KAYIP HAYAT

46. Sessizlik!

Asla geçmişte yaşama ama her zaman geçmişten ders al.

- Mevlana

- Sen Dost'un kızıyla tehdit edildiğini nereden biliyorsun?

❧ Sen biliyor muydun?

- Tehdit edildiğini bırak, bir kızı olduğunu bile senden öğrendim.

❧ Şimdi anlıyor musun seni neden ikna etmeye çalıştığımı?

- İdil sana bunu o mu söyledi?

❧ Evet. Yani hayır.

- Evet mi hayır mı?

❧ Ben sadece bir kızı olduğunu biliyordum. Tehdit edildiği şeyi bana söylemedi. Ama kızından bahsedince gözleri doldu, hemen konuyu değiştirmek istedi.

- Bana eğer şimdi doğruyu söylersen söz veriyorum kızmayacağım. İdil seni bana o mu gönderdi?

❧ Poyraz, ben kimsenin adamı değilim. Ne senin ne de Dost'un. Buraya kendi isteğimle geldim. Özellikle Dost bana bu yaşadıklarının en azından bir kısmını anlattıktan sonra.

- İdil bak sen onu hiç tanımıyorsun, o senin bildiğin gibi biri değil.

❧ Poyraz, o "bildiğin gibi biri değil" dediğin kişiyle biz yıllardır beraber çalışıyoruz. Bugüne kadar bana bir yanlışını bile görmedim.

- İdil, bak bu adam benim amcama suikastı düzenleyen kişilerle iş tutuyor.

❧ Amcanı onların öldürdüğüne nasıl bu kadar eminsin?

Poyraz derin bir nefes alır. İdil'e laf anlatamadığı için hafif sinirlenir. Sesini biraz yükselterek:

- İdil sen profesyonel falan değilsin! İşinin içine duygularını katıyorsun, anla artık şunu; bu adam iyi birisi değil. Zaten biraz mantıklı düşünsen bir şeylerin farkına varırsın.

❧ Ben zaten profesyonel olduğum için gelip seninle konuşuyorum. Yoksa ben o flashı senden almayı bilmez miydim?

Poyraz ceketinin cebinden flash belleği çıkartır ve İdil'e göstererek:

- Bunu mu istiyorsun İdil? Kusura bakma ama ben bu flashı veremem, ne sana ne Afra'ya ne de Dost'a. Zaten sana versem dolaylı yoldan Dost'un eline geçecek. İdil, amcam bu flash belleği eğer güvenseydi Dost'a vermeyi bilirdi. Lütfen bunun hakkında daha fazla konuşmayalım. Umarım bir an önce aklını başına alırsın.

İdil tam laf yetiştirecekken Poyraz yerinden kalkar ve "bir dahakine yalan söylemeden de beni yanına çağırabilirsin." diyerek oradan uzaklaşır. İdil masada tek başına kalmıştır. Poyraz'ın söylediklerini kendine yedirememiştir. Masadaki suyu içer ve hesabı isteyip masadan kalkar. Arabasına biner ve içinden "sen bilirsin Poyraz, benim de adım İdilse o flashı senden bir şekilde alırım." der ve yola çıkar. Poyraz ise o sırada Halit hocanın evine "belki o zamanında benimle ilgili bir şeyler bulmuştur." diye düşünerek gitmek için yola koyulur.

O Sırada Dost...

Dost kara kara istihbarat binasında ne yapacağını düşünmektedir. Göz ucuyla telefonu kontrol edip İdilden gelecek herhangi bir işareti bekliyordur. Bir taraftan da acaba becerebilecek mi diye düşünüyordur. Daha fazla bekleyemez ve İdil'i arar:

• Ne kadar kaldı?

❧ İşiniz elde olmayan sebeplerden ötürü biraz daha uzayacak.

• Zamanım daralıyor, farkındasın değil mi?