça numarasını yemeyeceksin değil mi?" diyerek ikaz eder. Poyraz ise İdil'in ne derdi olduğunu öğrenmek ister.

- Peki benden ne istiyorsun? Kapıma kadar geldiyseniz önemli bir şey olmalı.

❧ Senden veya sizden bir şey istemiyorum, sadece bir konu hakkında konuşmak istiyorum.

+ Ne ile ilgili?

❧ Dost ile ilgili.

+ O gönderdi seni deği-

- Afra bir dakika. Sen Dost'u nereden tanıyorsun?

❧ Amcanın Dost'la aralarının çok iyi olduğunu biliyorsundur diye düşünüyorum. Ben ikisinin öğrencisiydim işte. İçeri geçmeme izin verirseniz size bu konularla alakalı anlatmam gereken önemli şeyler var.

+ Biz böyle sürekli "amcanın arkadaşıyım vs." diyen çok kişi gördük İdil hanım. Hepsinin sonu ihanetle sonuçlandı. Seni de kesin o Dost gönderdi. Lütfen bir daha bizi rahatsız etmeyin. İyi günler.

❧ Durun yanlış anladınız, benim amacım sizi rahatsız etmek değil. Size yardım etmek istiyorum.

Afra kapıyı kapatacakken Poyraz engel olur ve İdil'i "buyurun" diyerek içeri davet eder. İdil içeriye girer ve tekli koltuğa oturur. O sırada Afra:

+ Celal ne yapmaya çalışıyorsun sen?

- Dur hemen kızma, öğrenelim bakalım kimmiş neciymiş. Ondan sonra karar veririz.

+ Tamam Celal, ona da tamam.

Poyraz ve Afra'da salonda İdil'in karşısındaki koltuğa otururlar. Afra sormaya başlar:

+ Evet seni dinliyoruz. Kimsin sen?

❧ Müsaadenizle en baştan başlamak istiyorum.

- Tabii müsaade senin.

❧ Ben Celal hocayı ve Dost hocayı çok eskiden beri tanırım.

- Hoca derken?

+ Celalcim, müsaade edersen İdil hanıma anlatacak zaten.

❧ Celal ve Dost hoca beni eğiten kişiler, bakın ben annesiz ve babasız büyüdüm. Celal hoca beni hep kızı gibi severdi, ben de onu babam gibi severdim. Bundan iki yıl önce bir sebep yüzünden bir süreliğine ortadan kaybolmak zorunda kaldım. Benim tam buralardan gittiğim hafta Celal hocamın maalesef vefat haberi geldi. Ama geri dönemezdim artık.

- Peki buraya ne zaman geldin, beni niye yeni buldun?

❧ Ben Celal hocayı ne kadar tanısam da bana senden hiç bahsetmedi. Sadece bir yeğeni olduğunu biliyordum onu da Dost hoca söylemişti. 2 yıl aradan sonra ilk defa daha yeni geldim Türkiye'ye, buraya gelip seni bulma amacım da kapıda bahsettiğim gibi Dost ile ilgili.