17. "Ateş" Düştüğü Yeri Yakar!

20 4 0
                                    

Afra ve Poyraz neredeyse aradan geçen 1 haftanın sonunda buluşmuşlardır. Poyraz, kapıya gelen Afra'yı hemen içeriye alır. Salona geçerler. Poyraz o anki heyecanla hemen ayna karşısına geçip saçına başına çeki düzen vermek ister.

- Afra sen şöyle otur ben hemen geliyorum.

+ Hopp hopp! Nereye? Taa İstanbul'dan geldim buraya senin için, ne işin varsa sonra halledersin gel otur şöyle gözüm seni görsün biraz.

(Poyraz şaşkınlıkla);

- Ta-tamam olur.

+ Eee nasılsın? İyi misin bir şey yapmadılar sana di mi?

- Hayır saçmalama, asıl sen nasılsın. Ne idiği belirsiz adamlarla baş başa bıraktım seni. Bana burada zaten iyi baktı Dost bey.

+ Sahiden Dost nerede?

- En son odasındaydı gelir herhalde. Bu arada seni buraya Dost getirtti di mi?

+ Yoo. Kendim geldim ben.

- Neyy? Nasıl? E senin evinin önüne bir sürü koruma dikmemiş miydi bu herif? Bana mı yalan söyledi yoksa?

+ Hayır canım, yalan falan söylemedi. Ama sen bazenleri benim bir Sivaslı olduğumu unutuyorsun bence. Adamların haberi bile yok.

- O zaman Dost'un da haberi yok. Seni burada görünce ne diyecek acaba?

+ Ne oldu korktun mu yoksa? Gidebilirim istersen.

- Hayır ya öyle bir şey demedim ben. Saçmalama buraya kadar gelmişsin seni asla göndermem!

+ Gerçekten göndermez misin? Hatırlatırım beni tek başıma bırakıp İzmir'e gittin.

- Keyfe gelmedim herhalde, hem ben ölümlerden dönmüşüm aldığım karşılık trip mi gerçekten?

+ Ne münasebet? Sen kimsin de ben sana trip atacağım?

Poyraz biraz bozulur. Afra'nın yanına doğru yaklaşır ve Afra'nın elini tutar.

- Sen yokken ben ne kadar endişelendim biliyor mus-

Dost odasından çıkar ve salona gelir, Afra'yı görünce şaşırır. Poyraz'a "bu kızın burada ne işi var?" diye kaş göz yapar.

+ Merak etmeyin Dost bey, kendim geldim buraya. Celal'le bir alakası yok.

• Pardon da kendiniz nasıl bulabildiniz burayı? Ayrıca takip edilmediğinizden emin misiniz?

+ Ya yok ne takibi? Kim beni niye takip etsin, ayrıca kapının önüne koyduğunuz adamlar bir boka yaramıyorlar, haberiniz olsun. En ufak bir yalana inandılar, yazık.

(Poyraz bıyık altından güler. Dost ise bu duruma bozulur.)

+ Ee Dost bey ne zaman döneceksiniz siz?

• Hala risk devam ediyor, 1-2 gün daha buradayız. Siz de kendinize bir otel bulsanız iyi edersiniz, çünkü bu evde şu an boş yatak yok maalesef.

Poyraz, Dost'la göz teması kurar.

- Abi ne alaka? Koskoca-

+ Merak etmeyin Dost bey, zaten sizin evinizde kalmak gibi bir düşüncem yok. Siz istediğiniz kadar kalabilirsiniz burada. Biz de birazdan İstanbul dönüşüne geçeceğiz zaten. Değil mi Celal?

Poyraz neye uğradığını şaşırır, donakalır. Ne diyeceğini bilemez. Tam ağzını açacakken Dost araya girer:

• Hiçbir yere gidemezsiniz küçük hanım, biz burada keyfimizden kalmıyoruz herhalde, dışarıda daha kim olduğunu bilmediğimiz bir düşman var. Ve biz değil bu şehirden, bu evden bir adım bile atamayız. Lütfen bana biraz olsun güvenin.

KAYIP HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin