Dost İzmir-İstanbul uçağından inmiştir. Hemen telefonunu çıkartır ve bir numara tuşlayıp arar. Telefon 3 kere çaldıktan sonra açılır. Hafif yaşlı bir kadın sesi çıkar:
⊙ Efendim Dost?
• Elizabeth, İstanbul'a indim ben.
⊙ Tamam ne yapacağını biliyorsun diye düşünüyorum.
• Evet evet biliyorum, sen hiç merak etme.
⊙ Unutma çocuklardan hiçbirine zarar gelmeyecek.
• Bana işimi öğretmeye kalkma istersen. Biliyorsun pek hoşlanmam.
⊙ Göreceğiz bakalım sana işini öğretmeye kalkmadan başarabilecek misin?
Dost telefonu kapatır.
O Sırada Ateş, Su ve İvan...
Ateş'in gözleri yavaş yavaş açılmaya başlar. Kendine gelmek üzeredir. Su ise Ateş'in arka sandalyesinde Ateş'le sırt sırta bağlıdır. Su hala kendinde değildir. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra Ateş'in gözleri tamamen açılır. İstanbul manzarasına karşı bir otel odasındadırlar. Ateş hala olayı idrak edememiştir. Arkasına zorlanarak döner ve Su'nun da onun arkasında baygın olduğunu fark eder. Su'yu o şekilde gördükten sonra telaşa kapılarak "Su, Su kalk!" diye diye ayıltmaya çalışır. Bir yandan da elleri kolları bağlı olduğundan, kaldırmak için omuzlarıyla dürtüyordur. Ateş bir süre bu şekilde kaldırmaya çalışırken birden otel odasının kapısı açılır. Kapıdan İvan girer, karşısında Ateş'i ayılmış bir şekilde görünce:
¤ Vay vay, Ateş bey günaydın. Gerçi gün aymıyor, batıyor.
& Ne diyorsun lan sen? Su'ya ne yaptın?
¤ Sakin ya dur dürtme kızı bırak uyusun, sabaha uykusunu alıp kalkar.
& Şimdi geliyorsun beni çözüyorsun, ben de Su'yu alıp gidiyorum yoksa-
İvan gülerek Ateş'in sözünü keser:
¤ Yoksa ne? Arkadaşın gelip burayı da mı patlatır?
& Onun patlatmasına gerek kalmadan seni öldürürüm. Ama haberin olsun ben onun yaptığı gibi merhamet etmem, direkt öldürürüm.
İvan gülmeye devam ederek balyozunu Ateş'e uzatır:
¤ Bak balyozumu da veriyorum sana. Al öldür. Aaa pardon sen bağlıydın değil mi? Tüh, unutmuşum. Neyse artık buradan sağ çıkarsan öldürürsün.
& Adamsan çözsene beni.
İvan gülmeyi bırakır ve birden ciddi olur:
¤ Yok olmaz, işim var sizinle biraz daha.
& Senin bizimle ne işin olabilir ki?
¤ O süper akıllı arkadaşınız beni rezil etmenin bedelini ödemeyecek mi sandınız? Ben o p*ç yüzünden yıllardır çalıştığım çeteden sürgün edildim, ve şu anda her yerde öldürmek için beni arıyorlar.
& Hak ettiğini yaşamadan ölmezsin diyeceğim de, senin de hak ettiğin ölmek İvan.
¤ Sizi şimdi öldüremem ama herhalde 3-5 yumruk atsam bir şey olmaz. Kaldırabilirsin değil mi? Sonra elimde kalma.
& Su'ya bir şey yapma.
İvan, Ateş'i biraz hırpalar. Ateş'in ağzından, burnundan kan geliyordur. O sırada Su'nun gözleri açılmaya başlar. Yavaş yavaş ayılır. Bunu gören İvan, Ateş'e:
¤ Bak seninki uyanıyor, ama dedim ben ses gürültü yapmayalım diye.
Ateş acıyla arkasına dönmeye çalışır, hafif bitik bir sesle, "iyisin değil mi?" der. Su hala tam olarak ayılamamıştır. O da baygın bir sesle "iyiyim" der. Aradan 1-2 dakika geçtikten sonra Su arkasına dönmeye çalışır, karşısında İvan'ı. Ateş'i de o halde görünce korkarak:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP HAYAT
General FictionMeydana gelen bir patlamanın ardından hayatındaki tek varlığı olan amcasıyla birlikte kimliğini ve hafızasını kaybeden 23 yaşındaki Poyrazın, gerçek kimliğini bulmak için çıktığı yolda başına gelenler ve birbirinden ağır sırlarla mücadelesini anlata...